Sapır sapır dökülen havacılık şakır şakır kelle kesmeye, eften püften sebeplerle insanları işsiz bırakmaya, fırsattan yararlanıp ganimet elde etmeye çalışıyor. THY'deki işten çıkarmaları anlamakla birlikte eleştirilecek hatalar yapıldığını da söylemeden geçemeyeceğim.
Evet hepimiz kabul ediyoruz ki bu yıl belki de Cumhuriyet tarihinin en zor yılını yaşıyoruz. Ve yine kabul edelim ki bu sürecin en çok kaybedenleri arasında tabi ki havacılık sektörü geliyor.
Öteden beri hep söyleriz ki, siyasal kadrolaşma yerine liyakat usulü personel alın. Maalesef kandırılmışlığın mazereti altında cemaat kisvesi ile devletin her kurumuna sızan hainlik, bugün cennet ülkemizi yaşanmaz bir hale getirdi. Şimdi "Ayıkla pirincin taşını" hesabına döndük.
Kendi sektörüm açısından baktığımda içler acısı durum yaşanıyor. Geçmişte ısrarla itiraz ettiğimiz şeylerin bugün anlaşılmasının hiç ama hiç kıymeti yok. Dün bizi kötü niyetli addedenlerin, bugün "haklı imişsiniz" demelerinin benim katımda bir değeri yok.
Gerçek manada gazetecilik yapan bizlerin, yazmış olduğumuz gerçekleri anlamasını da beklemiyorum artık.
Türk Hava Yolları'nın en talihsiz başkanı İlker Aycı olsa gerek. Göreve geldiğinde benim bildiğim kadarı ile önce personel yapılandırması ile ilgileneceğini bu yüzden de operasyonu Temel Kotil'in yapması gerektiğini ifade ettiğini hatırlıyorum.
Anlıyorum ki İlker Aycı'nın hedefinde paralelciler, fetöcüler vardı. Ama gel gör ki, Rusya krizi ve Avrupa'nın düşmanvari tutumu ile yaşanan havacılık gerçekleri, İlker Aycı'nın paralel personel çalışmasını ötelediği anlaşılıyor. Yoksa benim az çok tanıdığım İlker Aycı, bu paralel çetenin hiçbirine nefes aldırmazdı.
15 Temmuz'da yaşanan hain girişimin temelinin yıllar öncesinden atıldığı ve adım adım gerçekleştirilen olaylarla olgunlaştırıldığı, Türkiye'nin hem ekonomik hem de itibari anlamda güçsüzleşmesi için çalışmalar yapıldığı bugün çok daha net anlaşılıyor.
Rus uçağının düşürülmesinin de bunun bir parçası olduğu, yaşamış olduğumuz şu sürecin bir parçası olduğu görülüyor.
THY çok sayıda personelin işine bu gerekçe ile son verdi. Paralelcilerin yanında, sosyal medyada iktidar aleyhine muhalif yazılar yazanın da aynı havuza atılarak işine son verildiğini hepimiz biliyoruz.
Kanaatim o dur ki, muhalif insanların yerine hainlerin işten çıkartılması daha şık olurdu. Muhalif kişinin ne yapacağını, fikriyatını bilirsin ama hainin nasıl bir dalavere çevireceğini bilemezsin.
Emin olun ki THY'deki hainlerin çoğu gizlenmiş birer asker olarak saklanıyorlar. Bunların koruyucularını da tepedeki yöneticilerde aramak lazım. Ben defalarca yazdım, amma velakin oralı olan olmadı. Şimdi sıranın kendisine geleceği günü bekliyorum. Ama hangi kisve ile uzaklaştırılacak onu süreç içerisinde göreceğiz. "Beni hoca efendi gönderdi" diyenlerin o gün yüzüne bakmak istiyorum.
Şunu ısrarla söylüyorum. Bugün yaşadıklarımızın kabusunu, sırf iktidar yakını diye işe alıp telafi etme yönüne giderseniz ileride onun da felaketini yaşayabiliriz. Liyakatı ön plana alan ve işini adam gibi yapanlara sahip çıkmak gerek. Sadakat usulü alınacak ve özellikle de Teknik A.Ş'de yapılanacak torpilliler kümesi, THY uçaklarının bakım kalitesini zayfılatacaktır. Aman dikkkat diyorum.
THY'nin tüm iştiraklerine sızan paralel fetöcüler bir kuruma sızmayı başaramadılar. Bu kurum Sunexpress Havayolları. Kimin sayesinde. Hacı Say sayesinde. Türlü bahane ve iftiralarla Sunexpress Havayolları'ndan uzaklaştırılan Hacı Say, en üstten en alta kadar yapılan tüm baskılara direnerek bir kişiyi dahi Sunexpress'e sokmadı. Bununla da yetinmedi. Türkçe Olimpiyatları ve değişik organizasyonlar için talep edilen bilet ve sponsorlukların tamamına "hayır" demeyi bildi. Keşke bütün yöneticiler aynı dirayeti gösterseler de Hacı Say gibi bir direnç gösterselerdi. Şimdi ben diyorum ki Hacı Say gibi yöneticiler gerek THY'ye.
Ve Pegasus...
En acımasız işten kovma örneğini verdi.
Kahvaltı masasına davet ettiği insanları, işten çıkartma tebligatı ile doyurdular. Pegasus Havayolları sahibi Ali Sabancı, geçmişte paralel yapı operasyonlarında adı tapelerde sık sık geçen ve Asya Bank'tan parasını çekmeyecek diye garanti verdiği kayıtları dinlemiştik.
Havacılık sektörünün yaşadığı zor sürece hep birlikte şahitlik ediyoruz. İnsan onuru kırıcı işten el çektirilmesine anlam veremiyorum. Üstelik personelin tazminatı da verilmiyor.
Bildiğim kadarı ile OHAL yasasına göre üç ay süre ile işçi çıkartmak kanuna aykırı. Bu arkadaşların OHAL kanununu iyi okumaları gerekiyor. Diyeceksiniz ki, THY nasıl işten atıyor. THY'nin gerekçesi farklı. Ama Pegasus operasyonel etkinlik ve verimlilik gerekçesi tamamen OHAL kanununa aykırıdır. OHAL Yasası madde 11 (n) bendi ile çalışma hayatında işçi-işveren çalışma barışının sekteye uğramaması, çalışanların OHAL süresi boyunca hizmet akitlerinin güvence altına alınması amaçlanmaktadır.
Pegasus'un asıl niyetinin yüksek ücretlerle uçan kabin memurlarının yerine daha düşük ücretle çalışacak personel ile takviye ederek, low-cost mantığı gereği ucuz maliyet peşinde olduğunu düşünüyorum. Yani, kaostan nemalanmak deniyor buna.
SHGM'de sorgu odaları kuruldu...
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü fetöcüleri belirlemek için personeli tek tek sorguya çekiyor. Bu nasıl mantık anlamış değilim. Kim sana "ben fetöcüyüm" der. SHGM, asıl fetöcüleri atamalardan, referanslardan, iş takiplerinden bulmak zor değil.
Zamanında yazdığımız ve SHGM yöneticilerinin kol kanat gerdiği insanlara iyi bakın. SHGM'nin bütün alış-verişini yapan insanlara iyi bakın, ortaklıklarını araştırın.
Sorgulama yerine devletin arşivlerine müracaat edin. Ve sonra da Ali Kıdık'a ne kadar haksızlık etmişiz dersiniz belki kendi kendinize. Tabi siz de fetöcü değilseniz!
DHMİ'deki paralelciler görevden uzaklaştırılanlarla yeterli mi?
Bazıları rahatsız oldu. DHMİ'deki paralelcilerin Airporthaber'de yazılmasından. Görevden uzaklaştırılanların yeterli olduğunu sanmıyorum. Son 10 yıldır başarı merdivenlerini birer birer tırmananlara iyice bakılmalı. Bir gecede müdür, ertesi gün meydan müdürü yapılanlara dikkatlice araştırma yapılmalı.
Gelelim hava meydanlarına. Askeri meydanların bir çoğu ortak kullanılıyor. Askerin bu ülkenin ne kadar gerekli olduğunu ve genlerimizden gelen asker ruhluluğumuzu kimsenin inkar edeceğini sanmıyorum. Lakin askerin içine sızan hainlerin yüzünden bazı şeyler sorgulanır hale geldi.
Şimdi askeri meydanların DHMİ'ye devredilmesi gündeme gelebilir. Doğrusu da bu. Amma velakin askeri meydan DHMİ devredilir ise askere de bir askeri meydan yapmak zorunluğu hasıl olacak. Hatırlarsanız, askeri uçakların kalkmasını ARFF memurları engellemişti. Sadece askerlere yönelik yapılacak bir meydanda ileride farklı bir girişimin önünü hiç alamayız. Örnek, Adana'daki İncirlik Hava Üssü'nden kalkan yakıt ikmal uçaklarını düşünürsek, askeri meydanların DHMİ devri konusu iki kez düşünülmeli.
Bir başka konu ise gerek askeriyeden ve gerekse THY'den atılan pilotlar ne olacak. Biliyorum ki kurunun yanında yaşı da yaktık.
Şimdi işsizler ordusuna katılan pilotlar evlerine ekmek götüremeyecek. Ya yurtdışında iş arayacaklar ya da yurtiçinde özel sektörde. Merak ediyorum. Acaba THY işten attıkları ile ilgili özel şirketlere bilgi verdi mi? Bunları işe almayın diye uyarı yaptı mı?
Ben mazlumdan yanayım, hainden değil. Hainler ile mazlumları iyi ayırt etmek lazım.
Bu dönemde insanların biribirine iftira atacakları düşünülmeli ve işten atılacak personel için iki kere düşünülmeli.
Bu dünyanın karşılığı diğer dünya. O yüzden ah almaktansa aç kalmayı yeğlerim.
Havacılık çöküyor, gümlüyor beyler farkında mısınız?
Yorumlar Tüm Yorumlar (53)