Aşağıdaki maddeler sektör şirketlerinin uygulamalarından çıkartılarak bir araya getirilmiştir. Bu maddelere çalışanlarca bir bu kadar daha ilave yapılabileceği düşünülmektedir. Sektörün hangi şirketinde hangi maddelerde belirtilen uygulamalarının bulunduğunu ise söz konusu şirketin çalışanı olan okurlarımız belirleyeceklerdir.
Yazarın bu toparlama sonrasında vardığı kişisel sonuç ise yazının sonunda yer alan dört satırla belirtilmiştir.
Sevmesine Sevelim de,
Sevginin olmadığı yerde akıl aramayın
Dostoyevski
EĞER; Çalışanlar üzerinde dürüst ve eşit değerlendirildikleri hissini oluşturması gereken “performans sistemi ” uygulamaları konusunda yöneticiler yeterince eğitilmiyor ve de bu konuda yaptıkları değerlendirmelerle personelin iş yaşamını riske sokuyor ve tüm uygulamada olduğu üzere özellikle 360 derece performans değerlendirmelerinde gizlilik ilkelerine riayet edilmiyor ise,
EĞER; İnsan Kaynakları Yönetiminin şirketin realitesini ve dinamiklerini iyi okuyamamasına ilaveten çalışanların gündemini takip edememesi ve tepe yönetimin de desteği ile şekillenen yönetim tarzı ile kurum açısından hayati önemi haiz olan IK faaliyetini tek adam şovuna dönüştürülmüş olduğu açık seçik görülüyor ve tüm çalışanlar tarafından ifade ediliyor ise,
EĞER; Her konuda şirketin güven dengeleri tamamı ile bozulmuş ve astın üste, üstün ise asta duyması gereken güven duygusu sıfırlanmış ise;
EĞER; Çalışanlar, şirkete uzun seneler emek veren personele iş ve unvan değişikliği yapılması durumunda takdir edilen uygulamaları görüp, kendilerinin de bir gün benzeri yaptırımlara muhatap olabileceklerini düşünerek mesai yapıyorlar ve dolayısı ile Şirketteki gelecekleri ile ilgili olarak önlerini göremiyor ve geçmiş hizmetlerinin takdir edileceğine güven duymuyorlar ise,
EĞER; Sektör yöneticileri ile yapılan konuşmalarda “ hiç kimse bizden düşük maliyetle hizmet üretemez “ şeklindeki beyanla, eksik personel ile hizmet vermek ve sektördeki en düşük maaş ile insan çalıştırmak gibi uygulamalarından kendilerine övünme payı çıkartıyorlar ise. Ve de ” size iki uzman gönderelim sizin için de maliyetleri de düşürme çalışması yapsınlar” gibi konumunu aşan ifadeleri kullanmakta sakınca görmüyorlar ise,
EĞER: Genel Müdürlük kendisinden uzak olan yerleşimlerin sıkıntısını anlayamıyorsa ve bunları dinlemek üzere gelen en tepe yöneticilerden bir süre sonra konu ile ilgisi ve bilgisi olmayan Genel Müdürlüğün diğer bir mensubu aynı iş yerlerine tekrar gelip, bir öncekilere anlatılanları tekrar dinliyorsa. Ve de bu çarkın “ bir anlamda oyalama” olarak yorumlandığını çalışanlarca kendilerine bildirilmesine rağmen anlatılanlarla ilgili olarak hiçbir çözümleyici faaliyette bulunulmuyor ve aynı sıkıntılar sekiz senelerdir yaşanıyor ve anlatılıyor ise;
EĞER; Çalışma programlarının hazırlanması ve fazla çalışma sürelerinin belirlenmesinde çalışanın sosyal yaşamı dikkate alınmıyor ve iş görenler düğmesine basılınca çalışacak bir makine olarak kabul ediliyor ve de bazı çalışanlara iki vardiya arasında verilen dinlenme süreleri bile kanunun öngördüğü saatlerden daha az olabiliyor ise,
EĞER; Bu gün işe başlayacak olan bir personel, daha bir senesi bile dolmadan kuruluşun standart uygulaması nedeni ile işten ayrılacağını biliyorsa ve de genel mevzuata uygun olmamasına rağmen bu çalışma şekli salt maliyetlerin düşürülmesi nedeni ile ısrarla sürdürülüyor ve hizmet kalitesindeki düşüş kabulleniyor ise,
EĞER; Haliyle müşteri odaklı çalışan kuruluşlarımızın mevcut talimatlarını uygulanmasının genelde müşteri ile ters düşülmesine sebebiyet vereceği açık. Bu durumda müşteri ile birebir muhatap olan şirket çalışanlarının havayoluyla mensubu bulunduğu kurum arasında sıkışıp kalmasına neden olduğu gibi, personel, vuku bulması muhtemel bir müşteri şikâyeti durumunda yönetiminin arkasında duracağına inanamıyor ve belirtilen nedenden ötürü işini her zaman tehlikede görüyor ise,
EĞER; İşe geldiği zaman İş Güvenliği Yasası öne sürülüp, işe gelmediği zaman ise “ sen bilirsin ” denilerek çalışanlara istifa mekanizmasının varlığı ve “ hayır “ demeleri durumunda ise iş akdinin feshedilebileceği hususu hatırlatılıyor ise,
EĞER; Çalışanlar yöneticilerin tüm personele aynı uzaklıkta durduklarına inanmıyor, başka bir deyişle yöneticilerin her konuda eşitlik ilkesine uygun hareket ettiklerine / edeceklerine güvenmiyorlar ise,
EĞER; Yönetici seçiminde dikkate alınması gereken kıstaslar yeterince değerlendirilmiyor, seçimde adil davranılmıyor ve bunun doğal sonucu olarak yöneticiler çalışanlardan ziyade üst yönetime yakın olmayı tercih ediyorlar ise,
EĞER; Bir çalışanın, fırsatını bulup üst yönetime ulaşması ve bir uygulamadan şikâyet etmesi halinde, konunun tüm detayları ile ele alınarak, menfiliklerin genel anlamda düzeltilmesi yerine uygunsuzluğun salt şikâyeti aksettiren personeli etkileyen bölümünün düzeltilmesi yönünde çalışma yapılıyor ise,
EĞER; Ücret artımı belirlenmesinde personelin beklentilerinin karşılanamamasının mazereti olarak sürekli olarak “ yatırımların devam ettiği ” hususu öne sürülüyor ise ve bu nedenle personel artık çalıştığı kurumun yeni işler açarak yatırım yapmasına, büyümesine sevinemez duruma gelmiş ise,
EĞER; Kurumun işleyişi ve işin yapılışı ile ilgili olarak alınan hiçbir karara çalışanlar ortak edilmiyor ve çalışanları yakından ilgilendiren konularda süratle alınması gereken kararlar kağnı hızı ile alınıp bir türlü uygulamaya konulamıyor ise,
EĞER; Sorumluluk verilen personele taşıdığı mesuliyet paralelinde hesap sorulmasına karşın; yüklendiği sorumluluğun karşılığı ödenmiyor ise,
EĞER; Günlük mesai süreci içerisindeki ara dinlenmelerin verilmesinde çalışanların istirahat etme ihtiyaçları göz önüne alınmıyor ise,
EĞER; Personel ve yönetici adedi açısından sektör şirketlerinin çok altında personel istihdam ediliyor ve de bu nedenle çalışanlar daha fazla yorgunluk çekiyorlar ise,
EĞER; Sektörün diğer şirketlerinin personelinden saat bazında daha fazla çalışıp, bunun karşılığında daha az ücret alıyorlar ise,
EĞER; Çalışan hata yapar mantığına sahip olmayan ve de personelinin arkasında durmayı kişisel çıkarları açısından sakıncalı gören yöneticiler hatayı yapan personelin üzerini salt örnek teşkil etmesi açısından çiziyor ise,
EĞER; Şirketten ayrılan personelin çoğu normal sürece ilaveten özellikle ayrılışı aşmasında karşılaştığı uygulamalar nedeni ile kuruma düşman oluyor ve şirket menfaati için bu uygulamaları yaptığını söyleyen yöneticiler el üzerinde tutuluyor ise,
EĞER; Aynı yılın, aynı ayında işe başlamış ve işbaşı tarihleri arasında 10 ila 20 gün fark olan personele sosyal haklar açısından farklı muamele yapılıyor ise,
EĞER: Kaza yaptığı takdirde İşten olma korkusu yaşayan araç ve teçhizat kullanan çalışanlar olmayacak kazalara davetiye çıkartırcasına diken üstünde direksiyona geçiyorlar ise,
EĞER; Şirketin yönetmeliklerinin uygulanması keyfilik arz ediyor ve özellikle ödüllendirme ve cezalandırma yönetmeliği sistemli olarak çalıştırılmıyor ise,
Bu şirkette “ Kurumdaşlık Duygusu “ nasıl tesis edilir?
Bu kurum bir “Aile” olarak tariflenebilir mi?
Çalışanlar kurumu nasıl sever?
Ve de çalışanlar yöneticilerine nasıl saygı duyabilirler ki.
Yorumlar Tüm Yorumlar (59)