Dön dolaş aynı yer…
Bu hafta pilot olmak isteyen bir arkadaşımla bir araya geldim. Ben sektörden biriyim, o da havacılığa oldukça meraklı biri.
Kafa kafaya verdik düşünüyoruz. Nasıl yapmalı nereye başvurmalı?
İşin zor tarafı alternatifin fazla olması.
Seçenek çok olunca kararsızlık, kararsızlık olunca da başarısızlık hasıl oluyor genelde. Peki sektöre bu kadar yakın olmamıza rağmen neden kararsız kalıyoruz ki? Halbuki çabucak karar vermeli ve sonuca gitmeliyiz.
Ama öyle olmuyor işte…
Bazılarının benzer yazıların altına yazdığı gibi; ‘Sen ne anlarsın yeaav havacılıktan’ demesinden mi kaynaklanıyor bu durum, yoksa iyi analiz yapamamaktan mı? Ya da parasında ve yahut güvensizlikten mi?
Bence en makulü ilk söylediğimden kaynaklanıyor.
Aksi halde ver 30 bin Euro’yu al ATPL’i.
Boeing yine açıkladı zaten; 20 yılda 810 bin pilot lazım olacak diye.
Pilot olacaksın ama en özel günlerde ailenin yanında olamayacaksın, çocuğun anne diyecek baba diyecek sen yoksun.
İngilizce’yi sular seller gibi bileceksin, ya da bilmen gerektiğine inanacaksın. Yılda aşağı yukarı 1000 saatin üzerinde uçuş yapacaksın. Yaşadığın heyecan bir yerden sonra yerini alışkanlığa, o da sıradanlığa bırakacak.
İyi para kazanacaksın ama ya sonra…
Diyelim ki bir sorun yaşadın ve sağlık sıkıntından dolayı uçuşa elverişliliğini yitirdin. Hop yerdesin.
Hepsine tamam mı? Peki
Eğitimini nerede alacaksın? Yurt içi yurt dışındaki bir çok yerden daha pahalı. Yurt dışı için dil şart. Burada eğitim almaya karar verdin. 80 bin Euro’yu verdin gitti. Lisansı da aldın. THY dışında tatmin edecek sağ koltuk maaşı nerede var? Bence yok.
Ona da tamam mı? İşsiz kalma riskini göze aldın mı?
Garantili yerlere gittin, gidebildin. THY Akademi, güzel. 1 milyon Lira’nın üzerinde borçla başladın işe. Döviz bu seviyelerde olursa kaç yıl ödeyeceksin? Maaşın dört biri gidiyor. Önceleri güzel. Sonraları nasıl olacak? ‘Bitsin artık yeter’ diyecek misin?
Boşver yeaavv dedik. Rota değişti şarkıcı olacak!
Geçen haftaya dair…
Geçtiğimiz hafta yazdığım yazıda havalimanı personelini taşıyan servislere değindim. Şirket adı vermedim ama herkes aynı yerden şikâyetçi
Şoförlerin suçu olmadığını ve işveren tarafından inanılmaz bir boş vermişlik olduğunu her platformdan yazdılar bana.
Bunun üzerine düşünürken öyle bir görüntü ulaştı ki elime, akıllara zarar.
Personel servisi, servis alanına girerken aracın lastiği fırlıyor. Karşı yola uçuyor adeta… İnanılır gibi değil. Allah’tan araç takla atmıyor, şoför yavaşça aracı durdurup kontrol edebiliyor. İki türlü şans var burada. Hem aracın kontrolü kaybetmemesi, hem de fırlayan lastiğin karşı şeritten geçen araçlara vurmamış olması. Yani bahsettiğimiz onlarca insanın hayatına mal olabilecek bir kazanın o anlık gerçekleşmemiş olması…
Peki ne bekleniyor ki daha? Söylesinler de öğrenelim.
Yorumlar Tüm Yorumlar (40)