Biri SHGM diğeri DHMİ. SHGM, Ulaştırma Bakanının twitini RT eden sosyal medya danışmanlığı gibi çalışır, DHMİ ise bakan ile uzak durup mümkün ise bir araya gelmeme yolunu tercih eder. İki kurum da birbirinden bihaber. Biri diğerinin pisliğini, diğeri diğerinin dediğini bile anlamıyor.
Hüseyin Keskin’den bahsedeyim.
Uzun yıllardır tanırım. Geldiği makamda daha kurumsal işlere imza atacağını beklerken, cenderenin içine düştüğünden habersiz ilk icraatı Antalya Havalimanı ihalesini iptal etmek oldu. Şimdi Antalya Havalimanı, Ankara Esenboğa Havalimanı ve Bodrum Havalimanlarını içeren bir ihale paketi hazırlattığını duydum. Ne derece doğru bilemem ama bu üç havalimanında gözleri olanları biliyorum.
Hatta daha da ötesini söyleyeyim. Havalimanı işletmeciliğinin tekelleşmesi söz konusu olabilir. Antalya, Esenboğa, Bodrum meşhur kişilere teslim edilebilir. Buraya not düşmüş olalım. İhale adrese teslim edilecek bir şartname ile önümüze çıkabilir.
Bunları neden yazıyorum diye sormayın. Tarihe not düşmek, gelecekte olacakları şimdiden size aktarmak benim farzımdır.
Ve Hüseyin Keskin’in diğer bir paylaşımından bahsetmek isterim.
Özünde “DHMİ çalışıyor, Türkiye uçuyor” demek istiyor.
Üç havalimanından bahsetmiş. Üç havalimanı ile yılın ilk yedi ayında Avrupa’ya damga vurmuşuz. Hangi havalimanlarını kastediyor? İstanbul Havalimanı, Antalya Havalimanı, Sabiha Gökçen Havalimanı.
Allah aşkına sorarım sana bunların hangisinde sen varsın? Hangisini sen işletiyorsun ve hangisinde söz hakkın var? Mesela İstanbul Havalimanı’nda ne gibi etkin var? En fazla gidip kahve içer geri dönersin.
Antalya Havalimanı… İhalesini iptal etmekten farklı ne yaptın ki! Dünya sıkışmış, pandemi milleti evine hapsetmiş. Öyle ya da böyle aşı olan, olmayan sınırların açılması ile kendisini denize, kuma, güneşe salıvermiş yolcu sayılarında patlama yaşanmış. Ve göstermelik bir temsiliyetinden, yetkisi, etkisi olmayan devlet memurlarını orada istihdam etmekten, işletene, içeride dışarıda kim varsa zorluk çıkarmaktan daha fazla ne işe yararsın? Hiç, koca sıfır.
Hele hele Sabiha Gökçen Havalimanı. Çok iştahlandırdılar seni, çokça teklif getirildi masana alalım burayı DHMİ’ye, sonra bize verirsin numaraları ile çok uğraştınız. Ama bu sefer önünüze duvar çıktı ve DHMİ’nin topu taca çıktı. Bu havalimanı ile ilgili nasıl paylaşım yapabilirsin ki!
DHMİ orada yok. Kule hizmeti vermekten başka bir işe yaramaz. E sen hangi hakla Sabiha Gökçen’i DHMİ’nin bir parçası gibi gösterirsin?
Peki, bakanla aranızın hiç olmadığına, ondan köşe bucak kaçtığına ne demeli? Devlet kurumsallığı nereye gitti? DHMİ’yi özerk bir kurum gibi yönetiyorsunuz ki üstelik başına buyruk. Bunu nereye koymalı!
SHGM ise evlere şenlik.
Kurumlarımızı yönetemediği gibi, yönetmelik çıkart, bildiri yayınla başka ne işe yararsınız?
Sabiha Gökçen Havalimanına slot verme, İstanbul Havalimanı için çalış. Bari maaşları da İstanbul Havalimanı ödesin.
Şirketlerimizi uluslar arası sivil havacılık kurumlarına şikayet et, rezil et, Türkiye’deki şirketleri şaibeli ilan et. Bu mu senin milliğin, bu mu senin kurum yöneticiliğin.
Beyler kendinize gelin.
Yok gelemezsiniz. Siz Ulaştırma bakanının twitlerini RT ederek sosyal trollükle devam edin.
Yorumlar Tüm Yorumlar (38)