Bir dramın parçası olmak ister misin Sayın İlker Aycı? Bir hayatı kurtarmak ister misin Sayın İlker Aycı? Bir acıklı yaşam öyküsünün parçası olmak ister misin İlker Aycı? Hayata tek başına tutunmak isterken işten kovduğunuz bir gencin üzüntüden kanser olan hücrelerinin yenilenmesi için önder olmak ister misin İlker Aycı?
Adı Muhammet Çaltılı. O Ispartalı bir genç.
Henüz üç yaşında iken annesini kaybetti. Üvey annenin tüm şiddeti ile çocukluk yaşayamadı bile. 13 yaşında iken Antalya’da yaşayan abisinin yanına sığınmak için yollara düştü. Baba velayeti olduğu için abisinin veliliği kabul edilmedi.
Okula gitmek istiyordu ama babasından velayet almak için Antalya’dan Isparta’ya geldiği gün babasının ölüm haberini aldı. Artık hem yetim hem de öksüz idi.
Annesiz büyüyen Muhammet Çaltılı, tek başına kalmıştı koca dünyada. Abisine sığındı. Çocuk yaşta hem okuyor hem de çalışıyordu.
Antalya otellerinde aşçı yardımcılığı yapıyor diğer yandan da eğitimini ihmal etmiyordu. Sevmişti mesleğini ve eğitimini de bu yönde yapıyordu. İyi bir aşçı olup meslek sahibi olarak geleceğini hayal ediyordu.
İyi bir aşçı oldu ve eğitimini de bu yönde yaptı.
Daim bir işi olsun istiyordu. Bir arkadaşının önerisi ile Turkish Do&Co’da sınavlara girdi ve başarılı bir şekilde tüm mülakatları bitirip işe başladı.
Çok geçmeden kahrolası 31 Aralık vakası yaşandı. Diğer arkadaşları gibi o da hiç sebepsiz işten çıkartıldı. Oysa ne hayalleri vardı.
Evlenecekti ve bir yuva sahibi olacaktı. Bunun için hazırlık yapıyordu ve borçlanıp kendi evini düzüyordu.
İşten çıkartılmasına boyun eğdi. Mahkemeye bile gitmedi. Şirketine aidiyet duygusu sonsuz idi. Kötü ayrılmaktansa boynumu eğer giderim düşüncesi ile kaderine boyun eğdi.
Uzun süre işsiz kaldı. Üzüntülerini hep içine attı. Kimseye belli etmedi belki ama öyle üzülüyordu ki içindeki üzüntü bir volkan olmuştu sanki.
Sonra Turkish Do&Co onu geri çağırdı. Sevinçle yine işine dönmek için tüm prosedürleri yerine getirmeye başladı. Sıra sağlık kontrolüne gelmişti ki kanında şüphe çeken bir durum tespit edildi.
Hastane hastane koşarken acı gerçekle yüz yüze geldi.
O işten çıkartma yok mu o işten çıkartma. Her şeyin sebebi oydu işte. Lenf kanseri olmuştu. Her şiddetlenerek artan karın ağrıları onu yemeden içmeden kesmişti adeta.
Ama o çok cesur idi ve bu hastalık ondan güçlü olamazdı. Savaşmaya karar verdi. Belki de bugüne kadar verdiği en büyük karardı bu.
Hastane koridorlarını tek başına arşınladı. Kah düştü yerlere, kah oturdu merdivenlere. Kah yürüdü kah süründü ama pes etmedi.
Abisi, ablası hariç kimsesi yoktu. Onlar da Muhammet Çaltılı kadar çaresiz idiler ve kendi yaşamları vardı.
Muhammet Çaltılı Isparta Süleyman Demirel Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yattı. 17 cm büyüklüğündeki tümör ile savaşmaya başladı.
Ve ona sahip çıkan bir mesai arkadaşı oldu. Sosyal medyadan yapılan bir çağrı ile tüm havacılık sektöründen destek gelmeye başladı.
Konu Airporthaber’e ulaştığında tüylerimiz diken diken oldu. Kurban Bayramı’nın üçüncü günü yanına giderek manevi destek olduk. O kadar mutlu oldu ki bilemezsiniz.
Muhammet Çaltılı’nın hayat hikayesi aslında bu kadar yüzeysel değil. O kadar acıklı ki anlatmakla bitmez.
Onun gibi işten çıkartılan onlarca gencimiz var. Hepsi Anadolu çocuğu ve hepsi doğru düzgün işimiz olsun derdinde idi. İşten çıkartılan o gençlerden çoğu eşinden boşandı, evini sattı, şehri terk etti, kimi ise hamile karısını Türkiye’de bırakıp Amerikalara kadar gitti. Çünkü borcu vardı ve ödemek zorunda idi. Kimileri de işsiz kaldı FETÖ damgasından dolayı.
Acıklı hikayeleri say say bitmez.
Ama bize bir insanlık görevi bir vicdan görevi düşüyor.
Çağrım İlker Aycı’yadır.
Lenf kanseri olan kardeşimiz İstanbul’daki bir hastaneye getirilip ilik nakli olması gerekiyor. Biz üzerimize düşeni yapacağız. Ama asıl siz vicdan yapıp bir şeyler yapacak mısınız çok merak ediyorum.
Evet, bana düşman olabilirsiniz, beni bitiniz kadar sevmeyebilirsiniz ama insanlığınızın bitmediğini göstermeniz ve bu gencimizi el birliği ile hayata kavuşturmak için birlikte hareket etmemiz gerektiğini buradan açıkça ilan ediyorum ve istiyorum.
THY nelere sponsor olmuyor ki! Bir hayatın kurtarılmasına sponsor olsa ne kaybeder ki?
Biz Airporthaber olarak kampanya başlatacağız. Gelin bu çağrıya kulak verin.
Son sözüm budur ve bu da insanidir.
Yorumlar Tüm Yorumlar (38)