Geçen hafta havacılık sektörü oldukça hareketli geçti. Umut verici bu gelişmeleri ayrı ayrı yorumlamak istiyorum. THY'de, DHMİ'de ve Sivrihisar'da gerçekleşen bu gelişmeler gelecek adına sevindirici. Ama çok derin ve pis kokular da gelmiyor değil. Tüylerimi diken diken eden şeyler duyuyorum. Umarım sadece dedikodudur.
THY çok ama çok önemli bir tesisi hizmete açtı. Çok kısa bir sürede yapılıp ve geçen hafta hizmete açılan uçuş eğitim merkezi havacılığımızın alt yapısı anlamında çok değerli bir tesis. Öteden beri havacılığın sadece yolcu taşımacılığı olmadığını söylerim.
MRO merkezlerinin artmasını, eğitim merkezlerinin daha çok yapılmasını, pilotaj eğitim okullarının desteklenmesini ve bunun için yeterli coğrafi konumumuz olduğunu anlatırım.
Arşivlerde kayıtlıdır. Bu konuda 2002 yılında bazı gazetelerde siyaseten yaptığım açıklamalar vardır. İşin şovunu yapmak değil sözü tam orta yerinden söyleyerek geldim bu günlere.
Bu sebeple diyorum ki THY uçuş eğitim merkezinin ilk etabı hizmete girdi ya işte doyulmaz bir güzellik idi. Dahası bu tesis için yapılan simülatör Türk yapımı. HAVELSAN tarafından yapılan simülatör göğüs kabartmasın da daha ne olsun.
Tesisin THY ve havacılık sektörüne kazandırılmasında emeği geçen başta İlker Aycı olmak kaydı ile tüm yetkililere teşekkür etmek gerek.
Bu tesisin açılışında bir olay gözümden kaçmadı. Dikkatle takip ediyorum. Şaibeli bir isim el üstünde tutuldu ve özel ilgi gösterildi. Bunu anlamış değilim. Bu konuyu şimdilik not düşüp takip ediyorum.
DHMİ'de kadro değişikliği...
Geçen hafta köşe yazımda Sabiha Gökçen Havalimanı İşletmesi'ndeki CEO değişimine değindiğim yazıda Ersel Göral'n kendi ekibini kendisinin kurması gerektiğinden bahisle, devlette de aynı şeylerin geçerli olmasına vurgu yaparak Funda Ocak'ın DHMİ genel müdürlüğüne geldikten sonra kadrosal anlamda bir atama yapamadığını oysa kendi kadrosunu, çalışma arkadaşlarını kendisinin seçmesi gerektiğine işaret etmiştim.
Sanki içime doğmuş gibi DHMİ'den gelen bilgiler yazının üzerine düşmüş oldu. DHMİ tarihinde belki de bu çaplı ilk defa bir atama yapıldı.
Atamaları, yer değiştirmeleri teker teker yazmayacağım ama tam da olması gerektiği gibi oldu. Yıllardır makamlarına kök salmış yöneticiler kökünden söküldü. Yepyeni heyecan kasırgası esmeye başladı. Başmüdürlerin, müdürlerin beylikleri yıkıldı. Bir başmüdür aynı yerde 15-20 yıl hizmette kalırsa yanlış yapmaması imkansız hale gelir. İlişkileri sulanır, otoritesi kaybolur, kimi insanlarla çıkar ilişkilerine girebilir.
Aslına bakarsanız rotasyon zindelik getirir, yöneticilerin kendilerini göstermeleri açısından şans getirir.
Keza havalimanlarına genç insanların getirilmesi, kadınların getirilmesi dinamizmi artırır. Funda Ocak bunu yaparak DHMİ'deki enerjiyi yükseltti. Yerleri değişen, yeni göreve getirilenler DHMİ'nin çıtasını eminim ki yukarıya çekecektir.
Atatürk Havalimanı Başmüdür Yardımcılığı görevine Süreyya Balaban getirildi. Bu atama dikkat çekici. Atatürk Havalimanı'na bayan eli değecek olması da erkek hegamonyasının cirit attığı AHL'ye ayrı bir heyecan getirecektir.
Funda Ocak DHMİ'nin geleceğini şekillendiriyor. Bu açıdan destek vermek gerektiğini düşünüyorum.
Bu arada DHMİ içinde sultanlık yürütmek isteyenlerin önünün bir an evvel kesilmesi gerekiyor. Bu sultanlık hevesinin muhbirleri de iyi bilmeli ki bu köklü kurumun temeline dimamit koymanın bedeli ağır olur. Bilinsin istedim.
Funda Ocak'ın havacılık tazminatı ile ilgili yaptığı açıklama umut verici. Bu açıklama DHMİ çalışanları arasında da heyecan yarattı. Bildiğim kadarı ile Eurcontrol'den gelen ve kullanılamayarak iade edilmek zorunda kalınan paranın ülkemizde kalması için YPK'ya yapılan başvuru imza aşamasında. Umarım YPK bu durumu göz önüne alır ve havadan gelen paranın Türk ekonomisinin içinde kalmasının önü açılır. Bunu sağlayan Funda Ocak da DHMİ çalışanlarının gönlünde bir kez daha taht kurar.
Sivrihisar'da bir güzellik...
Yaklaşık üç yıl önce Ali İsmet Öztürk'ün amatör ruh ile başlattığı girişimin merkezine gitmiştim. Ali İsmet Öztürk gerçek bir havacıdır ve gerçek anlamda hayatını havacılığa vakfetmiş durumda. Çöl diyebileceğimiz bir yere havacılığın kalbini koymuş durumda.
Geçen hafta sonu yine Sivirihisar'da idim. Bu kez bir havacılık şovu için oradaydım. Ali İsmet Öztürk imkansızı gerçekleştirmiş diyebileceğim bir düzeye getirmiş. Alkışlamak yetmez. Ayağa kalkıp alkışlamak gerekir.
Gidip görmezseniz çok şey kaybedersiniz. Tebrikler Ali İsmet Öztürk. Sen ve senin gibiler sayesinde havacılığımız gelişecektir.
Yeterki sizi anlasınlar...
Yorumlar Tüm Yorumlar (16)