Bakın ne güzel olumlu işler yapılmaya başlandı. Gerginlikler azalmaya başladı. Verilen mesajlar ne kadar rahatlatıcı değil mi? “Liyakat” diyor Ahmet Bolat. Hep aradığımız, özlediğimiz sözler. Ama sözde kalır mı ona bakacağız icraatta.
Ahmet Bolat’ın ilk icraatlarını beğeniyorum. Elbette icra komitesi çok önemli. Alınan kararlar tek kişinin iradesi ile olmadığını umuyorum. İstişare, farklı birimlerden gelen düşüncelerin masada önemsendiği bir icra komitesi diye düşünüyorum.
Murat Şeker’in adını fazla zikreden olmadı. Aileden biri. O yüzden ilk göreve geldiğinde ben de bir şeyler yazmak istemiştim. Hatta özel bir habere konu edecektik. Sonra sorduk, soruşturduk hem iyi eğitimli hem de aile üyesi gibi davranmadığını, işine odaklı olduğu, kayırılarak değil hak ederek geldiği mesajı iletildi.
Allah var, hiçbir dedikodusunu duymadık ki, dedikodu ile de hareket etmiyoruz. Bu açıdan uyumun önemine dikkat çekmek istiyorum.
İlker Aycı döneminde kenara itilmiş, yetkileri elinden alınmış ve sadece PR personeli gibi çalışan Genel Müdür Bilal Ekşi’nin de bu dönemde daha aktif işin içine girecek olması THY açısından olumlu gelişme olarak değerlendirilmeli.
Müdürlükler konusunda atılan adımlar ciddi manada THY’ye mali açıdan tasarruf getirecek. THY gibi devasa bir kurumun anlık olarak belki görülmeyecek bu tasarruf, aylara yıllara vurulduğunda bütçede ne kadar fark yaratacağı daha iyi anlaşılacak.
Hatta ben THY’nin müdürlük sayısının “bir uçağa iki müdür düşüyor” anlamında yazdığım ve dikkat çekmek istediğim fazlalıklardan dolayı “Damacana müdürlüğü” dahi var diyerek yaptığım konuşma İlker Aycı döneminde mahkemeye verildi ve halen dava devam ediyor.
Ancak mahkemelerin verdiği kararlar ne olursa olsun, düşüncelerimizde haklı olduğumuz bugünün uygulaması ile birebir örtüşüyor.
Bakanların, milletvekillerinin, bürokratların, elçilerin, konsolosların hatta ve hatta hakimlerin, savcıların yakınlarına ihdas edilen makamların ne kadar yersiz olduğu adil bir yönetim anlayışı güdeceğine inandığım Ahmet Bolat döneminde sonlandırılacak gibi görünüyor.
Bir kişinin yaptığı işi iki kişinin yaptığı bir şirkette ipin ucu kaçmıştı.
Tabi benim bir önerim daha olacak.
Ahmet Bolat, Aydın Çıldır Havaalanına bir göz atsın. Gerçek manada teftiş ettirsin. İnanılmaz yolsuzluk iddiaları, rüşvet iddiaları mevcut.
Tam manası ile şirketi düşünecek, onun, bunun yakını, akrabası denilip üstü kapanacak bir denetim değil şirket çıkarlarını düşünecek, sınırsız yetkili denetmenlerin Aydın’a gönderilmesinde fayda var.
Mesela bir kafeterya konusu var ki içinden çıkılmaz. Orada bu işlere bakan kişilerin liyakatleri, eğitimleri işi layıkıyla yapıp yamadıkları mutlaka sorgulanmalı. Çıldır’da bulunan akademi derinden incelenmeli. İstanbul’a uzak diye göz ardı edilmemeli. Şirketin Japonya’daki müdürlüğü kadar Aydın’daki şirketi de önemlidir.
Bu arada bir müjde verebilirim ileriki haftalarda.
Geçen hafta yazmış olduğum yazı bir kanayan yaranın kapanmasına yönelik idi. İş barışı açısından çok önemli.
Olumlu dönüşler aldım. Bir çalışma yapılacağı intibası uyandı. Umarım bu müjdeyi verebilirim mağdur arkadaşlara.
En azından pas hakları ellerinden alınan, THY avantajlarını yeniden elde ederler.
Hep beraber kucaklaşma vakti geldi.
Yanılıyor muyum?
Yorumlar Tüm Yorumlar (156)