Londra-Heathrow Havalimanı'nda yaşanan kar esaretini SABAH Dış Haberler Müdürü Alparslan Akkuş anlattı. "Günde bin 260 uçuş gerçekleşen havalimanında kaos hâkim. Otel bulmak imkânsız gibi. Bulsanız da ulaşamıyorsunuz"
Kuzey ülkesi olmasına karşın, Gulf Stream sıcak su akıntısının da etkisiyle kara çok alışkın olmayan İngiltere, 'beyaz kâbus'a esir olmuş vaziyette.
Felaketin boyutlarını anlamak için Heathrow Havalimanı'na bakmak yeterli. Bir hafta önceden hava tahminleri cumartesi kar geleceğini söylüyordu.
Belediyeler önlem almış, her yerde tuzlama çalışmaları yapılıyor. Ancak kar yağdığında bu profesyonellik ve İngilizlere özgü o meşhur serinkanlılığın yerini, çölde kar görmüşçesine bir panik alıyor. Heathrow Havalimanı kapandı haberini geçiyor TV'ler. Saat beşe kadarki bütün British Airways uçuşları iptal...
Yola çıkmadan THY'yi arıyorum, uçuş iptali görünmüyor. Heathrow havalimanına doğru yola çıkıyoruz. Otoyollar açık, sadece yol kenarlarında biraz kar var.
İĞNE ATSAN YERE DÜŞMEZ
Heathrow'daki manzara ise görülmeye değer. O Heathrow ki dünyanın en işlek havalimanı, 90'ın üzerinde havayolu şirketinin merkez üssü, dünya havacılık endüstrisinin kalbi... 77 bini aşkın çalışanıyla her gün ortalama bin 260 uçuş gerçekleştiren havalimanı felç olmuş vaziyette. Terminal binasında tek kelimeyle kargaşa hâkim. İğne atsan yere düşmez... İnsanlar yerlerde yatıyor. Ve THY uçuşlarının iptal olduğu da açıklanıyor. Ertesi günkü uçuşa yer ayırmak istiyorum. Uçak iptal bilgisi sisteme girmemiş, yer ayıramıyorlar. Bu esnada yapılan bir anons, havalimanının kapandığını duyurup ekliyor: "Terminali boşaltın..." Civarda bir otel aramaya başlıyorum. Terminalden çıkınca yüzüme vuran soğuk, ilk tokat oluyor. Metroya inmek için hamle yaptığımda gördüğüm mahşeri kalabalık ve ucu bucağı görünmeyen taksi kuyruğu da ikincisi...
HEATHROW'DAN ÇIKIŞ YOK
En sonunda Hilton'un lobisinde yer ayırtmayı başarıyoruz (odayı geçtik artık lobide bile yer ayırmak gerekiyor) ancak oraya gitmek için de trene binmek lazım ki bu imkânsız gibi. Havalimanındaki araç kiralama şirketleri geliyor aklıma. 15 şirket var, biri çalışıyor, önünde de uzun bir kuyruk. Sıra bana geldiğinde sağdan direksiyonlu İngiliz araçları için ehliyet sorun oluyor. "Araba kullanmayı burada öğrendim ben" diyorum ama nafile. Bu arada kent merkezinden çağırdığımız taksi geliyor. Dönüş yolu da gidiş gibi açık ama bunu sadece Heathrow'dan çıkabilenler görüyor. Ertesi gün Stansted havalimanından THY'nin ayarladığı özel bir seferle İstanbul'a geliyorum. İnsanın evi gibisi yok...
Yorumlar