29 Ekim’de açılışını yaptığımız İstanbul Havalimanı Türk havacılığının önümüzdeki yıllarda en büyük gurur ve ekonomik kaynağı olacak.
Özellikle merkezde hizmet veren havalimanları, ülkelerin havacılıktaki yönünü belirleyen en önemli husustur. Çünkü buradan kaç ülkeye ne kadar yakın olduğunuz sizin yolcu sayınızı da belirler aslında. Bugüne kadar, özellikle son 15 yılda Atatürk Havalimanı bu konuda oldukça başarılı oldu.
Tabi burada doğru planlama ve öngörü çok önemli rol oynuyor. THY bu konuda ve bu süreçte çok doğru adımlar attı. Çünkü Atatürk Havalimanı’nın en büyük taşıyıcısı her zaman THY oldu ve İstanbul Havalimanı’nda da bu değişmeyecek.
Peki İstanbul Havalimanı’nda durum nasıl olacak?
İstanbul Havalimanı Türk Hava Yolları için hayati bir öneme sahip durumda. THY’nin 2023 yılı için en az 500 uçaklık bir hedefi söz konusu. Bu hedefe doğru da gidiyor. 2018 için 12 milyar dolar, 2023 için de yanılmıyorsam 25 milyar dolarlık bir ciroya ulaşmayı hedefliyor.
Atatürk Havalimanı bu planlamalara ulaşmak konusunda çok yeterli olmadığı için İstanbul Havalimanı gündeme alındı ve yapıldı. Havalimanı yapıldı yapılmasına ama hedef süreden biraz şaşma oldu bildiğiniz gibi. Bu THY’nin hiç ama hiç istemediği bir olumsuzluktu. Çünkü hedefe doğru ilerlerken böylesine bir aksaklık planlarda sapmalara neden olabilirdi.
THY’nin en büyük rakibi olarak gördüğümüz Lufthansa’nın cirosu 2017 yılı için 35 milyar Euro olarak açıklanmıştı. Yani THY’nin 2023 hedefinin de çok çok üzerinde bir rakam bu…
Ancak şöyle bir detay var; Ciroda inanılmaz farklar olmasına rağmen edilen kârda bu kadar büyük fark yok. THY geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada ilk 9 ayda 1.1 milyar dolar kâr ettiğini duyurmuştu. Lufthansa’nın 1 yıl öncesindeki kârı ise 3 milyar Euro seviyelerindeydi. Arada bir fark var elbette ancak ciro ile kıyaslarsanız farkın aslında çok yüksek olmadığını göreceksiniz.
Gelelim İstanbul Havalimanı’na… Havalimanının açılışı yapıldı ve THY de birkaç seferle havalimanında operasyonlarına başladı. Bu; bir anlamda hem THY için hem de havalimanı için test niteliği taşıyor.
Biliyorsunuz yapılan en güncel açıklamalar 31 Aralık’ta tüm operasyonun taşınacağını söylüyor bize. Az önce verdiğim detaylar işte tam da bu yüzden. Çünkü taşınmayla ilgili çeşitli söylentiler dolaşıyor ortalıkta. Aralık’ta olmayacağı, Mayıs’ı bulacağı ve hatta Mayıs’ta bile tam olarak değil de kısmi bir taşınma olacağı söyleniyor. Sektörün dilinde bu var şu sıralar.
İşte benim anlatmak istediğim tam olarak burası; Kısmi taşınma…
2016 yılında Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, THY’nin transit yolcuda yüzde 60 oranına çıktığını açıklamıştı. Mesele de bu zaten, THY’nin en büyük gelir kalemi transit yolcu.
İşte merkezde hizmet vermek bu yüzden çok önemli. Atatürk Havalimanı şu anda başta Avrupa olmak üzere bir çok ülkeye ortalama 3 saatlik uzaklıkta. Bu planlama doğru yapıldığı için yolcu sayısı her geçen yıl biraz daha artıyor.
İstanbul Havalimanı da böyle olacak. Buradaki mesele taşınma olduktan sonra başta THY olmak üzere şirketlere tam manasıyla istediğini verebilmek. Eğer taşınma konusunda; ‘parça parça devam edelim, Aralıkta’da birkaç dış hat daha koyalım, Mayıs’ta biraz daha sefer koyarız ya da şu kadar ay sonra şu kadar sefer daha ekleriz’ gibi bir yanlışa düşülürse orada büyük bir hata yapılır. Transit yolcusu bu kadar yüksek olan bir şehir o avantajını kaybeder.
Şöyle bir bakalım:
Atlanta Havalimanı’nda transfer yolcu oranı: yüzde 75
Frankfurt Havalimanı’nda transfer yolcu oranı: yüzde 60
Dallas Havalimanı’nda transfer yolcu oranı: yüzde 60
Schiphol Havalimanı’nda transfer yolcu oranı: yüzde 45
Washington Havalimanı’nda transfer yolcu oranı: yüzde 42
Paris De Gaulle Havalimanı’nda transfer yolcu oranı: yüzde 38
Münih Havalimanı’nda transfer yolcu oranı: yüzde: yüzde 38
Bu örneklere aynı ülkeden başka havalimanlarını da ekleyebiliriz. O tip örnekler de var çünkü. Dediğim gibi merkezde hizmet vermek bu kadar hayati önem sahip durumda. İstanbul da bu yüzden son derece kritik bir konumda.
Buradaki mesele; kesinlikle taşınmanın olacağı tarih DEĞİL. Taşınmanın tam olarak gerçekleşip aksamadan hizmet vereceği tarihtir.
Eğer 31 Aralık tarihi bunu kaldırabiliyorsa ve bu operasyonu sorunsuz şekilde gerçekleştirecekse 31 Aralık olsun. Eğer bu tarih Mayıs ise Mayıs ayı olsun. Ya da 2019’nun yıl sonu olsun. Tarihe takılmamak ve İstanbul’un transfer merkezi olması özelliğini ve tercih edilebilirliğini yitirmemesine odaklanmak gerekiyor bu durumda.
THY geçtiğimiz günlerde İstanbul Havalimanı’na 2 yeni hat daha ekleneceğini duyurdu. Bu, oradaki uçuşların iyi gittiğine işaret mutlaka. Ama dikkat ettiyseniz bunlar da iç hat seferleri.
Hangi tarih olursa olsun parça parça taşınmak değil, tam olarak taşınmak son derece kritik bir öneme sahip. Çünkü THY parayı iç hatlardan değil dış hatlardan kazanıyor.
Yorumlar