Önce söz verdiğimiz gibi bir iki Üstün meziyetli arkadaşın eniştesinden bahsedeceğiz. Nasıl genel müdür yardımcısı yapıldı ve şimdi nereye yükseltilmek isteniyor onları anlatacağız. Sonra yazıya başlığını veren gizemli 531 numaralı odanın hikayesi.
Hatırlarsanız THY Basın Müşaviri Yahya Üstün’ün eniştesini THY-OPET’e genel müdür yardımcısı yaptığını açıklamıştım. Dahası olduğunun bilgileri gelmeye başladı bile.
THY-OPET hisselerinin SOCAR’a devredilme durumu var. Yani OPET havacılıktan komple çıkartılacak. Ama bu devir işlemi henüz gerçekleşemedi.
Konu şöyle;
Mart başında THY-OPET hissedarlık yapısı değişeceği OPET’e bildirilmiş. Ancak henüz bir gelişme olmadı veya olamadı. THY tarafı bir engelleme veya dirençle bazı işleri kendisinin yönlendirmesini istiyor.
Direnç gösterilmesinin sebebi Yahya Üstün’ün eniştesi Mehmet Zahid Uzunlar’ı genel müdür yapmak istemeleri. Hatta bunun için Uzunlar’ı THY-OPET kasasından 50 bin dolar harcayarak Harvard Üniversitesi’ne seminere bile gönderdiler.
Maksat enişte “Harvard”lı havası yaratmak.
Ama Harvard seminerli arkadaşa bu kapı henüz açılamadı. Lakin şirket içinden gelen bilgilere göre, arkadaş terör estiriyor THY-Opet içinde. Genel müdür havalarına bürünmüş bile.
İzleyip takip edeceğiz bakalım. Harvard seminerli arkadaş genel müdür olacak mı?
Bu arada paralı maşa gazeteci kisvesindeki zavallılar önüne geleni yemiş ve Harvard Mezunu yazmışlar. Yazık sizin önünüze geleni yeme alışkanlığınıza.
Gelelim 531 nolu odaya….
Aylardan Haziran. Yazı tarihi 19 Haziran 2017, yazı başlığı “THY’nin AB’si”
Konunun içeriği THY Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Bolat ile ilgili.
Detaya girmeyeceğim. Aracılar sokup yazıyı kaldırmamı istemesini de anlatmayacağım. Kendisi arasın, aracı koymasın dediğimi de anlatmayacağım. Hızını alamayıp noterden tehdit dolu, yazıyı kaldırın talimatı şeklindeki belgeden de bahsetmeyeceğim.
Ankara mahreçli kumpasları anlatacağım.
Sonradan edindiğim bilgiye göre Ankara’dan operasyon çekilmişti bana.
Ahmet Bolat yazıyı kaldırma emeline ulaşamayınca belli ki Ankara’dan hatırlı ağabeylerini devreye sokmuştu.
Bunca yıllık gazeteciyim böyle bir davet, böyle bir usul görmedim.
Israrla bir numaradan aranıyorum. Ancak Ramazan Bayramı öncesi olduğu için her yıl olduğu gibi annemle-babamla bayramı geçirmek üzere memlekete gidiyorum. Arabayı kenara çektim ve defalarca arayan numaraya geri döndüm.
Bu kadar önemli olan nedir diye merak ettim.
Karşıma Bakırköy Terör Savcısının sekreteri ya da kalemi çıktı. Acilen ifadenize başvurmamız gerekiyor denildi. Dedim şehir dışındayım. Bayram sonrası döneceğim İstanbul’a.
“Döner dönmez savcılığa bekliyoruz” denilip telefon kapatıldı.
Anladım bir şeyler dönüyor.
Gelir gelmez Adliye’ye geçtim. Avukatımı da çağırdım. Malum basın konularında “gak” deseniz “guk” deseniz şikayet oluyor. Onlardan biri diye düşünürken terör savcılığı nedir?
Velhasıl davet eden savcının odasına gittim. Savcı beye haber verildi. 531 nolu odaya geçsin beklesin denildi. Belli ki psikolojik bir baskı altına alınmalıydım.
Bekledim, bekledim belki de 40-50 dakika. Sonra katip kızımız ardından da savcı geldi. Ben ayaktayım. Savcı saydırmaya başladı. “Sen Temel Kotil’e nasıl terlikli genel müdür dersin” şeklinde resmen azarlıyor beni. O arada avukatım girdi içeri. Özür diledi geciktiği için. Avukat girince biraz yumuşadı gibi ama sorduğu sorulara cevap verirken avukatım devreye girdi. O sırada bizi oturtmuştu koltuklara.
Ve bir anda sinirlendi savcı. “Seni 24 saat içerisinde içeri tıkarım. Tüm telefon kayıtlarını incelerim, bir tane FETÖ’cü ile konuştuğunu tespit ederim, hapsi boylatırım sana” dedi.
O an hapse girmeyi göze aldım ve fakat anam babam gözümün önüne geldi. “Siz devletsiniz istediğinizi yapabilirsiniz” demekle yetindim.
Anlaşıldı ki Ankara’dan aranmıştı savcı. Arayanı da sonra buldum. M.K isimli bir bakanın özel kalem müdürü. Hem Temel Kotil ile hem de Ahmet Bolat ile ekip arkadaşlıkları var.
Sonra ne mi oldu? Olmaması gereken oldu. Ben ceza aldım o davadan. Haksız ve hukuksuz yere. Ama Allah şahit ki bu işler tersine dönecek.
Sonra savcı ne oldu biliyor musunuz?
Terfi aldı, yukarılara tırmandı.
Bilmem hiç vicdan yapıyor mudur?
Yorumlar Tüm Yorumlar (41)