Akıl alır gibi değil. Sunexpress Havayolları kokpit-kabin ve yolculara dağıtılan yemeklerin içinden yazıya başlığı veren mide bulandırıcı şeyler çıkıyor. Airporthaber’e ulaşan bu görüntüler haberleştirildikten kısa bir süre sonra bütün medyanın, sosyal ağların da gündemine bomba gibi düşüyor.
Bir yanda Alman disiplinli Sunexpress Havayolları diğer yanda Sancak Catering gibi işini ciddiye alan ikram firması. Gelgelelim ikisi de aynı konu üzerinde eleştirilerin odak noktasında. İkramı hazırlayan Sancak Catering, Sunexpress Havayollarına gönderdiği ikramları “sallabaş” hazırlayıp gönderdi suçlaması ile karşı karşıya kalırken, Sunexpress Havayolları içinden sızan bilgiler “biz bu tür pisliklerle sürekli karşılaşıyoruz” şeklinde.
İçinden çıkılacak gibi değil.
İkramlara bakarsanız Sancak Catering, işini ihmal eden, ürünleri kontrol etmeyen bir ikram şirketi görüntüsünde. Biz bu tür görüntüleri İstanbul Havalimanı’na yemek servisi yapan AHA yemek firmasının ikramlarında da görmüştük. Yani görüntüler yabancı değil. THY’nin DOCO firmasında da görmüştük.
Özellikle yeşillik ikramlarında bu tür haşerelerin görülmesi olasılığı oldukça yüksek. Bu sebeple marul, maydanoz, roka gibi yeşilliklerin otomatik yıkamalar haricinde elle yıkanıp, gözle kontrol edilmesi çok önemli.
Sancak Catering’i aklamak gibi olmasın ama gözle gördüğüm şirkette bu tür şeylerin olma ihtimali yok denecek kadar az. Bu demek değil ki bu görüntüler Sancak Catering ürünlerinden çıkmadı.
Hatalı olabilir. Lakin firma kendinden o kadar emin ki, bu tür durumlarda ürünün özel bir paketi olduğu ve o paketin içinde muhafaza edilerek kendilerine tutanakla teslim edilmesi gerektiği ifade ediliyor.
Şikayete konu olan ürünlerin Sunexpress’ten istenmesine rağmen verilmemesi kafalarda soru işareti olarak algılanıyor. Neden verilmiyor? Bu sorunun cevabı Sunexpress’te saklı.
Tabi işin diğer tarafında bulunan ve yukarıda da bahsettiğim gibi Alman disiplinli bir şirketin bu şikayetleri umursamaz olması da soru işaretleri ile dolu.
Şahsen görüştüğüm Sunexpress yetkilisi, hiçbir personele sorgu yapılmadığını söyledi. Çok enteresan değil mi? Nasıl sorgulanmaz, nasıl takip edilmez, nasıl raporlanmaz anlaşılır gibi değil.
Anlaşılan o ki birileri bu duruma çanak tutuyor. Bir savaş mı var, rekabet mi var, ilgili ikram firmasını karalama kampanyası mı var çözmek imkansız.
Sunexpress Havayolları ikram almayı durdurarak sorunu çözümlediğini sanıyorsa büyük töhmet altında kalacaktır. Zira bu konuyu detaylı şekilde incelemeli, gerekirse ekibin bu konuda ifadesine, bilgisine başvurulmalı.
Bizzat konuştuğum kişilerin daha önceden bu tür böceklerin çıktığı ikramlarla ilgili kabin hizmetlerine bilgi verildiği, raporlandığı iddia ediliyor. Ancak kabin hizmetleri müdürlüğünün bu raporları sümen altı ederek personelin uyarılarını dikkate almadığı kaydediliyor.
Keza şöyle bir bilgi de mevcut. Kokpit ve kabin yemekleri hem doyurucu değil hem de ekipler tarafından beğenilmiyor. Bu durum şirket yönetimine bildirilmesine rağmen iyileştirme yapılmıyor. Yemekleri beğenilmeyen Sancak Catering tarafı ise “Ne isteniliyorsa, ne sipariş veriliyorsa onu yapıyoruz” savunmasında.
Sancak Catering gibi Sunexpress Havayolları da hem personeli hem de yolcularını tatmin edecek bir açıklamayı yapmak zorunda.
Her şeyi anladım da yılan kafasını anlamadım. Görme özürlü bir vatandaşın dahi fark edeceği bu durum buram buram komplo kokuyor.
Aksini söyleyene alkış tutarım.
Sabiha Gökçen Havalimanı…
Evet, iddiamızın ne kadar güçlü olduğunu Kalyon İnşaat tarafından yapılan açıklama ile tescillemiş olduk. Büyümek isteyen bir Kalyon Holding var. Havacılık anlamında da büyümek. Anlaşılan o ki, Kalyon Holding bu yolda Cengiz’den ayrı bir rota çizecek.
Malezya başbakanı geçtiğimiz haftalarda Sabiha Gökçen Havalimanına gelmiş ve havalimanında incelemelerde bulunmuştu.
Bilgi kaynağıma o kadar güveniyorum ki şaşmayacak kadar nettir. Güçlü ortak arayışında bulunan Malezya tarafı için Kalyon’dan başka alternatif olamazdı. İşte bu sebeple masaya oturuldu ve yol kat edildi.
Şimdi imza sürecine kadar görüşmeler devam edecektir.
Buraya dipnot olarak iliştirelim. İmzalar atıldıktan çok kısa bir süre sonra da Sabiha Gökçen Havalimanı ikinci pisti derhal bitirilir ve hatta ikinci terminal için de adımlar atılır ve bana göre Kalyon açısından İstanbul Havalimanı’ndan çok Sabiha Gökçen Havalimanı önem kazanır.
Yorumlar Tüm Yorumlar (17)