Eratosthenes, günümüzde Libya sınırları içinde bulunan Kirene şehrinde doğmuştur. Tarihi tam olarak bilinememekle birlikte MÖ 276 ile MÖ 273 yılları arasında doğduğu tahmin edilmektedir.[10] Yüksek öğrenimi için Atina'ya gitmiştir. Atina'da Kireneli Lysanias'den dil bilgisi, Sakız Adalı Ariston'dan Stoa felsefesi ve Arkesilaos'dan Platon Felsefesi alanlarında eğitim görmüştür.
MÖ 245 yılında Ptolemaik kralı Eratosthenes'i başkent İskenderiye'ye getirtti.[16] Eski dönemin eğitim ve bilim merkezi olan İskenderiye Kütüphanesi'nde baş kütüphaneci olarak görevlendirildi.
Eratosthenes mısırdan çıkmadan Dünyanın çevresini ölçmüştür.
Eratosten Antik Mısır'da Asvan (Grekçe ismi Syene, Antik Mısırda Swenet olarak adlandırılmıştır.) şehri Yengeç Dönencesi'nde olduğu için yaz gündönümünde güneş tam tepede yani gölge boyu sıfır olacağını biliyordu.
Gnomonu kullanarak öğle vaktinde İskenderiye'deki gölge açısını ölçtü ve güneye doğru 7°12' olarak buldu ve pusula yardımı ile gölge açısını buldu. Dünya'nın tam küre olduğunu varsaymış ve İskenderiye Asvan'nın kuzeyinde olduğundan aradaki yay farkı oranı 1/50=7°12'/360°dir. Yani bu iki şehir arasındaki mesafe Dünya'nın çevresinin 50'de 1'idir. Bu durumda ölçüm 39,690 km olur, yani hata payı 1.6% ile gerçek çevre uzunluğuna ulaşılmıştır.
1986 Nobel Barış Ödülü sahibi Elie Wiesel’in anlattığı bir hikaye:
Ülkelerden birinin Kralı topraklarında, bulutların anlamını bilen, rüzgarın sesini dinleyebilen, kuşları sevip onların dilinden anlayan ve karşısındakinin aklındakinin düşüncelerini okuyan bir akil adamın yaşadığını duymuş.
Merakla kendisini çağırtıp sormuş,
- Senin kuşların dilini anlayıp onların şarkılarını söylediğin doğru mu?
- Evet Haşmetlim.
- Peki bulutların anlamını da çözer misin?
- Evet haşmetlim.
- Ya rüzgarların şarkısı, onları da anlıyor musun?
- Zannederim…
- Peki başkalarının düşüncelerini de okuduğun oluyor mu?
- Evet, demiş akil adam.
- İspat et öyleyse. Avucumda kuş var, arkama sakladım.
Bil bakalım canlı mı, cansız mı?
Akil adam bir süre sustuktan sonra gülerek cevap vermiş;
- Haşmetmeab, cevap sizin ellerinizde.!
Tanşuğ BLEDA (Maskeli balo - 2000)
Havacılık ile ilgili bilgisayar devreye girdiğinden beri, artık bilgi değil, program peşinde koşmaya başlanıldı. Televizyonlarda bile meteoroloji Mühendisleri hava durumu sunmak için kullandıkları programları birbirleri ile yarıştırmaktalar.
Eskiden Meteorolojist’ler harita çizer, tahmin yapar ve %70 doğruluk ile genel havayı, %90 doğruluk ile de bölgesindeki havayı doğru tahmin ederlerdi.
Havacı deyince şimdi havalı birkaç üniformalıdan bahsetmekteyiz ancak. 24.10.2010 senesinde sormasam, kimse Annex’lerin kapağının rengini hala bilmiyor olacaktı. Eurocontrol nasıl işler, yollar nasıl yapılır, ECAC nedir, bizi bağlarmı? gibi sorulara cevap verebilecek kaç kişi bulunur? Kaçınız bu sözleşmelere bağlı değişiklerin ne zaman yapılacağını, ne zaman yürürlüğe gireceğini takip ederek ilgili kitaplarınızı düzenleme yoluna gidiyorsunuz?
IATA için şu temel gereksinimleri yerine getirmek için çalıştınız mı?
- Evaluate Safety and/or Security Risks;
- Develop a Zero Tolerance Unruly Passenger policy;
- Develop Unruly Passenger Prevention and Management procedures;
- Re-evaluate and possibly amend current operator SOPs (if applicable);
- Develop strategies to prevent unruly passenger incidents and the resulting impacts.
Bunların hiç biri zor değil.
Seneca’nın sıkça kullandığı güzel bir söz vardır;
“Konular güç oldukları için üzerine gitmiyor değiliz,
aslında üzerine gitmediğimiz için bize güç geliyor.!”
Eratosthenes, yerinden kalkmadan yerkürenin çevre uzunluğunu ölçmüştü. Gördüğü eğitimler ve İskenderiye Kitaplığı ona bu gücü vermişti.
1986 Nobel Barış Ödülü sahibi Elie Wiesel’in anlattığı hikayede ise ders alınacak cümle; “- Haşmetmeab, cevap sizin ellerinizde.!”
Yunan, Roma, Latin, Hristiyan, Diyojen, Hippokrates, Galenos, Tales, Pythagoras, Homeros, Aziz İoannes, Aziz Paulus, Meryem Ana, ilk 7 Hristiyan Kilisesi ve daha binlercesi bu Anadolu topraklarında yetişmiş ve binlercesine yurt olmuş ise, farklılığa kayıtsız kalmamalıyız “I’indifference a la difference”.
Elbet bunu da şu fıkradaki gibi algılamamalıyız;
Adamın biri kuş pazarında papağan satıyormuş. Görünürde tüm papağanlar birbirlerinin eşi olmasına rağmen birinin altında 500, diğerinde 1000, sonuncusunda ise 10,000 yazıyormuş.
Bir müşteri merakla sormuş bu fiyat farkı neden diye. Satıcı;
- Birincisi konuşur ve toplama yapar, ikincisi hem Türkçe hem Fransızca konuşur ve dört işlemi de yapar, üçüncüsünü bilemiyorum, böyle tünemiş oturur. Ağzını açıp ne bir şey söylediğini duydum ne de bir iş yaptığını gördüm ama bu ikisi kendisine hep hocam diye hitap ettiklerinden bir işe yaradığını düşünerek en yüksek fiyatı ona koydum.!
Ne demişler; Kör satıcının kör alıcısı olur…
Kalın sağlıcakla…
Yorumlar