Açıkçası bir havayolu şirketinin herhangi bir meydana ilk seferi için yapılan törenlere diyecek sözümüz yok. Dünyanın her yerinde yapılan alışılagelmiş törenlerdir bunlar. Amma velakin Rusya krizinden sonra gelen ilk tur yolcularına yapılan törene anlam vermedim, veremeyeceğim.
Reel açıdan bakarsanız turizm alanında bir turiste dahi ihtiyacımız var. Turist demek, havalimanlarında çalışanların maaşı demek, havalimanlarının giderinin karşılanması demek, otelin, otel çalışanlarının geçimi demek. Havayolu şirketinin zarar etmemesi, batmaması demek.
Bu gerçeği tespit ettikten sonra, gerçeklerle örtüşmeyen davranışımızın da eleştirilmesi gerekiyor.
Antalya’ya kriz sonrası gelen ilk uçağa yapılan karşılama akıllara ziyan bir karşılamadır. Davullu-zurnalı, çiçekli-böcekli, kokteylli-kanepeli karşılama “Aman aç kaldık, susuz kaldık. 1 dolara da ihtiyacımız var” görüntüsünden başka bir şey ile izah edilemez. Törende köçek hariç her şey vardı ve bu kabul edilemez.
Oysa düşünülmesi gereken şey; bizim Rusya’ya ne kadar ihtiyacımız varsa Rusya’nın da bize o kadar ihtiyacı var.
Sıradan bir turizm akışını devletin en önemli işi imiş gibi medyada yer alacak hale getirmek, valimizi, emniyet müdürümüzü, başmüdürümüzü, yöneticilerimizi birilerinin ayağının altına paspas yapmak mantık ile izah edilemez.
Ezik bir halk görüntüsü verip, Rusya medyasının alayı haline getirmek, onlara gereğinden fazla ilgi gösterip kendi halkımızı aciz göstermemeliydik.
Şimdi otellerin yerli turist ile yabancı turist arasındaki ayrımcılığını görüp, yaşayacağız. Dün yerli turist için her türlü kampanya açanlar “yeter ki çark dönsün” diyenlerin yerli tatilcilere nasıl kazık atacaklarını hep birlikte göreceğiz.
Dükkan kapatanların, otellerin kapısına kilit vuranların bu ülkenin vatandaşına negatif ayrımcılık yapmasını da yine hep birlikte yaşayacağız.
Rusya'dan gelen turist kadar diğer ülkelerden gelen turistlerin de öneminin aynı değerde olması gerektiğini söylememe bile gerek yok.
Şimdi sormak gerek.
Rusya ile yaşanan kriz sürecinde sımsıkı sarıldığımız İranlı turistlere arkamızı mı döneceğiz? Sahi İran’dan gelen turistlere neden törenler yapmadık?
Çinli, Japonyalı turistlere çekik gözlü, kısa boylu diye önem vermeyecek miyiz? Bir başka değişle tekme-tokat döverek geri gitmelerini mi sağlayacağız?
Ruslar “velinimetimiz” deyip üç kuruşa tatil yaparken, yerli turistler yeniden kazık yemeye mi başlayacak?
Bir turizm standardımız olacak mı, yoksa yine sallabaş mı yapacağız her şeyi?
“Nasıl olsa geri döndüler” deyip tacizler-tecavüzler devam mı edecek yoksa evimizin misafiri gibi mi davranacağız?
Turiste misafir gibi davranmadığımız zaman, bugün şehirleri, köyleri gasp etmeye namzet Suriyeliler'in plajlarda başlayan şiddeti, zapt etmeye dönecektir. Zaman kimi haklı çıkarırsa ona da eyvallah diyeceğim.
Yorumlar Tüm Yorumlar (30)