‘Bu durumdan çok rahatsızız’
Boeing’in bu problemi çözmesi gerekiyor’
Uçakları uçuramadığımız için ciddi kayıplarımız var’
‘Yolcu hedefini 80 milyondan 76 milyona, kapasite artışını yüzde 7,5-8’den 4’e, yıllık gelir hedefini de 14,1 milyar dolardan 13,6 milyar dolara düşürdük.’
‘Boeing’den 25 uçak daha alacağız ama belirsizlik var’
‘Bazı hatlarda yurt dışı operasyonlarında yüzde 60, yurt içinde yüzde 40 daralma yaşadıK’
Çok kritik ve önemli açıklamalar bunlar. Peki bu sözler kime ait? Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı’ya…
Bu açıklamalar bana göre çok önemli. Nedeni de şu ki; Mart ayından bugüne kadar Boeing ile ilgili ilk kez bu kadar net açıklamalar yaptı Aycı.
Daha önce birkaç kez MAX ile ilgili konuştu ama daha çok ‘beklemedeyiz’ cinsinden açıklamalardı. Bu sefer çok daha etkili cümleler kurdu. Peki yeter mi; bence Hayır!
Aslında mesele konuşmak ya da ses getirecek ifadeler değil. Mesele harekete geçmek.
Türk Hava Yolları’nın 12’si İstanbul’da olmak üzere 24 adet 737 MAX uçağı var. Ancak bunları uçuramıyor. Bu da planlamaların büyük oranda değişmesine, kapasite daralmasına ve zarar etmesine yol açıyor. Müsebbibi kim peki; Boeing.
İlker Aycı’nın açıklamasında önemli bir ayrıntı var. Diyor ki; ‘şu anda B planımızı devreye aldık. Yani uçak kiralama yoluna gittik. Boeing’den sonuç alamazsak C planını devreye alırız’.
C planı hakkında ayrıntı vermiyor İlker Aycı.
Ama C planından kastının dava açmak olduğu sonucunu çıkarmak zor değil. Boeing ile yeni görüşmeler yapılacak ve tatmin edici bir sonuç alınmazsa dava açılacak belli ki.
Bundan 4 ay kadar önce yazmıştım. THY milli havayolu olduğu için ve muhatap da ABD’li olduğu için biraz frene basıyor olabilir demiştim. Ama THY de kâr etmek zorunda olan ve marka değeri çok güçlü olan bir havayolu olduğu için konu ticari olarak ele alınmalı da demiştim.
Yavaş yavaş oraya doğru gidiliyor gibi.
Sorun şu ki; bu uçağın tekrar gökyüzüne çıkacağı tarih belli değil!
Çok uzun sürecek bir test sürecinden bahsediyoruz. Kaldı ki bu sürecin olumlu sonuçlanacağını da kimse söyleyemiyor zaten.
Operasyonel maliyetler bir tarafa, bakım maliyetleri var. Bunu pek konuşan yok ama bu uçakların periyodik olarak bakıma girmesi, tekrar uçacak olması halinde ağır bakım yapılması gibi ciddi maliyete neden olabilecek bir karşılığı da var.
Uçaklar İstanbul Havalimanı’nda bekletiliyor. Karadeniz iklimi hakim, önümüz kış. Uçaklarda korozyon riski oluştuğu için park yerleri değiştirildi. Bu kalıcı bir çözüm de değil üstelik.
C planı eğer dava açmaksa bu plan bir an önce devreye alınmalı artık. Bu yolu seçen çok sayıda havayolu şirketi de var üstelik.
Tersten düşünelim; Bir ABD şirketi, Türkiye’deki büyük bir şirketten kaynaklı ciddi bir zarara uğrasaydı eğer sizce ne olurdu? Bence toplarıyla tüfekleriyle üstümüze gelirlerdi.
THY uğradığı zararı, planlarındaki aksamaları, değişen bilanço, yolcu ve kapasite tahminlerinden kaynaklı oluşan zararı tazmin etmek için artık mutlak suretle dava açmalı. Geç kalındı, daha fazla kalınmamalı.
ABD’li havayolu olan ve filosunun tamamı Boeing uçaklarından oluşan Southwest bile ‘Geleceğimizi Boeing’e verdik ama sanırım yanlış yaptık’ diye açıklama yaptı. Şimdi filosunu Airbus ile değiştirmeyi düşünüyor. Onlar kendi içlerinde bile bu kadar gerçekçi iken biz neden böylesine yumuşak ve gereğinden fazla anlayışla bakıyoruz olaya?
İlker Aycı C Planının içini açmadı ama ben açmış olayım. Ama zaman yine belli değil. Daha fazla beklenirse iş işten geçmiş olabilir.
İş başka dostluk başka demeli ve tazminat davası bir an önce açılmalı. Finansal konularda kararlı olmak kazandırır, kararsız olmak kaybettirir.
Yorumlar Tüm Yorumlar (11)