Şöyle kötü bir alışkanlığım var. Bir fikrin peşine, bir düşüncenin ardına, bir söz verişin takibine ısrarla devam ederim. Bu durum hayatımın bir parçasıdır. Gazeteciliğimin olmazsa olmazıdır. Övgüden çok olması gereken mesleğimi icra ederim. Belki de bu yüzden kötü birisi olarak görülebilirim.
Diyeceksiniz ki THY’nin başına gelen Ahmet Bolat için övgü dolu sözler yazdın. Bu bir övgü değil idi. Bu bir kanaat idi ve o kanaatim halen devam ediyor. Evet, Ahmet Bolat pozitif bir imaj verdi ve vermeye devam ediyor.
Ama bazı hatırlatmalarda bulunacağım. Bizim oralarda bir yerel atasözü gibi kullanılan deyim vardır. “Beyliden aldım koyunu sonra çıkar oyunu” derler. Yani kişinin gerçek kimliği geldiği gibi mi, güç elde ettikten sonra değişken mi onu göreceğiz anlamı içeriyor.
Şöyle ki; hatırlarsanız İlker Aycı da göreve geldiği yıl bir akşam TGS çalışanlarını ziyaret eder, diğer akşam gece yarısı OCC personeli ile birlikte, bir başka gün THY Teknik personeli ile poz verir halk çocuğu imajı çizerdi.
Bir süre böyle oldu ve sonra yerini ultra lüks yaşam, Miami-Los Angeles hattı seyahatler, beş-on otelde aynı anda rezervasyonlar, yedi yıldızlı restoranlarda yemekler, Mercedesin en pahalı otomobilleri, çakarlı arabalar, korumalar, havuzlu-güvenlikli villalar aldı yerini.
Dünyaya uzaydan bakan gözlüklerle, oldubittiye getirdiği kararlarla, pilotları, hostesleri umursamayan tavırlarla, yaptırdığı çürük binalarla, THY ekibini savaşın ortasında bırakıp kargo uçağıyla Türkiye’ya kaçışıyla kendi sonunu hazırladı. Arkadaşına, yakınına sağladığı ekonomik çıkarlarla cilaladı ve muz kabuğu koydu ayağının altına bir gün anısızın yıldız gibi kayıp gitti.
Neden bunları yazıyorum!
Ahmet Bolat’ın tavırları İlker Aycı’ya benziyor.
Geldiği günden beri hep pozitif mesajlar içeren hareketler sergiliyor. Bu durum kokpite, kabine, yere göğe hep yansımış durumda. Ramazan ayı münasebetiyle bir akşam pilotlarla, diğer akşam OCC’de, bir başka akşam diğer personeller ile birlikte olup “halk adamı Ahmet” görüntüsü veriyor.
Oysa ben “Halk Adamı Ahmet” yerine “Halkın hakkını koruyan Ahmet” görüntüsü vermesini çok daha yararlı bulurum.
En başından beri haksızlığa uğramışlar ile ilgili beklentileri yazdık, çizdik. Halkın hakkını koruma sözü veren Ahmet Bolat, haksızlığa uğramışların umut kapısı, iftiralara uğrayanların aklanma fırsatı, sözleşme arifesine gelmiş pilotların iş beklentisi, bir gece ansızın “Sizi işten attık” mesajı alanların can suyu olma hevesinin tam odak noktasında Ahmet Bolat.
“Helalleşme” sayfası Ahmet Bolat.
Açıkçası yüz günü deviren Ahmet Bolat’tan beklentilerin gerçekleşmesi gerektiğini düşünüyorum artık. Zira uzadıkça, zaman yaydıkça kafası bulanıklaşacak, işin içine girdikçe gördüğü pisliklerden iğrenecek, geçmişin kirli sayfalarını temizlemeye çalıştıkça halının altından yeni pislikler ortaya çıkacak. Mayıs, Haziran derken Temmuz gelecek. “Nasıl zam yapalım” telaşesinin içinde unutulup gidecek. Sonra yaz bitecek, kış gelecek. Ama bu insanların hakkını koruyan da kollayan da kalmayacak. Kendi vicdanları rahat olsa bile, THY’nin gaddar yöneticilerinin işkence gibi kararlarını asla unutmayacaklar.
Ben Ahmet Bolat’ın ileriki süreçte İlkerleşmesinden korkarım.
Umarım “Halkın Hakkını Koruyan Ahmet” olarak tarihe geçer. Bana telefonda çok güzel bir cümle sarf etti ve o benle mezara gidecek o cümlenin gereğini yapar diye umut ediyorum.
Bu arada geçmiş olsun Ahmet Bolat.
Hadi siz de “Geçmiş olsun çocuklar haklarınızı iade ediyorum” deyiverin.
Yorumlar Tüm Yorumlar (201)