İki kurum devasa sorun...

Değerli okurlarım; geçen hafta yazmış olduğum yazıya gösterdiğiniz ilgiye teşekkür ediyorum. Öncelikle bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Okurlarımın "Paralel" anlayışının çok farklı noktalarda olduğunu anladım. Bu "Paralel" sözünün güncel anlamdaki karşılığı cemaat yapılanması. Ben yazımda hem ona hem de başka konuya dikkat çekmek istemiştim.

İzah edelim. "Paralel" demek sadece cemaatçi demek değildir. Elbette THY'de ve iştiraklerinde günümüz anlamında cematçi (paralel) mevcut. Sayıları da oldukça fazla. Cemaat ya da bir dini gruba mensup insanlar olabilir. Eğer amaçları THY'yi kalkındırmak değil de mensup oldukları gruba hizmet ise o zaman sorun var. Ama THY için çalışıyor ise ve işini de doğru dürüst yapıyorsa kimse laf etmemeli.

Dili, dini, ırkı ne olursa olsun insan yaptıkları iş ile değerlendirilmeli.

Lakin "Paralel" sözünün anlamı sadece bu şekilde algılanmamalı. THY içinde gruplaşmış, yönetime karşı farklı pozisyon alan, THY'nin başındaki yönetimi bloke etmeye çalışan bir paralel yapıdır. Bahsettiğim budur. Maalesef ki THY içinde böyle insanlar var. Bunları kurum içinde köşe başlarını tutanlar ve paralel davranan insanlar biliniyor.

Süreç içerisinde neler olacağını hep birlikte göreceğiz.

Bu konuyu açıklığa kavuşturduktan sora gelelim paylaşılamayan kuruma.

Biliyorsunuz Türk Hava Kurumu ile ilgili bugüne kadar verdiğim mücadeleyi. Amaç THK'nın emin ellerde kuruluş ruhuna uygun yönetilmesi idi.

Şimdi geldiğimiz noktada her şey apaçık ortada.

Maaş ödemelerinden tutun da diğer sorunlara kadar. İşte THK çalışanlarından gelen mektup;

"Osman Yıldırım ve ekibi yaptıkları kurgu ile THK Vakfı adı altında kurmuş oldukları sekiz şirkete kaydırabilmek için yüce Milletimizin yaptığı bağışlardan oluşan THK Genel Başkanlık adına kayıtlı tüm taşınır ve taşınmazları teminat göstererek THK Teknik A.Ş. adına bankalardan yüksek faizli krediler çekilmiştir. Ama ne hikmetse bu kredilerin bir kuruşu bile THK Teknik A.Ş. adına kullanılmamış, THK Vakfı ve Şirket yönetim Kurul üyelerinin torpille boş yere işe aldıkları kendi yakınlarına maaş ve prim olarak dağıtılmıştır.

Oysa ki bu kredilerin öncelikle orman yangınlarında görev yapan CL-215 ve uçuş eğitimi veren Cessna ve Technam uçaklarının yakıt ve yedek malzeme giderlerine ve bu hizmetleri gerçekleştiren CL-215, THK uçuş okulu ve THK Teknik A.Ş. personel maaşlarının ödenmesi ayrılması gerekirken kredilerin büyük bir kısmı THK Vakfı ve Şirket yönetim Kurul üyelerinin yüksek maaşlarına ve sonu hüsran olan Osman Yıldırım’ın hayal projesi uçak fabrika yatırımına harcanmıştır.

Son günlerde makam çatışmalarının merkezi haline gelen Türk Hava Kurumu Genel Başkanlığı Osman Yıldırım’dan kalan banka kredilerinin bir kısmını yeniden yapılandırarak mali yapısını bir nebze düzeltmiş ve sadece Genel Başakanlığa bağlı olan personele maaş ve prim ödemesi yaparken THK Vakfı ve Şirket yönetimlerine malzeme ve personel ödemeleri için kaynak aktarmı yapılmamıştır. Bu arada mali sıkıntısı bulunan THK Vakfına bağlı ayakta kalan dört şirketten Asal Havacılık ve Teknoloji Merkezi ve THK Uçuş Okulu çalışanlarına  maaşları zamanında eksiksiz ve kesintisiz ödenmiştir.

Bunların yanında kendi üzerinden THK Vakfı ve Şirket harcamaları için yüksek tutarlı krediler çekilen THK Teknik A.Ş. personeli gecesini, gündüzüne katarak yangın bölgesinde evinin yüzünü görmeden son beş aydır CL-215, Cessna ve Technam uçaklarının bakım hizmetlerini alın teriyle ve dürüstçe yürütmektedir. Ama gelin görün ki emeğinin karşılığını üç aydır gecikerek almaktadır.  Kurban bayramını ve okulların açılamasına yaklaştığı bu günlerde temmuz 2015 maaşını 52 gündür hala alamamıştır. İş kanuna göre hakları olan yasal süreler  çoktan aşılmışdır. THK Genel Başkanlığı ve Vakıf yönetimi ise işbaşına geldiklerinde verdiği sözleri tutmak adına  THK teknik A.Ş.’den çoğu gerçek çalışan ve teknisyen olan 21 personel işten çıkarılmış bunların yerine Vakıf yönetimi alel acele  Gökçen Havacılk A.Ş. de Osman Yıldırımın ve arkadaşlarının işe almış olduğu hiç bir işe yaramayan ve boşa çıkan torpilli büro elemanlarını kaydırmıştır.

Bu aymazlığa karşın kurumun yararı için sesini, soluğunu çıkarmadan  çalışmakta olan  THK Teknik personeli yaşadıkları tüm  bu haksızlık ve olumsuzluklara göğüs gererek temmuz ayında geçirdikleri Sivil Havacılık denetlemelerinden de yüzünün akıyla çıkmayı başarmıştır. Benzer durum Nisan 2015’den bu yana THK Uçak İmalat Sanayi A.Ş. çalışanlarında da yaşanmaktadır.

Şimdi Eylül ayında THK başkanlığı için yeniden seçim yapılacak. Tüm borç ödemeleri yönetim çözeceği bir çok konu akla gelen her şey bu seçimlere endekslendi. Bu seçimlere Kürşat Atılgan ve Isparta THK Başkanı da aday olarak giriyor. Bu adaylar şunu bilmelidir ki THK’ nın bildik mevcut banka kredi borçlarına ilave olarak gündeme gelmeyen bir çok borcunun daha  olmasıdır.

Bunlar nelerdir derseniz?  Çekilen kredilerle ödenmesi gerektiği halde Yurt dışına onarıma gönderilen 511 adet malzemenin onarım ödemesi 2011 yılından bu yana  yapılmamış haliyle yurt dışı firmalardan teslim alınmamıştır. Haliyle dört yıl boyunca bu malzemelere yeni İlave bir çok yedek malzeme ve onarım ihtiyaçı doğmuştur. Bu malzemeler de düzgün bir şekilde tedarik edilmediğinden THK uçak filosunda bulunan 3 CL-215 ve 7 ade Cesnna ve Tecnam  uçağı parça beklediğinden uçamaz konumdadır. Bu nedenle Orman Bakanlığı yangın ihalesine 2015 yılında 5 adet CL-215 uçağı verilebilmiş, TUA Uçuş okulunda  uçmayı bekleyen pilot adayı sayısı katlanarak artmıştır. Ayrıca THK  Vakıf  yönetimine bağlı şirketlerin  Petrol Ofisi, THY ve kalibrasyon merkezleri gibi bir çok  şirkete yüklü miktarda da borçu olduğu da  bilinmektedir.

Bu durumda THK’nın kurtuluş reçetesi  12 eylül seçimlerinden geçmektedir. Seçimden başarıyla çıkan genel başkan adayı kim olursa THK Genel Başkanlığı ve THK Vakıflarına bağlı şirketler arasında yaşanan bu ayrışma ve ötekileştirmeye bir dur demesi, kurum içi çatışmaları bir yana bırakarak birleştirici lider rolü üstlenmesi gerekmektedir. Eskiden olduğu gibi özüne dönerek THK Genel Başkanlığı ve THK Vakıflarına bağlı şirketlerini ve çalışanlarını THK’nın tek çatısı altında toplaması ve  bir  merkezden yönetmesi kaçınılmazdır."

Yorum size ait.