Bu yazımla birlikte üç haftadır Pegasus ve Ali Sabancı ile ilgili paylaşımlarım oluyor. Nadir Kabaş ile ilgili yürütülen hukuk sürecinin getirdiği bu noktada Ali Sabancı da öyle doneler veriyor ki yazmamak aptallık olur.
Nadir Kabaş'ın gözaltına alınması ve on gün süren gözaltı sürecinden sonra başlayan hareketliliği görmemezlik olmaz, olamaz.
Nadir Kabaş'ın avukatı Şükrü Aksu aradı geçen hafta. Müvekkili Nadir Kabaş'ın tutuklanmadığını on gün gözaltına alındığını ve ardından savcılık tarafından serbest bırakıldığını söyleyerek yayınları kaldırmamızı istedi.
Nezaket kuralları içerisinde geçen konuşmanın ardından bir tekzip göndermesini ve bunu yayınlayacağımı bildirdim. Normal şartlarda noter kanalı ile gönderilmeyen hiçbir tekzip metnini yayınlamam. Lakin Şükrü Aksu'nun nezaketine istinaden gönderdiği metni aynen yayınlıyorum.
Şunu belirteyim Şükrü Aksu'dan savcılık belgelerini istememe rağmen "Gizlilik kararı var gönderemem" demesini de anlayışla karşılıyorum.
İşte Şükrü Aksu'nun gönderdiği o metin;
"Sayın airporthaber.com yetkilileri ; Müvekkil Nadir KABAŞ hakkında 2 kez gerçeğe aykırı ve müvekkilin kişilik haklarını ihlal edecek şekilde 19 Mayıs 2017 tarihinde "Pegasus Havayolları'nda Fetö'cü yönetici tutuklandı" ve 24 Mayıs 2017 tarihinde ise "Pegasus yöneticisi Kabaş serbest" başlıklı haberler yaptığınız, bu haberlerde müvekkilin Fetö/Pyd terör örgütüne üye olduğu ve bylock kullandığı gerekçesiyle gözaltına alınıp tutuklandığı ve tutuklandıktan sonra ise cezaevine gönderildiğini belirttiğiniz tarafımızca tespit edilmiştir. Yapılan bu haber nedeniyle internet ortamında yüzlerce kişi müvekkile hakaretler etmiş ve müvekkilin manevi bütünlüğüne haksız saldırılarda bulunmuşlardır. Halbuki müvekkil Nadir KABAŞ, sadece bylock kullandığı iddiası ile kolluk kuvvetlerince gözaltına alınmış, emniyet ve yargı teşkilatındaki aşırı iş yoğunluğu, 19 mayısın tatil günü olması ve akabinde haftasonunun araya girmesi nedeniyle gözaltı süresi 10 gün civarında sürmüştür. Savcılık makamınca, tarafımca vekil olarak dosyaya sunulan deliller ve Savcılık makamının re'sen yaptığı tespitler gözönünde bulundurularak bylock tespiti yapılan telefon numarasının müvekkile ait olmadığı ispatlanmış olup Savcılık makamının bizzat kendi talebiyle müvekkil SERBEST bırakılmıştır.
Bu bağlamda yukarıda değinilen ve müvekkili zan altında bırakan haberlerinizin ;
a)DERHAL yayından kaldırılmasını,
b)Buna müteakiben kamuoyu ile gerçekleri paylaşarak TEKZİP yayınlamanızı aksi taktirde hakkınızda yasal yollara başvurulacağı bilvekale ihtar olunur.
Nadir KABAŞ vekili
Avukat Şükrü AKSU"
Umarız Şükrü Aksu'nun dedikleri doğrudur. Lakin haberlerimizin doğruluğundan şüphe etmiyoruz. Şirket kaynaklarından aldığımız bilgiler bu yöndedir. Ayrıca haberi de kaldırmamız söz konusu değildir. Bir haberin kaldırılması için mahkeme kararı gerekmektedir. Sayın avukat da bunu en iyi bilendir.
Gelelim Ali Sabancı'ya.
Yine Airporthaber'de mutlaka okumuş ve izlemişsinizdir Ali Sabancı'nın açıklamalarını. Ben hayretler içerisinde kaldım. Gazeteci Özlem Gürses'e verdiği mülakatta, durup dururken "İnsanlar seni hapse atabilir, serbestliğini kısıtlayabilir, evini paranı, şirketlerini alabilir ama tek bir şey alamaz. Öğrendiklerini geri alamaz” demesi aklıma çokça soru getirdi. Örneğin "serbestliğini kısıtlayabilir" sözü yeni anayasa maddelerina atıf yapılmış gibi görünüyor.
Ali Sabancı, hapse atılma korkusu mu yaşıyor, hayatının kısıtlanacağını mı düşünüyor, evinin, parasının, şirketlerinin tehlikede mi olduğunu düşünüyor açıkçası merak ediyorum. Ki böyle bir düşüncesi var ise bunu açık yüreklilik ile söylemeli.
Sabancının mülakatının sonunda Boston'da okurken kütüphaneden kitap çaldığını söylemesi ve bunu da "girişimcilik" olarak adlandırmasını da hangi mantıkla söylediğini çözemedim.
Bu ülkede bir dilim baklava çalan hapse atılıyor Ali Sabancı gençlere böyle mi örnek olacak?
Pegasus ile ilgili yazdıklarımın arkasındayım. Ali Sabancı geçen Pazartesi yazdıklarımın etkisi altında kalmış olmalı ki yöneticiler ile yemek yemiş. Yemekteki cümlesini aynen aktarıyorum. "Ben Katar'a hayatımda bir kez gittim" demiş. Adam haklı Pegasus'un Katarlılara satıldığına dair konuşmalardan etkilenmiş olacak ki bunları söylemiş. Ben de diyorum ki; "Pegasus'u Katarlılara satmak için Katar'a gitmeye gerek yok"
Pegasus için her şeyin hayırlısını diliyorum. Daha doğrusu havacılığımıza hayırlısı diyorum.
Yorumlar Tüm Yorumlar (17)