Siz meseleyi halen “Millet Bahçesi” mi sanıyorsunuz? Vallahi yanarım aklınıza, vallahi yanarım anlık düşüncelerinize ve vallahi yanarım “bu ülkeyi seviyorum” sözlerinize. Havacılara, sessiz kalanlara, tarihe saygı duymayanlara, oldubittiye getirenlere sitemim var.
Bir ulaştırma bakanı düşünün göreve geldiği günden beri DHMİ’nin uçağının üzerinden inmeyen, son iki haftadır, kim kulağına kar suyu kaçırdıysa tarifeli uçağa binen Adil Karaismailoğlu denen havacılıktan bihaber şahsiyet, Atatürk Havalimanı faciasının sorumlusudur.
Neredeyse berbere dahi DHMİ’nin özel uçağı ile giden bu arkadaş; havacılığın önemini kavramamış, bugün yok ettikleri Atatürk Havalimanı’nın jeopolitik önemini kavramamış, güncel siyasetin emir kulu olmuş basiretsiz bir bakan.
Atatürk Havalimanı dün 29 Mayıs İstanbul’un fetih kutlamalarına alet edilmiş, İstanbul’u fetheden o eşsiz komutan Fatih Sultan Mehmet ile İstanbul’u işgal kuvvetlerinin postalından kurtaran Atatürk adını resmen savaştırmış, iki manevi değerimizi birbiri ile yarıştırmıştır.
Mesele ağaç meselesi değil, mesele Millet Bahçesi meselesi değil, mesele yeşil alan meselesi değil, mesele tarihsel denkleştirmelerle farklı algılar yaratmaktır.
Benim savaşım havacılık adınadır, benim savaşım havacılığın gelişmesi adınadır, benim savaşım bu ülkenin değerlerine sahip çıkma savaşıdır, benim savaşım yakarak, satarak, yıkarak değil; alarak, üreterek, teknik ve teknolojik olarak büyüme savaşıdır.
Birkaç platformda yaptığım konuşmalarda şunu söyledim. “Atatürk Havalimanı” havacılık üssü olarak kalsın. Dünyanın en büyük MRO merkezi olmalı, dünyanın en iyi business havalimanı, dünyanın en iyi havacılık eğitim merkezi, dünyanın en iyi havacılık teknolojisi üreten endüstrisi burası olsun istedim. Çok şey mi istedik?
Ve dedik ki; “burada binlerce kardeşimize iş alanı açılsın” yanlış mı söyledik!
Bir hırs uğruna, bir inat uğruna, bir rant uğruna bakın neler olacak.
İstanbul Havalimanı’nın ihale şartnamesine göre tamamlanması için yaklaşık 4-5 milyar euro’luk yatırım yapması lazım ki dördüncü faz tamamlansın. Buradan harcanacak olan 4-5 milyar euro’yu cebinize koyun.
Atatürk Havalimanı’nda ise 4-5 milyar dolarlık bir yatırım ve cihaz stoku var. Bunun üzerine de 2-2.5 milyar liralık sözüm ona “Millet Bahçesi” harcaması olacak.
Peki, ben ne diyorum? İGA para harcamasın, Atatürk Havalimanı yıkılmasın İGA dahil herkes işletebilir, üstüne üstlük devletin cebinden de “Millet Bahçesi” bahanesiyle para çıkmasın. İGA’da Atatürk Havalimanı’nı lowcost havalimanı olarak işletsin.
Size öneri çok.
Yanarım meseleyi ağaç meselesi olarak görenlere, yanarım bu memleketi düşünmeyip siyasal hesapların akışına kapılanlara, yanarım yarını düşünmeyip bugün popülizm yapanlara.
Yazık emeklere, yazık hatıralara, yazık bu ülkenin değerlerine.
Yazımın başlığı “Sitemim var, ahım var, andım var”. Evet, sitemim var havacılık otoritelerinin sessizliğine, sistemim var siyaset yapıp milli değerleri siyasete alet edenlere.
Ahım var, hesabım var sorumlu olup da sorumsuzca hareket edenlere, ahım var zamanı gelince hesapsızca iş yapanlara hesap sormak için.
Andım var, zaman gelecek “Atatürk Havalimanı’na hoş geldiniz” sözlerini duyana dek çalışmaya.
İyi Haftalar…
Yorumlar Tüm Yorumlar (52)