Teşrîn-i evvel

Teşrin-i evvel, Teşrin-i sani, Kânun-u evvel, Kânun-u sani… Yıl 1945. Erzincan Mebusu Behçet Kemal Çağlar’ın Kanun teklifi ile Teşrin-i evvel Ekim, Teşrin-i sani Kasım, Kânun-u evvel Aralık ve Kânun-u sani Ocak olarak değiştirildi.

Zaten Anadolu’da Teşrîn-i evvel yerine Ekim ismi kullanılırdı. Adı üzerinde ekim ayı… Tarlalar sürülür, ekinler ekilir, ağaç fidanları toprakla buluşur. Ispanak, lahana, brokoli, kereviz, marul, sarımsak, bakla, havuç, soğan, fesleğen, turp, enginar, yer elması, yulaf, arpa, bezelye gibi ürünler ekilir. Şimdilerde göremesek de, yapamasak da…

Gündemi hepiniz takip ediyorsunuzdur. Ne gündem, domuz eti… Bir şirketin ürünlerinde domuz eti çıktı diye millet kafayı yedi. Bana bile bir genç kardeşim sordu “Abi biz şimdi Hristiyan mı olduk” dedi. Pes artık…

2005 yılında Türk Standartları Enstitüsü’nden Helal Gıda standardı çıkmamış mıydı? Sonrasında da domuz eti kasaplık et kapsamına alınmadı mı?

Salçada boya, zeytinyağında mazot, çayda boya, peynirde kireç, çavdar ekmeğine kakao, tereyağında patates, soyadan mantı… Ya akla mantığa gelmeyen işler oluyor. Satılan bala arı bile uğramamış… Ama işin daha da büyük bir boyutu var.

Topraklarımıza yasaklı olan ilaçlar atılıyor. Halk sağlığımız tehlikede. Kanser vakaları neden artıyor hiç düşünüyor musunuz? Neden düşük vakalarımız arttı? ABD’de, Avrupa’da yasaklı zirai ilaçlar Türkiye’de kullanılıyor! Tarımla da uğraşan biri olarak dikkatinizi çekmek isterim. Bu duruma hepimiz ses çıkarmalıyız. Sermayeye karşı, sağlığımız için!

Öldürülüyoruz!

İsrail tohumlarına yasak gelmedi ama yerli tohumlarımıza yasak geldi, iyi mi? Ne zaman 2006 yılında. Kolayı, kahveleri dökeceklerine tohumları dökseler keşke. Ama nerede o yürek? Arkadaş, tohumu satan da, tohumu böceklerden koruması için tarım ilacı satan da, tüm bunlar yüzünden hastalanan insanlara da ilaç satan aynı şirket!

Önce ürettiriyor, sonra korutturuyor, sonra hastalandırtıyorlar ve sözüm ona sağlığınızı iyileştirmek için ilaç satıyorlar. Hepsinde de sömürüyor bu şirket! Ne olursunuz artık bir dur diyelim!

Kendinizin, çocuğunuzun, torunlarınızın geleceği için!

Gelelim bizim sektörün Ekim’ine…

Havacılık sektöründe düşük sezona girilirken, etkinliklerde hız kesmeden devam ediyor. Bunlardan bazılarına katılım sağladım, bazılarına program çatışması yüzünden katılamadım, eee bazılarına da Airport Haber’e uygulanan ambargo sebebiyle de davet edilmedik.

Ama gelin, bu sene ikincisi düzenlenen İstanbul Turizm Fuarıyla başlayalım. Türk Hava Yolları, Emirates, Fly Kıbrıs, Çelebi, Korean Air, Thai, Tatil Sepeti, Jolly ve Tatil.com ile Turizm Bankacılığında çığır açan Türkiye İş Bankası gibi çok önemli şirketler katılım sağladı.

Sıcak bir atmosferde gerçekleştirilen etkinlik çok yakında birçok turizm fuarının kapanmasına sebep olacaktır diye düşünüyorum. Her şey güzeldi. Kusur yok denecek kadar azdı. Organizasyon böyle yapılır. Tebrikler…

Yine bir başka etkinlik de Bookingagora tarafından Sheraton İstanbul Levent Oteli’nde gerçekleştirildi. Havayolu şirketlerinin üst düzey katılımlarıyla gerçekleştirilen yaza veda partisinde de sıcak bir atmosfer hakimdi.

Dünya çapında 47 ülkede 5 binden fazla seyahat acentesi ve 12 binden fazla kullanıcıya seyahat çözümleri üreten BookingAgora’ya nazik davetlerinden ötürü teşekkür ederim.

Serdar Başağaoğlu

[email protected]