Farkında mısınız bilmiyorum ama Türk Sivil Havacılığı sadece THY’den ibaretmiş gibi davranılıyor. Varsa yoksa THY. Kurtarılmak istenen THY, para kaynağı sağlanılmak istenen THY. Diğerleri sahipsiz. Batsalar da, çıksalar da kimsenin umurunda değil.
Biz bunları hep biliyoruz ve yazıyoruz, hatta bazen TV ekranlarından söylüyoruz ama gel gör ki dinletemiyoruz. Nasıl olsa özel sektörün sesi de çıkmıyor. Çıkanın da kafası yılan gibi eziliyor.
Bir örnek verelim de hafızamız, hafızalarınız tazelensin. Hatırlarsanız Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü yüzde 70 kapasite ile çalışan Sabiha Gökçen Havalimanı’na slot sınırlaması getirmişti. Gerekçeye hepimiz güldük.
SHGM, bakım faaliyetleri ve ikinci pistten dolayı ek uçuşlara izin verilmeyeceğini açıklamıştı. Oysa işin aslı farklı. Mesele İstanbul Havalimanı’nı beslemek ve uçuş taleplerini yönlendirmekti.
Şimdi aynı şeyi uçuşlarda da görüyoruz.
Mesele THY’yi yaşatma meselesine geldi.
İran ve Irak uçuşlarına şartlı izin çıktı. Demokrasi konusunda altın çağımızı (!) yaşadığımız bir dönemde SHGM yine tarihe geçecek adım attı ve THY’den başka hiçbir şirketin İran ve Irak’a uçmasına izin vermedi.
Tailwind ne yaparsa yapsın, Corendon’un uçup uçmaması umurumda değil, FreeBird batarsa batsın, Onur Air uçmasa da olur mantığı ile başlatılan uçuşlarda THY tek tabanca olacak.
THY demek devlet demek, THY demek milli taşıyıcı demek, THY demek marka demek.
Diğerlerinin hükmü yok. Onlar bu ülkenin değeri değil. Vergi vermezler, adam çalıştırmazlar, siyasi arpalık olmazlar. İşte bu yüzden uçmasalar daha iyi mantığı.
Bakın bir İran örneği vereyim. İran ile karşılıklı yedi frekans uçma anlaşmamız var. Yani yedi onlardan yedi bizden.
Beğenmiyoruz ya İran’ı. Adamlar yedi frekansı havayolu firmaları arasında bölüştürdü.
Biz ne yaptık? Sadece THY. Irak yine öyle. Sadece THY uçacak.
Şimdi sorarım ben özel şirketler batsın mı batmasın mı bi açıklayın da bilelim.
Ben tüm sektöre şunu söylüyorum. Bir gün gelecek ki bütün şirketlerimizin eşit muamele gördüğü, siyasetin değil sektörün hizmetinde olan bir havacılık yönetiminin oluşacağı günler artık çok yakın.
Turizm ile havacılığı birbirine entegre edecek ve ayrılmaz bir parça haline getirecek yeni bir nefese ihtiyaç olduğunu biliyoruz.
İşte bu nedenle tüm sektörün bu ülkenin geleceği için çalışması, 1 cent, 1 dolar dahi ve daha çok gelebilmesi için önceliğin ülkemizi ayağa kaldıracak sistemin turizm ve havacılıktan geçtiğini unutmadan çalışılacağını bilmek lazım.
Sahipsiz özel sektörün, sahipli güç odaklarının tahakkümü altından çıkartılacağını ve her birinin birer markamız olduğunu düşünerek hareket edilmesi gerektiğini her platformda dile getireceğiz.
Ülke olarak yapmamız gereken Antalya’da Gazipaşa ile İstanbul’da İstanbul Havalimanı’nın bir farkı olmaması, İstanbul’daki Sabiha Gökçen ile Bodrum Havalimanı’nın bir ayrımcılığa maruz kalmaması adına çalışmak gerek.
THY ile Pegasus arasında bir fark olmamalı, Onur Air ile THY arasında fark olmamalı. Hepsi bizim demeliyiz.
Velhasıl THY’ye yapılan ayrıcalık, diğerlerine yapılan üvey evlat muamelesi bu ülkenin zararınadır.
Bir dipnot koyalım ve yazımızı bitirelim.
Son günlerde THY genel müdürü Bilal Ekşi anket hevesine düştü.
Zaten etkisiz bir genel müdürlük makamı işgal ediyor.
Ben şunu anlıyorum. Gelecekte anket firması açacak ve onun ön hazırlığı yapılıyor.
Ne diyelim hayırlı olsun.
Yorumlar Tüm Yorumlar (144)