Günaydın. Yeni bir haftaya daha zamlarla uyandık. Hepimize yol, su, elektrik olarak yansıyacak derler ya… Aynen öyle oldu. Yollardan, suya, iğneden ipliğe her şeye zam geldi.
TÜİK sağ olsun nasıl bir hesaplama yapıyorsa artık. Avrupa bile bizi kıskanıyor. Adamlar oturup düşünüyor. Türkiye’de yaşayanlar hem daha az maaş alıyor hem nasıl geçiniyor diye… Artık Avrupalı için bile pahalı bir memleket olduk.
Dünyanın en zengin ve en pahalı ülkelerinden biri olan Birleşik Arap Emirlikleri’nde bile Türkiye’den giden yumurta daha ucuz. Bunu daha önce resmedip yayınlamıştım. Daha ne kadar bu şekildeki bir ekonomiyle devam edilebilir ki?
Yavru vatan Kıbrıs’ta yeni asgari ücret açıklandı. Yeni asgari ücret itirazlara rağmen 37 bin 818 TL oldu. Türkiye’de ne kadar? 22.104TL. Yazık! İnsanın alın terinin bu kadar değersizleştiği bir dönemi daha önce hiç yaşamamıştım. Ama daha da değersizleşeceği günleri de göreceğim sanırım.
Adeta bir fanusun içinde balık gibiyiz. Kim ne kadar yem atarsa onunla idare etmek durumundayız. Şu hayata bir kere geliyoruz. Yazık emeklerimize…
Savunma sanayimiz gün geçtikçe ilerliyor. Ama sanayicimiz bile vize problemleri ile karşı karşıya. Dünyanın en önemli fuarlarından biri olan Hannover Messe’ye katılım ne kadar olacak mesela? Yüzde kaç düşüş yaşanacak? Türk Savunma Sanayii paydaşları bile vize sorunsalıyla uğraşırken vatandaş ne yapsın? Hadi sanayiciyi de geçelim bu işin mutfağında olan pilotlara, kabin memurlarına ve hava trafik kontrolörlerine belirli bir çalışma süresinden sonra neden yeşil pasaport verilmez? Nedir bu inat?
İmkanlar ve şartlar elverişli pozisyonda olduğunda TUSAŞ ve BAYKAR’ın neler yaptığını hepimiz gördük. Ama zamanında onların bile iş yapması engellendi. Birbirimize çelme takmaktan önümüze bakamıyoruz.
Durup düşünün lütfen. Pestisitli malları biz yiyoruz, Salmonella bakterisi yüzünden ölüyoruz, hastanelerden de adam akıllı hizmet alamıyoruz, yahu geçmediğimiz yerden trafik cezası yiyoruz. Etraf maganda dolu, tecavüzler artmış, saygı yok… Nereye gidiyoruz Allah aşkına?
MAAŞ ZAMLARI
Çeşitli şirketlerden onlarca mesaj aldım. Komik maaş artışlarını eleştiriyorsunuz. Haklısınız. Ama yıllardır süregelen bir durum bu. Bana göre aynı zamanda bir seçim çalışması. Önce musluğu kısarsın, seçim takvimin belli olur, ardından devasa bir zam yapar, çalışanların gönlünü kazanırsın. Klasik. Fanustaki balık gibiyiz dedim ya. Buradaki önemli husus da balık hafızalı olup olmayacağımız konusu. Eğer balık hafızalı olursak her şeyi unutur gideriz. Yok unutmazsak da değişim isteriz. Oyunun kuralı bu. Beklentim haziran ayı olmadan bir seçim dönemine gireceğimizdir.
DHMİ Harcırahları
Geçtiğimiz yıl 8 Ocak’ta yazdığım bir yazı aklıma geldi. Öncelikle bunu paylaşayım.
“DHMİ’DEKİ HARCIRAHLAR NE OLACAK?
Geçici görevlerle farklı bölgelere gönderilenler var. Ancak verilen harcırahlar günümüz şartlarında komik bir rakama tekabül ediyor. Ve bu harcırah ile personelin üç öğün yemesi bekleniyor. Şaka mı bu?
Zaten aldıkları maaşın %75’i kiralara gidiyor. Üstüne bir de geçici görevle gittikleri yerlerde kendilerine ekstra para harcattırıyorsunuz. Birçok şehirde lojman yok, misafirhane yok. (Gerçi olsa da başkalarının kullanımına veriliyor). Oturup dinlenebilecekleri bir alan yok. Personelin lehine atılmış bir adım yok ve yıllardır bu durum böyle. Ne zaman neyi değiştireceksiniz? Bugün bir şeyler yapmaya başlanılsa en az iki yıl sürer.
Ne havalimanı işletmeciliğinde çalışanlar ne de seyrüsefer hizmetlerinde çalışanlar memnun değil bilesiniz. Haa emin olun memnun olsalardı, gelinmek istenilen noktaya sizi omuzlarında taşırlardı.
Kimsenin artık boş vaatlere ve boş sözlere tahammülü yok!”
Aslına bakarsanız bizim işimizde çok kolay. Kopyala yapıştır. Değişen bir şey yok ki… Sadece makam sahipleri değişiyor.
Mesela hava trafik kontrolörlerinin durumunu belki 50 defa yazdım. İAÇ faaliyetleri yürütüldü. Şirketler zora düştü. Hatta marka değeri zarar görmesin diyerek ismini yazmayacağım bir şirket batmaktan zor kurtuldu. Siz halen sallanın. Önümüz yaz. Yine aynı durumlar mı yaşansın?
Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar elde etmeyi bekliyorsanız ne diyeyim artık.
SHGM’de durumlar farklı mı elbette değil. Herkes şu ICAO denetleme raporunu bekliyor. Açıklandıktan sonra ölmüş birinin arkasından bile konuşanlara bir şeyler söyleyeceğiz elbette.
Hepinize mutlu ve emniyetli bir hafta dilerim.
Serdar BAŞAĞAOĞLU
Yorumlar