Biliyorsunuz ki yıllardır bu satırlardan sizlerin sorunları ile hemhal olmaya çalışıyorum. Zaman zaman hoşunuza gitmeyen yazılarım da oluyor. Biliniz ki, doğru bildiğim şeylerden asla taviz vermiyorum. Geçen hafta sendika seçimleri konusuna değindiğim bir yazı yayımladım. Çokça sinkaf içeren yorumlara maruz kaldım. Kimlerden geldiğini de çok iyi biliyorum.
Anlaşılan yazımı okuyan aklıselim THY çalışanları ne demek istediğimi gayet iyi anlamış. Üç-beş kendini bilmez ki; bunların halen THY çalışanı olduğunu düşünmüyorum, küfür ve hakaret içeren, kışkırtıcı sözler yazmaktan utanmayan hadsiz kişilerin yorumlarından etkilenmemekle birlikte, bazı konulara açıklık getirmek istedim.
Değerli THY çalışanları, sendika seçimlerinde taraf tutmam söz konusu dahi olamaz. Kim kazanırsa kazansın THY çalışanına faydalı olsun yeter.
“Ali Kemal Tatlıbal’ın kazanmasına biz de sebep olduk” sözlerim bazı şizofrenik şahsiyetler tarafından yanlış algılanmış. Açıklık getireyim. Atilay Ayçin’in üslup sorunu olduğunu, toplum lideri olarak konuşmalarında bel altı sözler sarf ettiğini bu sebeple eleştirilerimin hedefi olduğunu, toplumun gerginliğe değil huzura ihtiyacı olduğunu, yaptığı yanlışları da yüzüne vurmamdan dolayı oy veren delegelerin etkilenmiş olacağını söylemekten ibaret.
Diğer taraftan Ali Kemal Tatlıbal için de aynı şeyler geçerli. Ben her iki yönetim ile de mahkemelik olan biriyim. Kim bunları inkar edebilir? Taraf tutuyorsam neden mahkeme mahkeme dolaşıyorum? Hadi çokbilmiş arkadaşlar söz söylemeye yüzünüz var mı?
Bir başka konuya daha açıklık getireyim. Bu fosiller var ya fosiller. Tezvirat yapmakta usta olan fosiller var ya demişler ki “Airporthaber sendikadan nemalanıyor”. Aklı nemada olan bu üşütükler nema peşinde olduklarını haykırıyorlar aslında. Nemanın yanında mama da istiyorlar.
Bak ben söyleyeyim size. Bugüne kadar ne eski ne yeni yönetimden, kum tanesi kadar nema talep eden, ima eden, şakasını dahi eden varsa şerefsizdir, alçaktır, namusuzdur, kalleştir, kahpedir.
Benim bugüne kadar istediğim şeyler oldu sendikadan. Hakkının yenildiğini düşündüğüm THY çalışanlarının işten kovulmasını önlemek için disiplin kurulunda savunulmasından ibarettir. Bunu sadece sendikadan istemedim. Bunu THY Genel Kurulu’nda da haykırdım, İlker Aycı’dan da istedim, Bilal Ekşi’ye de söyledim Abdülkerim Çay’a da söyledim. Kısacası çalışanın ekmeğini korumak istedim.
Eğer bu nemalanmak ise evet nemalandım. Garibanların, Anadolu evlatlarının yanında olmak nemalanmak ise nemalandım ve yine nemalanacağım.
Ama ben şunu yapmadım. Yeğenim için, çocuğum için sendikanın kapısını çalmadım. Milyarlarca liralık nema için sendikanın kapısında yatmadım. Adam gibi eleştirdim, adam gibi olması gerekenleri yazdım.
Benim neleri reddettiğimi, neleri elimin tersi ile ittiğimi bilenler bilir. Kendi vicdanıma hesap verebiliyor muyum? Veriyorum. O halde başkalarının hangi rüyalarla yatıp kalktığı ile ilgilenmiyorum.
Demem o ki, başkan adayı İskender Çarkçı “Başka muhalefet bulamadık mecburen İskender Çarkçı ile hareket etmek zorundayız” diyenlerle değil kendine oluşturacağı bir ekiple yola koyulmalı idi. “Eskilere rağbet olsa idi bitpazarına nur yağardı” atasözünden yola çıkarak diyorum ki dünya yenilenirken sen hala eski maveracılarla yol almak istersen baştan kaybedersin.
Seçim kazanmak istiyorsan proje koy ortaya, yönetim eleştirmekle, “tu-kaka” demekle olmuyor bu işler. Vizyon koy ortaya.
Hava İş Sendikası çalışanların emeğidir, güvencesidir, geleceğidir. Boş boş eleştirmektense ne dediğimizi anlamaya bakın. Ali Kemal Tatlıbal kazanacaktır bu boş-beleş oluşum karşısında. Klasik muhalefet olmaktan öteye gidemeyenler bugünkü siyasetin yaptıklarını eleştirenler, gündem yaratamayıp gündem yaratanları takip etmekten, başı dönenlerin yapacağı iş değildir seçim kazanmak.
Hadi kolay gelsin.
Yorumlar Tüm Yorumlar (77)