Ben bu Ahmet Bolat için iyi niyetli olduğuna dair önemle avanslar verdim. Halen “iyi niyetli” olduğuna kanaatkârım. O halde niye sert eleştirilerim var merak ediyorsunuzdur. Sizin için, sizin geleceğiniz için. Bu “niteliksiz” ifadesine de bi açıklık getireyim.
Niteliksiz ifadesinin bir dil sürçmesi mi, içten geçenin dışa yansıması mı ona değinmeden önce geçen hafta sosyal medya hesabımdan yazdığım Sunexpress Havayolları’ndan THY kanadından yönetici olan Ahmet Çalışkan ile ilgili birkaç cümle edelim.
Tabi meselenin özünde Ahmet Çalışkan’ın Kartal İmam Hatip mezunu olmasından dolayı avantaj sahibi olduğundan bahisle, Türkiye’de asgari ücretin 5500 TL iken, 57-58 kişinin asgari ücretine tekabül eden maaşının olduğunu söylemekten ibaretti. Birileri bal-kaymak yerken, diğerlerine “ayran iç, şükret” demenin ne kadar adil olduğunu sorgulamak artık mecbur hale geldi.
Bir başka deyişle THY’de de 41 ayrı şirkette yönetim kurulu üyeliklerinin bulunduğu, milyon dolarların cebe indiği gerçeği artık su götürmez bir gerçektir.
Şimdi gelelim Ahmet Bolat’ın bana göre Van Kahvaltısı onlara göre yönetim kurulu toplantısı sonrası açıklamalarına.
Ahmet Bolat öyle bir adım sonrasını düşünecek ve içsel bir düşünce yapısına sahip bir kişi değil. Aslında kötü niyetli olmayan ve fakat anlaşılması zor cümleleri sarf ederek kendini de zor durumda bırakabilir bir yapısı var.
Van Kahvaltısı sonrası, yeni işe giren personelin ne kadar maaş alabileceğini anlatırken “Niteliksiz” tabiri aslında “tecrübesiz” manasında kullanılmış bir kelime. Art niyet aramaya gerek yok. İfade güçlüğünden kaynaklı bir sözcük.
Oysa orada anlatmak istediği THY’nin başarılı olduğu, personeline iyi maaş verdiği, yönetimin Pazar dahi olsa iş başında olduğu… gibi başarı hikayesi anlatmaktı.
Büyük gaf bana göre. Ama inanıyorum ki art niyet yok.
Değerli THY çalışanları…
Bakın neler oldu!
Mesela ben pilotların yorgun uçtuğunu yazdım ve ardından hemen pilot alım ilanı açıldı. Bunun Türkçesi şudur; “Evet pilot açığı vardı ve biz bunu sezon sonuna öteliyorduk”
Şimdi başka bir iddiada bulunuyorum. THY’den 200 F/O Körfez ülkelerine gitmek üzere anlaştı ve imza için davet bekliyorlar.
Artık bu konunun para ile ilgisi kalmadı. Mesele çalışma koşulları.
Bir başka konuda da çalışanlar adına önemli açıklamalar yapmak durumunda bıraktık yönetimi. Primler konusu muğlak idi. Mesela TGS konusunda düşünce yoktu ve benim açıklamalarımdan sonra mecbur kaldılar.
Ve daha neler olacak!
THY kar payı dağıtacaktı ya hani. Reis zılgıtlamıştı yönetimi. Şimdi o konuda da yakında esneme olabilir. Hem seçim de yaklaşıyor. Şirin görünmek lazım, “çalışanları düşünüyoruz” havası estirmek lazım.
Benim isteğim. Biz her zaman kötü olalım ama çalışanlar mutlu olsun. Hak ettiklerini alsınlar.
Ha bu arada THY’den sonra sektörün en büyüğü haline gelen İstanbul Havalimanı çalışanları da beklenti içine girdi. Yıl sonu bir prim de biz alabilir miyiz umutları yeşerdi.
Kim bilir Cemal Kalyoncu’da pek cimri bir adam değil diyorlar. Çat diye açıklama yapar ve çalışanların gönlünde yeni bir taht kurar.
Yorumlar Tüm Yorumlar (240)