Kabus gibi bir yıl yaşıyoruz...

Türk Hava Yolları, Pegasus, Onur Air, AtlasGobal, Borajet, Corendon, Sunexpress, Anadolujet, MNG Airlines velhasıl tüm havayolu şirketleri ağırlıklı olarak haber konusu olur bizim sütunlarda. Oysa sadece bu şirketler yok bu sektörde.

Yer işletme şirketleri, havalimanı işletmecileri, uçuş okulları, MRO'lar, genel havacılık işletmeleri, irili ufaklı havacılık şirketleri bileşenleri ile bir bütündür bu sektör. Devlet kurumlarını saymıyorum bile. Domino taşı gibidir. Kabus gibi dedim yazımın başlığına ama aslında kasırga yaşıyoruz.

Ak Parti iktidarlarının en zor dönemi diyebiliriz. 2008'de dünya ölçeğinde yaşanan ekonomik kriz bile bizi etkilememişken bu yıl birçok nedenin bileşkesinden kaynaklı ekonomik sarsıntı en çok bu sektörü vurdu.

Gün geçmiyor ki işten çıkartma haberi görmeyelim, duymayalım. Çeşitli bahaneler üretilerek çıkartılan çalışanların aslında işlerin kötü gidişatından işten çıkartıldıklarını görmek için kahin olmaya bile gerek yok.

Evet, zor süreç ve bu zor süreci atlatmanın yolunu işten personel çıkartmakta arayan sektör.

Ne yapmalı nasıl çözüm bulmalı sorusu hiçbir zaman gündeme gelmiyor.

Naçizane önerilerim olacak.

Bilmem dikkate alınır mı ve bilmem Ankara'da ses bulur mu?

Devletin en tepesinden, kurumların en alt kademesine kadar çağrıda bulunuyorum.

Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Başbakanım, Sayın Ulaştırma Bakanım, Sayın DHMİ Genel Müdürü Funda Ocak bu sektörün gelişimine öncülük ve önderlik ettiniz. Çok da iyi ettiniz. Bu millet sizin siyasi iradeniz ile uçak ile tanıştı ve sektörün önünü açmanızdan kaynaklı binlerce insan evine aş götürecek iş olanakları ile tanıştı.

İşte bu sebeple yaptığınız bu çalışmaların sayesinde havacılık sektörü şaha kalktı ve bunun siyasi karşılığını da yine siz aldınız.

Bugün gelinen noktada o şah devrilmek üzere. İnim inim inleyen bu sektör sessizce küçülüyor ve bu küçülme sebebiyle işsizler ordusu her geçen gün artıyor.

Gelin bu sese kulak verin ve kanayan yaraya merhem sürmek için 2003 yılında attığınız adım sayesinde büyüyen sektörün küçülmesine izin vermeyelim.

Dünyanın en büyük havalimanlarından birini yapıyoruz övüntümüze, Türkiye'de havacılık çöküyor gölgesi düşürmeyelim.

Benim önerim çok küçük dokunuştur. Ama emin olun o bile bu sektöre bir can suyu olacaktır.

Bu öneri doğrudan Devlet Hava Meydanları İşletmesi'ni ilgilendiriyor.

Diyorum ki; 2017 yılı yaklaşıyor ve biliyorum ki bu sektörün giderlerinden birisi de kira giderleridir. Devlet Hava Meydanları İşletmesi bu yıl, sektöre can suyu verecek adımı atabilir.

Kira gelirlerine zam yapmamak gerekir. DHMİ bu cesur adımı atabilir ise 1 liranın bile önem kazandığı bu dönemde yüzde 10'luk kira artışı bile bu sektöre darbe olacağı için kira artışı konusunu dondurabilir DHMİ.

İşte devlet olma zamanı da tam bu zamandır.

Sadece bu mudur? Hayır.

Her yılbaşında havalimanı işletmecilerinden alınan kira bedelleri de ötelenebilir. Havacılık sektörünün bir bütün olduğunu hepimiz biliyoruz. Yolcu sayısı düştü ise havalimanı işletmecilerinin de gelirleri düşmüş demektir. İşte bu sebeple de havalimanı işletmelerinin kira ödemeleri de ötelenebilir.

Yeterli mi hayır?

Genel havacılık sektörüne de el atılmalı. Konma konaklama bedelleri de sabit tutulmalı veya indirim yapılmalı.

Uçuş okullarından bir yıl süre ile iniş-kalkış ücreti alınmamalı.

Dedim ya naçizane öneriler diye. Şahsen benim aklıma gelen çözüm önerisi bunlar.

Dahası devletimizi idare edenlerin uhdesinde. Ben umutluyum önerimin hayat bulacağından. Bugün olmayacak da ne zaman olacak?

DHMİ'den umut verici haberler.

FETÖ'nün darbe kalkışmasının ardından tüm kurumlarda başlatılan FETÖ'cü kişilerin görevlerine son verme işlemi DHMİ'de de yapılmıştı. Bağlantısı olsun ya da olmasın şüpheli herkes işten çıkartılmıştı.

İtiraz edenlerin ve şüpheli olanların durumları yeni baştan inceleniyor ve şüpheye yer bırakmayacak kadar sicili temiz olanlar yeniden işe iade edilmeye başlandı. DHMİ'de yaklaşık 20 kişinin göreve iade edildiği bilgisi mevcut. Dileğimiz o ki herkes devletine sahip çıksın.

DHMİ doğru olanı yapıyor. Kurunun yanında yaş yanmaması için çaba harcıyor.

Bu devlet bizim devletimiz bu sektör bizim sektörümüz hata yapabiliriz lakin hain olana da tahammül edemeyiz.