Uzun zamandır Pegasus Havayolları ile uçmamıştım. Bir vesile ile İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan Muş’a Pegasus ile uçmak zorunda kaldım. Seyahatim boyunca hiç beklemediğim sahneleri gördüm. Ne yazacağımı merak ediyorsunuz değil mi?
Merak etmeyin kötü bir şey yazmayacağım.
Dedim ya uzun zamandır Pegasus Havayolları ile uçmadım. Yaklaşık on sene olmuştur Pegasus ile uçmayalı. Çok sayıda arkadaşım var Pegasus Havayolları’nda. Habersizce bineyim ki bu vesile ile sağlıklı gözlem yapma imkanı bulayım dedim.
Pegasus Havayolları ile Muş’a gitmek üzere uçağa bindik. Elli kişiden fazla tanıdık arkadaşımız var uçakta. Malum, havayolu şirketleri çalışanları Airporthaber’den dolayı bizi yakınen takip ediyorlar. Kafamı kaldırmıyorum. Ekibin yolculara nasıl davrandığını gözlemek istiyorum.
O kadar nazikler ki sanırsınız tüm yolcular VIP uçuyor. Güler yüz, koşuşturmaca, yolculara yardım etme gayreti. Sanki tüm iyi uçucu personel o uçağa konulmuş gibi.
Velhasıl havalanıyoruz. Muş, Türkiye içerisinde uzun uçuşlardan biri. Uçakta vakit geçirmek oldukça zordur. Ya yanınızdaki yolcunun muhabbeti iyi olacak ya THY uçaklarında olduğu gibi bir film izleyeceksin ki yol bitsin.
Ne muhabbeti koyu yolcuya ne de filme ihtiyacımız kalmadı. Pegasus Havayolları kabin amiri çok ama çok uyanık bir uçucu. Bir o kadar da deneyimli. Vallahi bravo. Yanımıza yaklaştı, “Ali bey bir isteğiniz var mı” diye konuşmaya başladı.
Eh fırsat bu fırsat dedim kendi kendime. Belki güzel haberler alırım kabin amiri bu nazik bayandan. Bizi takip ettiğini, lakin Pegasus Havayolları’na karşı çok negatif haberler yer aldığını söyledi. Dedim haklısınız. Ama haksız olduğunuz yerler de var. Biz iyiyi de kötüyü de yazıyoruz deyip ekledim. Şirketinizin iletişim sorunu var.
Sonra ben içimdeki gazetecilik dürtüsü ile sorular sormaya başladım. Kabin amiri o kadar ustaca cevaplar veriyor ki, sanırsınız ki şirketin CEO’su. Pegasus’u çok sevdiğini, şirkette bir aile ortamı olduğunu söylüyor. Ne diyelim şimdi, yok yani asgari ücrete yapılan zam bile yatı paralarınızdan kesildi desem ne olacak ki? Vallahi bravo.
Dedik ya uzun uçuş. Kabin amiri uyanık. Benim uçakta olduğumu kaptan pilota iletmiş. Çok geçmeden kaptan pilot araya çıkıyor. Beni davet edip “Merhaba Ali Bey uçağımıza hoşgeldiniz. İletişim sorunumuz olduğunu söylemişsiniz. Nasıl yardım edebilirim” diyor. Gerçekten şoklardayım. Adamla kavga edeceğimizi düşünüyorum uçakta. Ama öyle candan konuşma ki, çok ama çok ciddiyim ki bir yönetici dahi olsa bu kadar ustaca şirketini savunamaz.
Anlatıyorum. Pegasus ile ilgili bir haber duyduğumuzda bilgi alacak kimseye ulaşamıyoruz. Kapı duvar oluyor. Dolayısıyla bilgi alamayınca elimizdeki bilgiler ile hareket etmek zorunda kaldığımızı ifade ediyorum. Hak veriyor ve konuyu şirkete ulaştıracağını söylüyor.
Ne diyelim şimdi? Yaşadıklarımız güzel şeydi ve biz güzel şeyleri yazmaktan daha mutlu oluyoruz.
Muş Havalimanı ihmal edilmemeli…
Gidişimiz Pegasus ile olmuştu dönümüş THY ile Muş’tan Atatürk Havalimanı’na oldu. Çok küçük bir meydan. Yerel THY personeli ne kadar da fedakar, ne kadar da cansiperane çalışıyorlar. Yolcuları rahat uçurmak için nasıl koşturuyorlar anlatamam. Vallahi tebrik ederim.
DHMİ Muş Meydan Müdürü ile tanışıyoruz. Çok nazik bir adam. İlgi alaka süper. Ama konuyu Muş Havalimanı’ndan yapılan uçuşlara getiriyor; ”Üç metre karda bile bu meydanı açık tutmayı başardık. Daha çok yolcu uçurmak için çalışıyoruz” diyor meydan müdürü. İzmir’e çok sayıda yolcu olduğunu ifade ediyor. Bursa uçuşlarının full gittiğini, İzmir yolcularının aktarmalı gitmek zorunda olduklarını söylüyor.
Muş’tan İzmir’e doğrudan uçuş konulsa uçakların tam dolu gideceğini anlatıyor. Biz de diyoruz ki Muş meydan müdürüne kulak verin ve bu hattı bir deneyin. Deneyip kapattığınız o kadar çok hat var ki, bunu da deneyin yanılmayacaksınız. Yıllık 30 bin yolcu olduğunu söylüyor Muş meydan müdürü.
Bizden yazması, sizden de ilgilenmesi. Hani pazar yok diyorsunuz ya, işte size pazar. Ha bu arada Muş biletleri oldukça pahalı.
Yorumlar Tüm Yorumlar (46)