Çok ama çok şey var yazılacak ama frenliyoruz kendi kendimizi. Geçen hafta bir dolu haber okudunuz THY ile alakalı. Müdür atamalarından, Aycı soyadlı bir kişinin THY’ye medikal ürün satışına kadar. Bu arada İstanbul Havalimanı’ndaki anket tam can sıkıcı.
Ya bizde bir sorun var ya da yazdıklarımız anlaşılmıyor. Şimdi geçen hafta medyaya kaynak olan atama haberlerimiz ile başlayalım.
Bir kere şunu herkes öğrensin. Bugüne kadar olan tüm atamalar personele mail yolu ile duyuruluyordu. Bu bilgi bize geldiğinde öncelikle kendi kaynaklarımıza atama duyurusu gelip gelmediğini sorguladık.
Ama maalesef böyle bir duyuru yoktu. Size yüzlerce atama duyurusu örneği gösterebilirim. Duyuru olmadığına göre bilgi de doğru olamaz diye düşündük. Sonra yine İlker Aycı’nın çevresindeki, yakınındaki kaynağımıza sorduk ve doğrulattık.
Gizlenmişti atama. Nedenini anlatmaya gerek yok. Onca derdin içinde yapılan bu atama tepki çekerdi. Gizlice yapılmalıydı ve kimsecikler duymamalıydı.
Ama şükür ki Airporthaber var ve tüm kaynaklarımız bize güvenir, biz de onların güvenini boşa çıkarmayız.
İşin atama yönüne bakarsanız ihtiyaç varsa atama olur, yoksa olmaz hatta var olanlar da tırpanlanıp azaltılır. Zira zaman tasarruf zamanı, zaman personel taltif etme zamanı, rütbelendirme zamanı değil ki.
Hem sorarım Özel Kalem Operasyon Müdürü ne iş yapar? Kime ne için operasyon yapacak ve kimin operasyonunu yürütecek?
Özel Büro Başkanı olan ve benim de bütün olumsuzluklara rağmen çok sevdiğim Kemal Öztürk, bütün bu işlerin üstesinden gelebilir. Altına atadığınız müdürler kaç tane? Vallahi, tallahi Kemal Öztürk hepsinin yaptığını tek başına yapar.
Burada mesele farklı. Hem çıkıp sendikanın karşısına maaşları 2018 yılına döndürelim diyeceksiniz hem de müdür atayacaksınız. Lahana-perhiz misali. Bir uçağa iki müdürün düştüğü THY’de müdürlükleri azaltın, ülkelere birer müdür atayın diğer müdürlükleri şeflik düzeyine indirin, masrafları azaltın diyen biz mi suçluyuz şimdi yoksa müdür üstüne müdür koyan siz mi haklısınız?
Gelelim Serkan Aycı meselesine.
Kardeşim ağzınla kuş tutsan kimseyi inandıramazsın. Kendi soyadından birine iş verirsen veya verdirirsen bunu açıklamak zorundasın. Öyle “memleketi aradım bu soyadında akrabamız var mı diye sordum. Yokmuş” demeniz sizi aklamaz.
Sonra, sağı solu arayıp kendinizi savunmak da neyin nesi. Siz anladınız onu. “O kadının peşini bırak, sana zararım olacak” dediğin bir dönemden “o kadın” dediğin kişiden medet umar hale geldiysen sende bir gelişme var demektir Sayın İlker Aycı. Sen ne dediğimi gayet iyi anladın.
Daha fazlasını söylemek istemiyorum.
Söylesek bile doğruları yazanlara “Muhalif basın” diyen birilerini bulup istediğinizi yazdırabilirsiniz. Çünkü onlar söyleneni yazar biz doğruları.
Ve İstanbul Havalimanı…
Arkadaşlar İstanbul Havalimanı’nda “Kişilik Envanteri” adı altında bir anket yapıldı. TC numaranız ile girdiğiniz ve yapmak zorunda olduğunuz bu anketteki sorular can sıkıcı. Sanırsın ki çalışanlar imamlık imtihanına tabi tutuldu. Bir iki soru olabilir de bunca ahret soruları, inanç soruları neden vardır?
Kim, neden, niçin ve hangi amaçla bu sorular soruldu.
Bir sorumlu çıkıp cevap versin de rahatlayalım.
Son sözüm İlker Aycı’ya.
Lütfen ama lütfen milletin aklı ile dalga geçmeyin, alay etmeyin. Atamalar ile ilgili liyakat falan demişsin ben size çok liyakatlı adam gösteririm orada ama hemen işten atarsınız. Ben size muhalif falan da değilim sadece işinizi olması gerektiği gibi yapın ve ben size yakınınız da demedim yakınlığınız var mı diye sordum. Lütfen okuduğunuzu iyi anlayın.
Yorumlar Tüm Yorumlar (206)