Emin olun devletim ile ilgili her türlü “gizli” ibareli belgeyi kendi özelim gibi saklarım. Ancak bu durum haber olacak cinsten ise ve kurum içinden sızdırılmış bir belge ise hem belgenin doğruluğunu teyit ederim hem de yayınlanıp yayınlanmayacağına bakarım.
Burada kastettiğim DHMİ’nin henüz yazışma arefesindeki yazısından bahsediyorum. Geçen hafta DHMİ’nin gizli ibareli bir yazısı haber oldu. Haber olması doğaldır ki bu haberin kaynağı DHMİ çalışanı ise.
Burada mesele haber olması değil, mesele DHMİ’nin evrak güvenliğidir. Bu yazışma çok daha önemli, hayati derecede olabilir.
Evrak bana ulaştığında doğrudan muhatapları arayarak doğruluğunu kesinleştirme yönüne gittim. İmza olmayan hiçbir evrak nihai evrak değildir ve düşünsel bir hazırlıktır. Evraka baktığınızda e-imza da olmadığına göre içeriden birinin sızıntı yapmasından başka bir şey olamaz.
Aklıma gelen ilk şey DHMİ’nin eski yöneticilerinin ajan kırıntılarının olabileceği idi. Zira bildiğim o ki, bazı sırtlanların gözü halen o makamlarda veya o makamlara tahakküm etme peşinde.
Yine geçmiş bilgilerime göre söylüyorum ki mevcut DHMİ yönetiminin en yakınına kadar ajan sokuldu, kiminle ne konuşuldu, kim ziyaret etti, kim kaç dakika görüştü bu ajanlar tarafından sahiplerine ulaştırıldı.
Devlet içinde devlet kurulmaya çalışıldı ama neyse ki bu ucuz tavırlar erken fark edildi ve gereği yapıldı. Murad edilen nedir? Kanımca mevcut DHMİ yönetimini, devleti yönetenlerin gözünde aciz duruma düşürüp buradan nemalanmaktır.
Ama bu arkadaş bilmiyor ki devlet kimin ne olduğunu çoktan çözdü. Emin ol devlet senin evlatlarının ne tür işler içinde olduğunu, onlara nasıl ayrıcalıklar tanıdığını çok iyi biliyor. Bu yüzden söyle ajanlarına da devlete hizmet etsinler.
THY Teknik sıkıntılı sürece girecek…
Aldığım bilgiye göre Çalışma Bakanlığı arabulucu raporu konusunda ayak diretiyor. Henüz sendika ile bir temas sağlanmış değil. Sonuç nereye gider bilinmez ama bilinen o ki davul da tokmak da işverenin elinde. Keza iktidar onlar. “Gık” çıkaranın tepesine balyoz gibi ineriz tavrındalar. Oysa iş barışı o kadar önemli ki bugün de yarın da teknisyen ile çalışmak zorundasınız.
Vicdanları köreltmediysek, kırıntı dahi kaldı ise teknisyenin hakkı verilmek zorunda. Enflasyondan haberimiz yok demeyin. Tepe noktalardaki arkadaşlar mevcut konumunuza ek olarak orada burada bir dolu YK üyeliklerinden maddi çıkar sağlıyorsunuz. THY Teknisyenleri ter akıtıyor en önemlisi senin güvenliğin için çalışıyor.
Önümüzdeki günler çok hareketli geçeceğe benziyor ama Çelik İş Sendikası’nın yapacağı çok şey olduğunu düşünemiyorum. Sendikacılık yıllar önce öldü, hak arama da yıllar önce öldü. Bu zamanda “hak” demek verilenle yetinmek demek.
Umarım yanılırım ve THY A.O çalışanlarının dilinden anlayan o “samimi bakış” duruşu, THY teknik için de aynı samimiyeti gösterir. Zira benim aldığım ışık o yönde. Kadir kıymet bilen bir duruştan bahsediyorum.
Hep birlikte göreceğiz.
TGS için bir umut var…
Üvey evlat TGS çalışanlarının hissiyatını bir nebze de olsa dile getirmiştim geçen hafta. Aldığım bilgi, edindiğim kanı şu yönde; Eğer ekstra zam yapılacak ise bu yeni yılda yapılacak olan zamma ek olarak yapılacak.
Yıl içinde seyyanen zam yapılmayacak. En azından yönetimin gündeminde böyle bir zam konusu yok. TGS çalışanlarının umudu yılbaşına kaldı diyebilirim.
Benim kanaatim o ki TGS çalışanlarının durumunu, TGS’nin patronları THY ve TAV görmezden gelmeyecektir.
Hele ki Çelebi’nin de İstanbul Yeni Havalimanı'na taşınma öncesi personele yönelik iyileştirme yapacağı dilden dile konuşulmaya başlanınca ek zam kaçınılmaz olur.
Bol kazanç ve emniyetli uçuşlar dilerim.
Yorumlar Tüm Yorumlar (26)