Geçen hafta resmen dumura uğradım. Geçtiğimiz haftalarda Alaatin Çınar'ın FETÖ'den dolayı kamu ile ilişiğinin kesilmesinin ardından Çanakkale Havalimanı Müdürü Metin Bölücek'in tutuklanması şok etti desem yerindedir.
Metin Bölücek'i Elazığ Meydan Müdürlüğü'nden tanırım. Onur Air'in Elazığ uçuşları sırasında şehre yapılan ziyaret sırasında tanımıştım. O kadar efendi, o kadar esprili bir kişilikti ki böyle bir hainlik içinde olabileceğini düşünmeniz için aklınızı yemeniz gerekir.
Metin Bölücek'in böyle bir hain örgüt içinde yer almasını asla tasvip etmiyorum. Vatan hainleri ile aynı safta olmak hele hele 17/25 Aralık'tan sonra onlarla hareket edilmesini tam bir şerefsizlik olarak adlandırıyorum.
Alaattin Çınar her halinden belli idi. Ama Metin Bölücek böyle bir yapıya sahip değildi. Allah kimseyi hainlerle aynı safa koymasın.
Şu bir gerçek ki bu bürokratlar hangi dönemin parlayan yıldızları oldu buna bakmak gerek. Kim hangi zamanlarda nasıl yükselişe geçti ve bu yükselişin önünü açan yönetici kim idi bunu irdelemek gerekir.
Ciddi şüphelerim var. Ama şüphe üzerine kimseyi töhmet altında bırakmak gerekmez. Vebal altına girmek, herkesin yaptığı gibi birilerinin ayağını kaydırmak için asıl FETÖ'cüleri görmezden gelici ithamlardan kaçınmak gerek.
Nasıl ki THY'de FETÖ'cüler temizlenemedi ise DHMİ'de de, SHGM'de de halen FETÖ'cü olduğu kanaatindeyim.
Bu yüzden etkin mücadeleyi sadece Cumhurbaşkanının yaptığına inandığım bu FETÖ vebasından kurtulmak için cesur insanlara ihtiyaç olduğu gerçeğini kabul etmek gerekir.
Umarım bu hain teröristler hak ettikleri cezayı fazlası ile alır ve bir daha böyle bir şeyi aklının ucundan geçirenlere de ders olur.
Gelelim Atatürk Havalimanı'na...
En net bilgiyi Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan'dan duyduk. Atatürk Havalimanı'nın geleceği ile ilgili "Fuar alanı olacak" açıklaması "yapılaşmaya açılacak" dedikodularının önüne geçmiş oldu.
Fuar alanı deyince aklıma tabi havacılık fuarları geldi. Bir ülkede iki ayrı havacılık fuarı olur mu açıkçası tartışmaya açık bir konu. Mantıken hayır. Yıllardır Airex olarak bildiğimiz ve son yıl adı istanbul Airshow olan havacılık fuarımızın geliştirilmesi gerekirken Eurasia Airshow adında Antalya'da yapılacak fuarın ne amaçla yapıldığını henüz çözemedik. Bu konu ile ilgili araştırmalarımız devam ediyor.
Bakan Arslan'ın açıklamalarına dönecek olursak. Atatürk Havalimanı ile ilgili daha önceki yazılarımda da bahsettiğim önerilerim olmuştu.
Benim önerim film stüdyoları üzerine idi. Amerika'da Universal Studyoları milyon dolarlık hasılatlar yapıyor. Bizim dizilerimiz, filmlerimiz özellikle Arap ülkelerinde rağbet görüyor. Bu bağlamda düşünüldüğünde önemli turizm girdisi olabilir.
Sırf film stüdyoları için turlar düzenlenebilir yeni bir iş alanı oluşturulabilir. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Ulaştırma Bakanı bu konuyu derinlemesine inceler ise mantıklı bir öneri olduğu görüşünde birleşeceklerdir.
Söylenecek başka sözler de var. Özellikle üçüncü havalimanı ile ilgili bazı noktalarda cortlanacak, hiç ummadığınız zorluklar yaşanacak. Lakin şimdilik bu konuyu gündeme getirmiyorum. Bakıyorum ve takip ediyorum. Ne zaman harekete geçilecek, nasıl bir yol izlenecek görmek istiyorum.
Ama uykuda olanlar uyandıklarında çok geç kalınmış olacak. Olan üçüncü havalimanı yapımcılarına, ve siyasi iradenin emeğine olacak.
İzah isteyen varsa izah ederim.
Yorumlar Tüm Yorumlar (15)