Evet, evet göç zamanı geliyor diye hepiniz heyecanlısınız veya meraklısınız. Ne olacak İstanbul Havalimanı’na taşınma süreci diye herkes merak içinde. Sahi ne olacak? Bende merak ediyorum. Afili açıklamalar peş peşe geliyor. Tarayın geçmiş haberleri 29 Ekim’den öncekilerle bir farkı var mı?
Son kerteye girdik gibi görünüyor. En azından bu kez ciddi bir hazırlık var gibi görünüyor. Notam yayınlandı, THY sefer iptalleri yaptı. Tamam, bu sefer oldu, olacak, kaçış yok diyoruz. Diyoruz demesine de ben halen o kervanın yola çıktığını görmeden inanamıyorum.
Daha önceki yazılarımda belirtmiştim, İtalya’da Malpensa Havalimanı’na taşınılmak için yedi yıl planlama yapılmıştı. Eh bizim havalimanımızın yapılışı bile beş yıl. Açıldıktan sonra taşınılma süreci de altı ay.
Çok başarılı bir operasyon öyle değil mi?
İşin ciddiyetine bakarsanız bu tür operasyonlar yıllarca planlama ile olur. En ince detayına kadar belirlenir.
Ben sektör ile konuşan biriyim. Dışarıya yansıyan bir planlama yok. Sadece THY taşınsın gerisi nasıl olsa gelecek havası var. Oysa havacılık bir bütün ve ayrılmaz parçaları var.
İkramından yer hizmetlerine, yakıtından tekniğine kadar tüm gereklerin yerine getirilmesi şart.
Hangi şirket hangi yolu izleyecek, hangi gün, hangi saatler arası taşınacak bilgi yok. Bir arapsaçı taşınması yaşarsak şaşmayalım.
AirportHaber olarak bu taşınma sürecini en ince detaylarına kadar takip edeceğiz.
Umarım aksaklık olmaz. Havacılığımıza negatif etki edecek en küçük bir olumsuzluğun altından kalkılamaz. Faturası ağır olur.
Atatürk Havalimanı’ndan taşınma sürecinde yolların durumu ne olacak, trafiğe kapatılacak mı yoksa normal akış devam edecek mi hiçbir bilgi mevcut değil.
Konuşulan konular arasında bulunan üçüncü köprü yolu bedava mı olacak yoksa bedelli mi olacak henüz bir netlik yok.
Kısacası tam bir muamma. Birileri kendilerini ön plana çıkartacak, popülist açıklamalar yerine net bilgiler paylaşsa kamuoyunun bilgi açlığını gidermiş olur.
“Kervan yolda düzülür” mantığından vazgeçin ve adam akıllı planlama yapın ve millet ile paylaşın. Anlıyoruz iyice sıkıştınız, iyice kredi yükünü hissetmeye başladınız. Ama hiç biri Türk sivil havacılığının yaşayacağı olumsuz bir durumdan daha önemli değil.
Benim endişem THY’nin yan rüzgar limitini 30 knot’a çıkartmasına yönelik. Neden böyle bir şeye ihtiyaç duydular? Belli ki yan rüzgar fazla olacak.
Umarım havacılığımız adına güzellikler yaşanır.
Değerli okurlar, geçen haftaki yazımı hatırlayın. “THY’de nice canlar yandı iftiradan” başlığında yayınlanan köşe yazımın ardından öğrendim ki bu iftiracı kızın ikizi varmış ve THY’de uçuyormuş. Ve yine öğrendim ki bu ikiz arkadaş bana ulaşmış ve beni paylamış.
Vallahi ben böyle biri ile konuşmadım, billahi de konuşmadım. Ha bu arada kabin hizmetleri benim arkamda diyormuş. E daha ne istiyorsun beni paylamana gerek yok dağ gibi kabin hizmetleri arkanda.
Demem o ki: arkadaşlar kendilerine göre düzen tutturmuş. THY de bu düzenbazların dümenine girmiş. Hadi bakalım bu sefer dümen nereye kıvrılır bir görelim.
Yorumlar Tüm Yorumlar (100)