Dolar/Euro kurunun bu kadar dalgalı seyretmesi havacılık camiasında bilet fiyatı artışıyla ilgili beklentiye neden oldu. Daha doğrusu akıllara ilk önce bunu getirdi. Şirketlerin gider kalemleri ağırlıklı olarak döviz üzerinden olduğu için bilet fiyatlarına yansıması da muhtemel göründü.
Aslında sadece dövizin artması değil, aynı zamanda petrol fiyatlarındaki artış da bu konuyu hem yurt dışında hem de yurt içinde zaman zaman gündeme getirdi. Çünkü havayolu şirketlerinin en büyük gideri yakıt… Özellikle son 2-3 yıl içinde petrolün varil fiyatındaki artış, şirketleri çok ciddi tedbirler almaya itti.
Bu konu sadece bizim ülkemizi ilgilendiren bir konu değil. Petrolün varil fiyatının 50-60 dolar seviyelerinden 2 yıl içinde 80 dolara kadar çıkmış olması bir çok sektörü olduğu gibi havayolu şirketlerini de zora soktu. Bunların yanına artan döviz kurunu da ekleyince bilet zammı konusu ciddi ciddi konuşulmaya başlanmıştı.
Ancak Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan, ‘dövizdeki artış biletlere yansımaz, kimse böyle bir beklenti içine girmesin’ diyerek bu konuyu kapattı. Ancak petrol ve dövizin artışı bu seviyelerde devam ederse bilet fiyatlarının artması kaçınılmaz görünüyor.
2008 yılında başlayan ve özellikle Avrupa’yı kasıp kavuran kriz, onlarca şirketin batmasına yada çok büyük zararlar etmesine neden oldu. Son birkaç yıl içinde batan şirketlerin aslında o krizin bir yansıması olduğunu düşünüyorum. İsveçli Nextjet, Alman Air Berlin (Lufthansa’nın da gayretleriyle) İngiliz Monarch, İtalyan Alitalia, Belçikalı VLM en yakın tarihin çok önemli örnekleri.
O kriz Türkiye’yi o dönem çok etkilemedi. Ancak özellikle 2016 yılında yaşananlar bazı şirketlerde büyük sarsıntıya neden oldu. Benim bildiğim, bu sarsıntıyı atlatamayan ve çıkar yol arayan şirketlerin hali hazırda önemli çabalar gösterdiği yönünde. Bu nedenle satış görüşmeleri yapan çok önemli şirketler var. Türkiye’nin havacılıkta dünya ortalamalarının üstünde büyümesinde en büyük pay sahibi olan devletin, şirketlerin iflas noktasına gelmemesi için de büyük gayret gösterdiğini de söylemek gerek. En büyük beklentimiz, bu zorlu süreci Türk şirketlerin hasarsız atlatması…
THY PİLOTLARINA ZAM NE ANLAMA GELİYOR?
Geçen haftanın son gününde Türk Hava Yolları Uçuş İşletme’de çok önemli atamalar gerçekleşti. Daha doğrusu, haberde verdiğimiz şekliyle de söyleyecek olursak; adeta bir neşter vuruldu. Bu atamaların neler getirip neler götüreceğini zaman içinde bekleyip göreceğiz.
Ancak en az onun kadar önemli olan bir diğer konu pilotların şartlarında yapılan iyileştirmeler… Bu konu çok ses getireceğe benziyor. Maaşlara yapılacak zammın yanı sıra enflasyon ve döviz kuruna göre verilecek primler pilotlar için son derece iyi haber. Pilot transferi için dünyada ve Türkiye’de arayış içinde olan bazı körfez şirketlerinin 20 bin dolar seviyelerinde maaş vermesi çok ilgi çekici olsa da, yapılan iyileştirmelerle birlikte şartların Türkiye için hiç de fena olmadığını söyleyebiliriz.
Şimdi bu konu artık Hava-İş sendikasının radarına girmiş durumda. Bu konuyla ilgili kabinden ses çıkar mı? Sendikanın tavrı ne olur? Bunu sendikanın yapacağı açıklamayla anlayacağız.
THY AKADEMİ’NİN 1 MİLYON TL'YE YAKLAŞAN ÜCRETİ!
Uçuş okullarıyla ilgili 2 haftadır yaptığım değerlendirmede pilot adaylarının THY Akademi ile ilgili çok sayıda şikayetine şahit oldum. Çünkü; fiyatının bırakın Türkiye’yi, dünyadaki okulların seviyelerinden çok daha pahalı olduğunu görüyoruz. 160-170 bin Euro’dan bahsediyoruz. Bu rakam neredeyse 1 milyon TL demek! Bu da insanın aklına ‘borçlandırma mantığı’nı getiriyor. Buraya giden pilot adayı, bu parayı kaç yılda ödeyecek? Pilot olup işe başlasa bile 10 bin liradan az kesilecek miktar ile bu yükü ne zaman bitirecek? Bu şartlarda Euro’nun Türk Lirası karşısında değer kaybetmesini beklemekten başka yapacak bir şey yok.
Yorumlar Tüm Yorumlar (61)