Geçtiğimiz hafta yazdığım kısa bir değerlendirme yazısından sonra epey tepki aldım. Benim sendikadan beslendiğim falan söylendi yazıldı epey. Çok önemli değil. Alıştık artık bunlara.
Meselenin kendisine odaklanma huyu bizde pek olmadığı için hemen suçlama yapmak adetimiz oldu. Yapacak birşey yok.
Ortada bir belirsizlik var. Ya da bana öyle geliyor. Havacılığın en önemli unsurlarından hava trafik kontrolörlerinin bir hak arayışı var. Burada karşı çıkanlar olduğu gibi destek olanlar da var.
Aslına bakarsanız ilk fitil HTK-SEN'in açıklamasıyla ateşlenmişti. Geçtiğimiz ay yapılan açıklamada sendika hak arayışlarında uzun bir müdadele verdiklerinden ancak bir sonuç alamadıklarından bahsetmişti. Bu nedenle konuya dikkat çekebilmek için belli dönemlerde insiyatif almadan çalışacaklarını açıklamışlardı. Açıklamayı merak edenler siteden bulup okuyabilirler.
Açıklamada insiyatif almadan çalışma yönteminin iş bırakma, durdurma, eylem ya da grev olmadığı ve zorunlu olmadıkları halde inisiyatif alarak iş yüklerini arttırmak pahasına direkt rotalarla ve sağladıkları trafik kolaylıklarıyla havayolu şirketlerine milyarlarca liralık yakıt tasarrufu sağladıklarından bahsedildi. Yani 'mecbur değiliz ama biz elimizden gelenin fazlasını veriyoruz' dediler. Doğrudur yanlıştır bunu uzmanları söylesin.
Yukarıda dedim ya; Bir hak arayışı var. Mesleğin önemi yok. Kontrolör olur, pilot olur, işçi olur, memur olur vs. Bir hak arayışı var ama umursayan yok. Bunu dile getirmek hem onlar açısından hem de bizim açımızdan ilginç sonuçlara neden olabiliyor. Sendikanın açıklamasından sonra karşı tepki olarak neredeyse hain diyenler bile çıktı. Çok tuhaf!
Benim anlamadığım, konunun direkt muhatabı olan DHMİ'den tek bir yetkilinin çıkıp iki kelam etmemesi. Çıkın diyin ki kontrolörlerin talebi yersizdir haksızdır. Ya da haklılar ama biz böyle karar aldık.Ya da her neyse...
Ortada bir mücadele var ama hakem yok!
Kimse kimsenin yanlısı ya da destekçisi değil. Bu, bir dile getirme yöntemidir. Bana daha fazla araştır diyenler de oldu. Saygı duyuyorum buna elbette ama mesele konunun daha detaylı incelenmesinden ziyada özü bana göre. Öz'e odaklanan kimse yok.
Diyorum ya; ben bunu yazdım ya da haber oldu vs. Taraflar bunu değerlendirsinler. Ben kontrolörlerin sözcüsü ya da danışmanı değilim. DHMİ'den neden ses çıkmıyor bunu anlamıyorum.
Geçen hafta da değindim, bir komisyon kurulmalı bu konuyla ilgili. Bu süreci yok saymak görmezden gelmek sorunu ortadan kaldırmaz ki.
DHMİ'den ses çıkmıyor ama SHGM'den çok sert bir ses çıktı bildiğiniz gibi. 'Lisanslarınızı iptal ederiz' dediler. Yani durun bu konuyu bir konuşalım değerlendirelim değil de adeta korkutarak bastırma yöntemi bu. Bu nasıl bir uzlaşma yoludur ben hiç görmedim açıkçası!
Bu yöntem yanlıştır, bu yöntem üzücüdür. Taraflardan birini korkutmaktansa konuşmak, çözüme odaklanmak daha mantıklı değil mi?
Kontrolörlerin inisiyatif almadan çalışma kararı geçtiğimiz günlerde başladı. Belirli dönemlerde yapacaklarını açıklamışlardı. Bakalım daha ne kadar görmezden gelinecek bu iş.
Doğru düşünmeye davet etmekten başka ne yapılabilir ki?
Yorumlar Tüm Yorumlar (23)