THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat’a ait bu başlık. Beş ayı geçti göreve gelişi. “Günün adamı mı gönül adamı mı” bu sorunun cevabını aramaya devam ediyorum. Başlangıçta iyi niyetli davranışları, personel dokunuşlarını övgüyle alkışladık.
Bu konuya değinmeden, içimizi sızlatan, yok edilen Atatürk Havalimanı üzerine birkaç cümle etmeden geçmek istemiyorum. Hala aynı fikirdeyim ki Atatürk Havalimanı rant uğruna paramparça ediliyor. Üstelik bunu Millet Bahçesi kisvesi adı altında gerçekleştirip, toplumsal tepkinin düşmesi amaçlanıyor. Bunda da bir nebze başarılı olundu diyebiliriz.
Atatürk Havalimanını akıllarınca silmek, yok etmek niyetleri apaçık ortada. Atatürk Millet Bahçesi olacak hali yok. Çevre Bakanlığı marifeti ile istedikleri imar planlarını bir gecede halledip haritalara işletiyorlar.
Zaman kimi haklı çıkartacak göreceğiz ama Atatürk Havalimanı bu milletin kanayan yarası olacaktır. Zamanı geldiğinde de rant için çökenler, halkın iradesi ile çıkıp gidecekler.
Şimdi gelelim Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat’ın anlayışına. Halen pozitif duruş devam ediyor. Personelin huzuru şimdilik yerinde görünüyor. Çıkar çevreleri hariç homurdayan fazlaca kişiye rastlamıyoruz.
Bu durum THY iş barışı anlamında pozitif olarak değerlendirilebilir. İlker Aycı’nın söküklerini dikmekle meşgul olan Ahmet Bolat’ın, bütün bu iş yoğunluğunda personele vakit ayırması da halen iyi bir davranış olarak görülebilir.
Ancak bazı duyumlar aldığımı burada kayıtlara geçirmek isterim. Henüz netleştiremedim ama bazı atamaların yapıldığı ve bu atamaların yine mail ile personele duyurulmadığı bilgisi mevcut. Eğer böyle bir durum var ise “eskiye mi dönülüyor” algısı yaygınlaşmaya başladı. Keza kapatılan daire başkanlıklarının yerine de yeni daire başkanlıkları tesis edilmeye başlandığı/başlanacağı bilgileri de mevcut.
O halde ne anladım ben bu işten? Beğenmediklerini kapattın, kendi isteğine göre başkanlıklar kuruyorsun. Hiç doğru bulmuyorum.
Tabi benim asıl baktığım nokta verilen sözler veya umutlar. Halen geçmişe dönük helalleşme gerçekleşmedi. Haksız işten atılmalar, sendikal sebeplerle işten atmalar, 211 konusu halen verilen umutların olduğu noktada.
Negatif yada pozitif bir açıklama yapılmadı. Anladığım kadarı ile soğutulmaya bırakıldı. Ama doğru değil. Ahmet Bolat’ın radikal kararlarını bekliyoruz. Dilimiz döndüğünce de bu konuda ısrarcı olmaya devam edeceğiz.
Çevresel etkilere, söylemlere veya baskılara boyun eğmeyerek kendi yönetim stilini ortaya koyma vakti geldi.
THY’nin 900 uçağa çıkacağı konuşuluyor. Bu konuda da Ahmet Bolat kamuoyuna bir enerji verecek açıklama yapma gereği hisseder mi bilmiyorum ama bugüne kadar basın önünde ciddi bir mülakat vermiş değil.
Kamuya mal olmuş, ülkenin tek markası olan THY’nin başındaki lider de kamuya mal olmuş demektir. Bu sebeple THY konulu her türlü açıklama başkan tarafından yapılmalı. Malum basın müşavirliği “yan gel yat” müşavirliğine dönmüş durumda.
Evet, sözün özü Ahmet Bolat verdiği sözlerde ne kadar samimi, ne kadar “şirketler korunmalı” sözünün arkasında bekleyip göreceğiz. Gönül adamı mı günün adamı mı bunu da icraatlarından anlayacağız.
Ali Kemal Tatlıbal…
Baba kaybetmek, babayı kaybedenler tarafından biraz da insan olan tarafından bilinir. Babasını kaybetmiş birisi olarak Hava İş Sendikası Başkanı Ali Kemal Tatlıbal’a bir kez daha başsağlığı diliyorum. Cenaze merasimine oldukça yoğun katılım oldu. Bizim Murat Herdem ile birlikte biz de acıları paylaşmak üzere Eyüp Camiinde gerçekleşen cenaze törenine katıldık.
Burada bir çelenk dikkatimi çekti. Mehmet İlker Aycı… içimden “en azından manevi duygularını kaybetmemiş” diyebildim.
Ali Kemal Tatlıbal’a bir kez daha başsağlığı diliyorum.
Yorumlar Tüm Yorumlar (75)