Değerli okurlarım, bayram tatili sırasında yazdığım yazı ve sosyal medya hesabımdan paylaştığım yazı gündemi oldukça meşgul etti. Amacımızın THY’yi karalamak olmadığını, THY’nin başımızın tacı olduğunu söylemeye bile gerek duymazken; konuyu başka yönlere çekmek isteyenlerin algı yönetimi yapmaları karşısında birkaç söz söylemeye ihtiyaç var.
Bizim dertlendiğimiz durum kötü yönetimdir.
İsteniyor ki üç-beş kuruş reklam verelim siz de her türlü pisliği, düzenbazlığı, kötü idareyi, torpili, vicdansızlığı görmeyin. Ama biz vicdan sahibiyiz ne olacak?
Reklam karşılığı bizi satın alamayacağınızı söyledim. Ama bize müdahale etmek isteyenlere şunu da söyledim. “Eğer her haberimize müdahale etmek istiyorsanız şifreyi size verelim haberleri siz girin”. Bunu söylerken kastım, “AirportHaber’i satın alarak doğruları yazmaktan vazgeçirebilirsiniz” demekti.
Açıkçası ülkede medya olarak bu kadar alçalacak satılık kalem olduğunu biliyordum ama ucuza satılacaklarını ederlerinin ekonomiye göre düşen emlak fiyatları gibi diplerde olduğunu tahmin edememiştim.
Bakın ben hayat boyu insan satmadım ve satılana kadar da yolculuğumu hatalarına, yanlışlarına, çıkar ilişkileri içine girmesine ve AirportHaber’i kendi emelleri doğrultusunda kullanmaya çalışmasını bilmeme rağmen uyarı ile yetindiğim insanlar(!) oldu.
Şöyle söyleyeyim. Bakın bu insanlar topluma ağzını köpürterek, süslü kelimeler kullanarak kendini satabilir. Hayal dünyalarında geliştirdikleri senaryoları olmuş gibi anlatabilir. Ama bilin ki bu insanlar ne inanç sahibidir ne de vicdan sahibidir. Bu insanlar cüzdan için aklınıza gelecek her türlü taklayı atabilir.
Dedim ya ne inanç sahibidir ne de Allah, peygamber bilirler. Tövbe ki bu insanlar Allah’a haşa “Sayın Allah” peygambere de “Muhammed bey” diyecek kadar kalpleri kilitlidir.
Bu insanlar, analarını bir evin içine kilitleyip eline tutuşturdukları üç-beş kuruş para ile bakıcıların insafına bırakmış, onları dokuz ay karnında taşıyan ayakları öpülesi annelerinin ölümünü eve taktırdıkları kameradan izleyerek bekleyen sevgi yoksunlarıdır.
Bu insanlar ki anaları öldüğünde teneşir edecek kadar bilgisi olmayan insanlar. Analarını bir battaniyenin içinde odaya kilitleyip hacının, hocanın gelmesini bekleyen insanlar. Peki, bu insanlardan vicdan bekleyebilir misiniz, kendi anasına dahi böyle davranan bir kişiden ne beklenir? Lanet olsun.
Bir başka alçak daha var. Aslında alçak çok da hepsinin sırası var. Adı Mahmut’muş. Soyadını söylemeyeceğim. Söylersem öğürürsünüz. Adam bundan 13 sene önce yazdığımız ve dünya gündeminde yer alan apronda deve kesme haberine bile söz söylemiş, küçümsemiş. Allah şahit ki bunlar gazeteci değil. Bunlar tam tamına çıkarcı, tam tamına satılık.
Şunu söylüyorum; Değerli okurlarım, mesele reklam meselesi olsa idi, ben mevcut reklamlarımı riske atıp bu gerçekleri yazar mıydım? Mesele reklam olsa idi tıpkı ben gerçekleri yazınca THY yöneticilerinin toplum nezdinde yargılanmasını fırsat bilenler gibi sabah akşam övgü dolu sözler söyleyip nemalanırdım. THY’den değil de THY’nin yan kuruluşlarından alınan o reklamcıkların daha da çoğalmasını sağlardım. Bunu göremeyenlerin gözleri kör, vicdanları kilitli, akılları satılmış, iradeleri hapsedilmiştir. Biz istediğimiz kadar doğruları söyleyelim onlar çarpıtmaya devam edecektir. Ama net olarak haykırıyorum. Bizim derdimiz THY’dir, istediğimiz de THY’nin doğru düzgün yönetilmesidir.
Ayranı ekşitmeye, doğruyu çarpıtmaya, insanları kutuplaştırmaya hiç ama hiç gerek yok. Ülkemize sahip çıkacağız, THY’nin ülke markası olduğunu yöneticilerin çıkar tarlası olmadığını anlatacağız.
Değerli okurlarım, seçimden sonra THY ile ilgili çok ama çok önemli belgeler açıklayacağım. Çünkü, malum arkadaşların bu konuyu siyasi olarak satmaya çalıştıklarını biliyorum. Oysa üleştikleri nemaya çomak soktuğumu çok iyi biliyorlar.
Sıkı durun biz doğruları yazdıkça onlar eğilecek, bükülecek, çirkefleşecek, hatta iftira atacaklar. Ama önemli değil abdest meselesi…
THY beslemesi olmaktansa besmele ile yolumuza devam ederiz.
Saygılarımla…
Yorumlar Tüm Yorumlar (33)