AirportHaber ile bir kez daha gurur duydum. Yazdığımız haberler, ısrarla karşı çıktığımız her bireyin altından mutlaka bir olmuzluk çıkıyor. Lakin anlamlandıramadığım ve sürekli eleştirdiğim yükselmelerin altından FETÖ çıkarken, yükseltenlerin yükseklere tırmanmalarına da anlam veremiyorum.
Ve şu THY'den FETÖ şüphesi ile atılan pilotların veya diğer personel için SHGM'nin de sessiz kalmasını, bu kişilerle ilgili karar verememesini de ya becerisizlik ya da halen içlerinde FETÖ hayranlığı olduğu yönünde şüphelerimle izah edebiliyorum kendime.
THY'den atılan pilotun Hürriyet Gazetesi'ne haber olmasının ardından şöyle küçük bir araştırma yaptım. Geçen hafta AirportHaber'in sayfalarında da yer alan bu haberin içeriğine baktığınızda pilotun affedilmez bir hata işlediğine dair hiçbir şüphem yok. Sen devletin en zirvesini taşıyorsan uçuş kurallarını de en zirvede tutacak ve gizliliği de o şekilde sağlayacaksın.
Ne demek transponder'in açık bırakılması? Resmen hedef göstermektir? Bu hata pilotu hem işsiz bıraktı hem de hakkında şüphe uyandırdı. Merak ediyorum 17/25 operasyonlarının FETÖ tarafından yapıldığı alenen ortada iken Cumhurbaşkanının uçağını kullanan pilot hakkında neden bir araştırma yapılmadı?
Bu soruların yanında sorulması gereken başka sorularla birlikte; bana göre görevden kaçan sorumluları da sorgulamak gerekir.
Bunların en başında Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne vekalet eden zat geliyor. Sessiz sedasız sanki birilerinin güdümünden çıkamıyormuş gibi hiçbir icraat yapmayan Bahri Kesici bulunuyor.
Ben doğrudan kişileri hedef almakla birlikte sebeplerini de sıralıyorum.
Bahri Kesici bey siz 17/25 Aralık gibi bir hukuk darbesini ve 15 Temmuz hain kalkışmanın bir çelik-çomak oyunu mu olduğunu sanıyorsunuz? Sadece iktidara değil doğrudan devlete karşı yapılmış bu saldırılar karşısında neden sektördeki lisanslı kişiler hakkında araştırma yaptırmıyorsunuz?
Size soruyorum Bahri Kesici; THY sıkıntılı pilotların işine son verirken, devlet bu pilotların pasaportlarına el koyarken siz neden soruşturmanın selameti açısından lisansları askıya almıyorsunuz?
Örnekleri var. Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan'a açık çağrımdır. THY'den FETÖ şüphesi ile atılan pilotlar SHGM tarafından korunmaktadır. Bunun altında bir gerekçe olmalıdır. THY FETÖ şüphesi ile atıyorsa SHGM neden bu kişilerin lisanslarını askıya almıyor?
Ben kişilerin haksız yere töhmet altında kalmasını, işsiz kalmasını istemem. Lakin ülkede bir kaos ortamı var ise daha fazla çalışmak ve daha fazla titiz olmak gerekmez mi?
Sektörde kaptan sıkıntısı var. THY'den atılan pilotlar işsiz kalmamak için mecburen iş arayışında. Özel sektör bu kişileri istihdam etmek istiyor. Soruluyor Cumhuriyet Savcılığı'na sıkıntı yok, soruyorlar SHGM'ye sıkıntı yok. Daha doğrusu SHGM'nin hiçbir şeyden haberi yok. Pilotun pasaportu yok, devlet el koymuş yurtışına uçamıyor ama yurtiçi uçuşu SHGM'nin umursamazlığından yapılıyor.
Sen SHGM olarak görevini yapmıyorsan-yapamıyorsan bırak o koltukları layıkıyla dolduracak kişiler var.
Demem o ki SHGM Genel Müdür Vekili Bahri Kesici boşu boşuna koltukta otuyor. Kim bilir kimlere hizmet ediyor!
Ve gelelim Orhan Birdal beye...
Orhan Birdal çok iyi bilir ki onun icraatlarını hep eleştirmişimdir. O halen düşmanca baksa da biz devletin makamlarının ehil kişiler tarafından idare edilmesinin savunucusu olmuşuzdur. Bu FETÖ'cülerin hangi kılığa girdikleri maalesef anlaşılamıyor. Zaman zaman Ak Partili vekil arkadaşımın dedikleri kulağımı çınlatarak tüylerimi ürpertse de hatırlatmakta fayda görüyorum. Vekil arkadaşım "Namaz kıldığımızda sağa sola selam verdiğimizde, sağımızda kim var solumuzda kim var bilemiyoruz" derken içinde bulunduğumuz vahameti özetliyordu.
Orhan Birdal kendi gözdesi, dizinin dibinden ayırmadığı Alaattin Çınar, FETÖ'cü olmasından dolayı DHMİ'den ve memuriyetten kovuldu. Biz zamanında dedik ki bu adam nasıl tırmanıyor bu kadar!
Basın Müşaviri yaptığın adamı; sonra sırasıyla Kastamonu, Tokat ve Erzincan meydanlarına müdür yapıyorsun. Bu kişi hakkında sana yapılan uyarılara kulak tıkıyorsun. Bizim yazıp-çizmeler nazarında itibar görmüyor.
Bu yükselişe anlam verememekle birlikte beynimin yandığı atama ile ilgili aklıma binbir türlü şeyler geliyor. Alaattin Çınar denilen adamı başbakanın memleketi Erzincan'a nasıl müdür yaptın.
Sayın Orhan Birdal şimdi sıra sizde. Lütfen açıklayın bu kişi hakkında kim referans oldu, bu sırasıyla saydığım ve kritik olarak gördüğüm Erzincan Meydan Müdürü yapılırken kimler ısrarcı oldu? Başbakan Binali Yıldırım'ın ağzının dibine kadar sokulmasının arkasında hangi güçler vardı?
Bu makamları hak ederek onlarca mühendis, işletmeci, iktisatçı varken neden Alaattin Çınar'da ısrar ettin bunu bilmek hakkımız. FETÖ'cülerin baskıları ile yaptıysan bu FETÖ'cüleri açıklamak boynunun borcu. Başka bir özel hukukunuz var ise bunu da bilmekte fayda var. Devlet idaresi baskılarla mı yapılır özel hukukla mı yapılır söyleyin de bilelim.
Sayın Orhan Birdal, bu kişi hakkında hata yaptığınızı düşünüyor musunuz? Başka hatalarınız da var mı? Hata yapmaya müsteşar yardımcılığınızda da devam ediyor musunuz? Aynı hataları atandığınız THY yönetim kurulunda da devam edecek misiniz? THY'ye de bu tür insanları yerleştirmek için gayret edecek misiniz?
Sorular devam edebilir. Lakin şimdilik bu kadar yeter.
Ve Nadir Kabaş olayı.
Nadir Kabaş'ın FETÖ'den tutuklandığını yazmıştık. Bilgiler doğrudan Pegasus kaynaklı idi. Sonra avukatı aradı "tutuklanmadı, gözaltına alındı yanlış anlaşılma var ve serbest bırakıldı" dedi. Sorma sırası bize geldi. Peki Nadir Kabaş'ın rütbeleri neden alındı? Şimdi bunun cevabını ya Nadir Kabaş verecek ya da avukatı.
Biz fikri takiplerimize devam ediyoruz. Gazeteciliğin kuralı da budur. Milleti kandırmayın. Kim hainlik düşünüyorsa onun bu devletin içinde yeri olamaz. Nokta.
Sorumlular da sorumsuzlar da hesap vermek zorundadır.
Yorumlar Tüm Yorumlar (41)