Geçen haftanın bombası üzerine yorum yapma durumu hasıl oldu. İki önemli konu ve ikisi de belli çevrelerce yönlendirilen, planlanan hadisedir. Kanaatimi yazıyorum. Sabiha Gökçen Havalimanı’nın DHMİ’ye devredilmesi konusunun arkasından İGA çıkarsa şaşmayın.
Aslına bakarsanız Sabiha Gökçen Havalimanı’nın Devlet Hava Meydanları İşletmesi’ne devredilme konusu öncelere dayanır. Lakin bu dönemde yeniden hortlamasının tek amacının Yap-İşlet-Devret Modeli ile işletilen tüm havalimanlarının İGA (İstanbul Havalimanı) sahipleri tarafından işletilme hevesinin bir tezahürüdür.
Fotoğrafa birlikte bakalım. İstanbul Havalimanı işletmeye açılıyor, Atatürk Havalimanı kapatılıyor. Hatta Atatürk Havalimanı tartışmaları bitirilsin diye iki ana pistin tam başlangıç noktasına pandemi hastanesi yapılıyor ki, acil durumlarda dahi uçak inemesin diye.
Tabi İstanbul Havalimanı yeterince talep görmeyince, ücretler astronomik rakamlara ulaşınca daha ekonomik meydan arayan havayolu şirketleri Sabiha Gökçen’e yönlenince hooop bir karar ile Sabiha Gökçen Havalimanı’na yeni slot verilmeyeceği duyuruldu.
Duyurunun sahibi Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü. Ama asıl sahibi kim? Ben söylerim de şimdi Türkiye’nin dört bir tarafından mahkeme açar akıllılar.
Efendim gerekçe kapasite imiş. Bende hadi oradan halt ettin, adamlar yüzde 70 kapasite ile çalışıyor. Kardeşim senin görevin uçuşları İstanbul Havalimanı’na yönlendirmek değil, kapasite artırmak için “ikinci pist neden yapılmıyor” sorusunun cevabını aramak olmalı. Gerçi onun cevabı da hazır ama yine ağzımızı kapayalım.
Net bilgime dayanarak söylüyorum. Sabiha Gökçen Havalimanı’nı İGA istiyor. Mevcut işletmecinin de 2032 yılına kadar sözleşmesi var. Altın yumurtlayan tavuk Sabiha Gökçen.
İGA istiyor ama isteği kabul görmüyor.
O halde ne yapmak lazım, siyaseten gücümüzü ticareten güce çevirmenin yolu Sabiha Gökçen DHMİ’ye devredilsin ve sonra havalimanı pistleri ile yeni terminal binası yapılacak bahanesiyle ihale edilsin ve şimdiden belli ihale sonucuna göre yeni sahibi süper müteahhitlere verilsin.
Bak o zaman yapılmayan pist yapılır mı, bak o zaman verilmeyen slot verilir mi!
Ülkemizde; işadamının bakana, bürokrata emir verecek pozisyonda tutarsanız olacağı budur. İşadamı emreder bürokrat yapar.
Dolayısıyla Sabiha Gökçen Havalimanı’nın akıbeti ya aklı başında bir bakanın veya bürokratın direnişi ile olduğu gibi muhafaza edilir ya da hayal kuranların idaresine geçer ki bu durum vahim olur.
İşte buna benzer diğer gelişmeler.
Daha önce yazmıştım ama yine yazayım. Antalya Havalimanı ihalesi neden iptal edildi. İGA ihaleye giremiyor diye. Çukurova neden iptal edildi gizli gerekçe yine İGA ihaleye girme şartını henüz sağlayamadı diye.
Ben şimdi buradan iddia ediyorum. İGA’nın gözü Sabiha Gökçen Havalimanı’nda, İGA’nın gözü Antalya’da, Bodrum’da, İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda.
Bakın bu ülkede siyaset işadamının egoları, istekleri doğrultusunda hareket ederse ben de derim ki verin DHMİ’yi kurtulun. Gerek yok ki DHMİ’ye.
Ama şunu size net söyleyebilirim. Her şey nasıl bozuldu ise ve her şey birkaç işletmecinin keyfiyetine göre dizayn ediliyorsa bilin ki normal düzene geleceği zaman olacaktır.
Sabır edelim. Umut var hep var olacak. Umudumuzu yitirmiyoruz. Tüm sektör adına şunu garanti ediyorum.
Hiçbir kişi veya kuruluşun diğerinden farkı yoktur. Her kişi veya kuruluşa aynı mesafede, aynı adaletle davranılması için çabamız, çalışmamız devam ediyor.
Yorumlar Tüm Yorumlar (108)