Bir kez daha anladım ki magazineliz biz. Nerede popülizm var biz oradayız. Nerede yalakalık yapılacak insan var oradayız. THY'nin 300. uçak töreninde yüzlerce insan vardı. Çünkü orada bir şov vardı. Çünkü orada kendini göstereceğin insanlar vardı.
Yazıya neden böyle giriş yaptım? THY'nin genç pilotu Mehmet Güven'in cumartesi günü yapılan cenaze törenine katıldım. "Acılar, sevinçlerden daha çok paylaşılmalı" diye düşünürüm hep. Ama ne yazık ki gördüklerim ile düşündüklerim arasında bir uçurum var. Mehmet Güven'in cenazesinde sadece uçuş işletmeden sorumlu genel müdür yardımcısı Levent Yılmaz, Uçuş Eğitim Başkanı Sedat Şekerci ve başpilot Mehmet Kadaifçiler vardı. Mesai arkadaşları da oradaydı ama benim gözüm tepe noktadakileri aradı hep.
Ben istiyorum ki acıları da sevinçler kadar paylaşalım. İşte o zaman bizi biz yapacak değerleri sağlayabiliriz.
Mehmet Güven kardeşimize Allah'tan bir kez daha rahmet diliyorum.
Gelelim asıl meselelere.
Bu bölümde isim vermeyeceğim ama siz mutlaka tahmin edeceksiniz.
Arkadaşlar, Ankara'da yumurtalar tokuşmaya başladı. Kaç yumurta kırılacak bilemiyorum ama mutlaka yumurta kırılacak.
DHMİ üzerinde tahakküm kurmak isteyen bir kişiden bahsetmiştim. Yazdığımdan fazlası oluyor. Başbakanlık genelgesi kapsamında üç aylık sınırlı yetki verilmiş zat, kendisini tüm havacılığın sahibi sanırken; etrafı kırıp dökmeye, terör estirmeyi kendisine bir görev addetmiş durumda.
"Haksızlığın karşısında susan dilsiz şeytandır" sözü üzerine, haksızlıkları söylemeye devam etmek bizim boynumuzun borcudur.
Değerli okurlar, DHMİ bir KİT kuruluşudur ve bir yönetim kurulu vardır. Bugün oraya tahakküm etmek isteyen arkadaş geçmişte aynı şeyin kendisine yapılması halinde hangi tavır içinde olacağına dair empati yapamıyor.
İçini bir hırs, kin bürümüş. Kıblesi kabe olanın tevekkül etmesi gerektiğini unutmuş durumda.
Ben halen iddia ediyorum Sayın Binali Yıldırım'ın olan bitenlerden haberi yok. Olsa mutlaka müdahale ederdi. Herkese kendi görev alanında kalması için talimat verirdi.
Bildiğim kadarı ile Sayın Cumhurbaşkanının da bu şahsın bulunduğu makama vekalet ettiğinden haberdar değil.
Sözün özü şu ki, herkes kendi alanına çekilmeli. Kimse kendini bütün mevkilerin sahibi sanmasın. Bürokratları rahat bırakın. Sizin göreviniz denetlemek ise denetleyin. İnsanların tepesinde cehennem zebanisi gibi durmanın bu ülkeye yararı yok.
Airporthaber ve misyonu...
Değerli okurlarım. Airporthaber'in kuruluşu 2004 yılına dayanır. O günlerde tek başımıza yola çıktığımızda elimizde sadece inancımız var idi.
Bizler popülizm peşinde olmadık, olmayacağız. Biz böyle düşünürken, kişiliğini sonradan çözdüğümüz bir kişi, Airporthaber itibarını kendi popülizmi için kullandığına bugün şahit olmaktan son derece mutsuzum.
Sektöre ve en yakın dostlarıma bile "Airporthaber'i ben kurdum" deme cesaretini bulan bu şahsı ilahi adalete havale ediyorum.
Airporthaber tarafımdan kurulmuş ve bugün okurlarımız ve arkadaşlarımızla beraber yolumuza hız kesmeden devam ediyoruz.
Bilinmeli ki; Airporthaber'in künyesinde adımız yazsa bile Airporthaber okurlarındır, sektöründür, çalışma arkadaşlarımındır.
Bu sebeple "Airporthaber'i ben kurdum" diyenlere itibar etmeyin. Onlar "ben" deme derdinde iken Airporthaber "biz" diyen bir zihniyete sahiptir.
Bir dönem temsiliyetini yaptığı çalışma arkadaşlarının yayınlarından bile nemalanan bu kişiyi havacılık sektörünün ne şekilde tanıdığını cümle alem bilir.
Bu yüzden bu konuda sizleri rahatsız ettiğim için özür dilerim. Ancak şu konuda ikaz ediyorum. Bir kez daha bu tür konuşmalar geldiği taktirde gereğini yapacağım.
İş yapacak olan herkes yapsın. Ama Airporthaber'den kimse nemalanmasın. Zira o nema boğazını tıkar ve nefes alamazsın.
Yorumlar Tüm Yorumlar (43)