Üretildiği dönem itibariyle dünyanın en büyük yolcu uçağı unvanını elinde bulunduran Airbus A380, yavaş yavaş tarihe karışıyor.
İlk kez 2005 yılında kalkışını gerçekleştiren dev uçak, 2021 yılı itibariyle artık üretilmeyecek.
2007 yılında ilk kez Türkiye’ye gelen A380’ini gezme imkânı bulmuştum. O dönem için inanılmaz bir uçaktı gerçekten. Tamamen konfor için dizayn edilmiş bir uçan saraydı adeta... Bu uçağı elbette belli başlı şirketler filosuna dahil edebilirdi haliyle. Öyle de oldu ve en büyük operatörü de Emirates’ti.
Emirates artık A380 talep etmeyeceğini duyurunca A380’de beklenen sarsıntı da başladı. Buna Qantas gibi diğer şirketler de eklenince artık bu son kaçınılmaz oldu.
Özellikle Emirates’in giderek azalan ve son olarak da büyük bir kısmını iptal ettiği siparişler A380’nin sonunu hazırladı. Son olarak sipariş ettiği 53 uçaklık siparişinden 39’unu iptal etmişti Emirates.
Peki şirketleri A380’den uzaklaştıran etkenler neydi?
En büyük sebeplerden biri kuşkusuz uçağın kiralama alanın son derece dar olması. Yani alanın elinde kalıyor bu uçak. Ağırlıklı olarak bu sebep gösterilir ama sadece bununla kısıtlı da değil.
Bir diğer etken, şirketlerin artık çok daha fazla önem verdiği yakıt maliyetleri.A380, yeni nesil üretilen uçaklara göre yakıt maliyeti açısından sınıfta kalan bir uçak ne yazık ki. Bu nedenle şirketler her geçen yıl A380’den uzaklaştı ve artık tamamen vazgeçti.
Bu arada Emirates’in yeni HUB’ının Al Maktoum Havalimanı olacağını ve şirketin bu kararı almasında yeni HUB’ının da etkili olduğunu eklemek lazım…
Sonuç olarak A380 aslında Körfez ülkelerinin liderlerinin tercih edeceği kalitede ve konforda bir uçak. Yani uçak yukarıda da dediğim gibi; uçan bir saray adeta. Airbus aslında üretimi tamamen durdurmak yerine sadece devletlere üretmeye devam etse daha kârlı olur gibi görünüyor.
Turkish Do&Co’nun kaderi…
Türk Hava Yolları’nın Do&Co ile ortaklaşa kurduğu Turkish Do&Co’da durumlar hep aynı.
THY’nin yıl sonları ettiği kârdan hem kendi çalışanlarına hem de iştiraki olduğu şirketin çalışanlarına prim vermesi artık alışılmış ve son derece de aidiyet hissettiren anlamlı bir davranış…
Hatta TGS için önce maaşın yüzde 75 oranında belirlenen prim, son alınan kararla bir maaşa yükseltildi ve hesaplara yatırıldı.
Ancak Turkish Do&Co’da bırakın primi zam konusu bile bir tuhaf ilerliyor. Bu yıl yüzde 20 oranında zam veren Do&Co’da bu zammı sadece memur olarak çalışanların alabildiğini ancak işçilere zam yapılmadığını öğrendim.
Neden böyle bir uygulama yapıldı bilemiyorum ama işçilerde ciddi bir burukluğa neden olduğunu söylemek lazım. İşin en zor ve tabiri caizse en çileli tarafında çalışan personel, beklediği zammı niye alamadı anlamak zor.
Şimdi ise çalışanlardan bir Nisan beklentisi oluştu. Nisan ayında zam yapılmasını bekliyorlar. Biz de umalım ki öyle olsun. Ancak, primi bir kenara bırakın hak edilen zammı bile alamayan Do&Co personeli, yöneticilerinden artık üvey evlat muamelesi görmekten çok sıkılmış durumda.
Yorumlar Tüm Yorumlar (14)