Geçtiğimiz haftaya damgasını vuran gelişmelerden biri Dubai'de yaşanan kaostu. Hala devam eden bir kaos...
Biliyorsunuz, Dubai son 75 yılın en fazla yağış aldığı dönemi yaşadı. Dolayısıyla hava trafiği alt üst oldu. Seferler iptal, yolcular perişan, personel zor durumda. Bunun benzerlerini ABD'de çoğu zaman yaşıyoruz aslında. Yani bunları görünce Türkiye'de dönem dönem yaşanan aksaklıkların oluşturduğu mağduriyetler geliyor insanın aklına. Bizde çok sık yaşanmasa da olağan dışı yağışlar ya da rüzgarların etkisi bazen benzer sonuçlar doğurabiliyor. Bu aslında şu demek; Beklenmeyen hava durumlarında ne kadar zengin olursanız olun, teknolojiniz ne kadar kusursuz olursa olsun bunu yaşıyorsunuz. Bizde olduğu zaman ortalığı ayağa kaldırmamak lazım demek istiyorum. Ama bir detay var; Bizde bu tip durumlarda ortadan kaybolan idariciler saklandıkları yerden çıksınlar bir zahmet!
Tüm yükü personele yüklemesinler. Çünkü bu durumlarda sabır sınırları zorlanan yolcu hizmetleri memuru arkadaşlar bazen tartışmalara dahil olabiliyor. Anlamsız kavgalar ve tartışmalar yaşanıyor. İdareci olmak bu anlarda belli olur.
..................................................................................................................
Türk Hava Yolları'nın iştiraki olduğu TGS'ye verilen CED bilet hakkı sonrası bazı aksaklıkları dile getirmek bize düşer. Uzun zaman bu hakkı bekleyen ve önceki THY yönetimi tarafından verilmesi beklenen ancak hayal kırıklığına uğranan hak, bu dönemde TGS personelinin yüzünü güldürdü. Ancak özellikle yurt içi uçuşlarda bazı mağduriyetler yaşanıyor. Onlarca mesaj aldım bu konuda. Uçuş için havalimanına giden personel, maalesef çoğu zaman hayal kırıklığına uğruyor. Ve çoğu zamanda saatler süren, hatta bekleyişin yarım günü aştığı durumlarda bileti satın alarak uçmak zorunda kalan onlarca çalışan var.
Bu durum bekar olan personel için belki görmezden gelinebilir ancak çocuklu aileler için gerçekten bir çileye dönüşüyor.
Verilen hak gerçekten muazzam. Ben bunu yazmak bile istemedim ama ortada böyle de bir sıkıntı var. Ben düzeleceğini düşünüyorum. Ancak yoğunlaşacak yaz dönemi öncesi ilgililer biraz daha bu duruma eğilirse çok daha uygun bir çözüm bulunacağına inanıyorum.
....................................................................................................................
Anadolujet'in AJET olmasından sonra sanırım bazı yanlış anlaşılmalar oluştu. AJET'in tıpkı Türk Hava Yolları gibi hizmet verileceği düşünüldü. Belki de böyle düşünülmesinde THY'nin tanıtım kampanyalarının etkisi de vardır. Çünkü şirketi sürekli allayıp pullarken havacılık sektöründe görev yapmayanların konuyu anlaması açısından net bir bilgi akışı sağlanmamış görünüyor.
Çünkü ilgili ilgisiz herkes tarafından uçak içi ikramların ücretsiz olacağı sanılmış.
AJET, düşük maliyetli modelle hizmet verecek bir şirket olarak faaliyet gösterecek. Yani tıpkı Pegasus gibi... Yani uçak içi ikramların ücretsiz olması söz konusu değil. Şirketin yapısı itibarıyla da son derece normal bir durum bu.
Ama dediğim gibi THY AJET'i öyle bir lanse etti ki, herkes yeni bir Türk Hava Yolları doğdu sandı. Burada şirketin lansmanını eksik yaptığı THY yönetimine yazar.
Yorumlar Tüm Yorumlar (27)