Ben bir kez daha utandım ve bir kez daha umutlarımı yitirdim. Bu kadar vizyon düşüklüğünü asla kabul etmiyorum ve değişmesi için elimden geleni yapacağım. Övündüğümüz havacılık yükselişinin, nasıl da aşağı çekildiğini görmekten hicap duyuyorum. Anlatacağım…
Atatürk Havalimanı’nı resmen hiç eden anlayış, fuar alanı haline büründürdüğü apronu bile doğru dürüst kullanamadı. Yılların Airshow’unu resmen maskara ettiler. Emekleri boşa çıkarttılar.
İstanbul’da geçmişte iki yılda bir yapılan Airshow yeni adıyla İstanbul Airshow ile ilgili gözlemlerimi anlatacağım.
Fuara üç-dört uçak gelmiş. Kim bilir onlar da ne zorluklarla getirildi. Geçmişte alışık olduğumuz o görkemli fuardan eser yoktu adeta. İnsanların uçak görmek, dokunmak için adeta kuyruk oluşturduğu Airshow üçüncü dünya ülkelerinde bile göremeyeceğimiz bir hal almıştı.
İçim acıdı, yüreğim sızladı. Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu kasıla kasıla nasıl da salona girdi. Bir kibir, bir kibir ya rabbim o nasıl bir yürüyüş.
Daha fuar alanına gelmeden İngilizce bilen bir tercüman arayışını sorma gitsin. Bir bakanın İngilizce bilen adamı olmaz mı yanında? Hiçbir şey bilmiyorsan yanına bir hava trafik kontrolörü al da çaktırma bari. Özel kalemin ne işe yarar?
Neresinden bakarsanız bakın dökülüyor. Fuarın açılışına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay es geçmeyecek titizlikle geldiğini biliriz. Ama son dakika mazereti ile gelemedi. Anlayışla karşılıyoruz. Keza DHMİ Genel Müdürü Hüseyin Keskin de cenazesinden dolayı gelemedi. Keskin’in de makul mazereti var.
Temel Kotil’in olmamasını garipsedim. Umarım gelememesinin mantıklı bir açıklaması vardır.
Ama Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun, havacılıktan çok deniz, kara, tren, köprü, uzay gibi anlatımından sıra havacılığa bir türlü gelemedi.
Standları tam gezmedi. Anlaşılan İngilizce sıkıntısını aşamamış. Bir yabancı soru sorar diye çekinmiş olmalı ki standları es geçip THY, SHGM, DHMİ, Aselsan gibi özellikle Türkçe konuşacağı birkaç strandı üstünkörü gezip kaçıverdi.
Aslında bu fuarın neden bu kadar sönük ve neden devletin sahip çıkmadığını sormanın tam sırası idi. Malum medya açısından, soru soran medya açısından diplerdeyiz. O sebeple meydan kendisine kalmışken, soru soran da yokken kafasının estiği gibi yapıp gitti.
Ben olsam bu fuarı nasıl yapardım ya da yaptırırdım sorusunu sordum kendime.
Ve dedim ki;
Çürümeye terk edilen Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminal binasını sonuna kadar açardım. Cafeleri, çay salonlarını dizayn ederdim. Fuar katılımcıları bir sonraki fuara gelmek için can attıkları bir ortam sunardım. Aprona dizeceğim sıra sıra değişik uçak tiplerini görmek isteyenler için yolcu kapılarından güvenlikli geçişler sağlar, tıpkı Teknofest'e verilen destek gibi sivil havacılığa da destek verirdim.
Dünyanın en büyük havacılık fuarı yapar, uluslar arası alanda hiç olmamış kadar Türkiye reklamının yapılmasını sağlardım. Birkaç uçak satışının imzasının Türkiye’de atılmasını isterdim. Burada yapılacak imzaların dünya yansımasını “Türkiye’de yapılan İstanbul Airshow’da şu, şu uçak tipleri satıldı” şeklinde yabancı haber kanallarında haber olmasını sağladım.
Velhasıl havacılığın yolcu taşımacılığından ibaret olmadığını gösterirdim.
Olmadı ve bu mantıkla olmayacak. Olan fuarı organize edebilme zahmetini çekenlere oldu. Şahsım adına onları tebrik ediyorum.
THY’nin pilot alım stratejisi…
Türk Hava Yolları pilot alımlarını hızlandırdı. İlan üstüne ilan açılıyor ve her ilan açılışında pandemi döneminin durgunluğundan zarar görenler es geçiliyor.
Yüzlerce mail alıyorum ve onlarca telefon mesajları alıyorum.
Şu yaş kriterini 35-40 arasına çekseniz de bana göre yine sizin mağdur ettiğiniz pilot kardeşlerimize gün doğsa olmuyor mu?
Bana göre bu işin sorumlusu Ahmet Bolat değil. Belli noktalarda tıkandığını hissediyorum. Sorunun Ahmet Bolat değil, insan kaynaklarından sorumlu Abdülkerim Çay ve Ebubekir Akgül odaklı olduğunu düşünüyorum.
Tabi bu konuda ısrarcı olmayan Mehmet Kadaifçiler de baş sorumlulardan birisi. 150 civarında bu tür pilot kardeşimiz THY’nin kapısını aralamak için sürekli mücadele içinde.
İnsanların önü neden kapatılır, neden onlara şans verilmez. Açın kapıları sonuna kadar sizin süreçlerinizi geçemeyeni almayın içeri. Ama adaletle, vicdanla yapın bunları.
Vicdan kaldığını sanmıyorum ama kırıntılarını kullanın yeter.
Türk pilotu varken yabancı çalıştırmak da bana göre Anayasal suçtur.
Umarım tavsiyelerimiz yerine gelir.
Yorumlar Tüm Yorumlar (62)