Türk Hava Yolları, iştiraki olan şirketleri de yan yana koyduğunuzda Türk Havacılık sektörünün büyük bir kısmını oluşturuyor. Dolayısıyla böylesine bir kurumu idare etmek da oldukça meşakkatli oluyor.
Geçtiğimiz günlerde hepimizi derinden yaralayan bir vefat haberini AirportHaber olarak gündeme getirmiştik. Sonrasında da konu basında epey yer almıştı. Ömer Koray Özbay'dan bahsediyorum. Bu genç kardeşimiz maalesef canına kıyarak bu hayattan kopmayı tercih etti. Süreç onu bu noktalara nasıl getirdi, kimler suçluydu gibi soruların İnşallah bir gün cevabı bulunur. THY de konuyla ilgili iç soruşturma başlattığını duyurmuştu.
Merhum kardeşimizin haberinden sonra çok daha ilginç detaylar yaşanıyor.
Başta sosyal medya olmak üzere haberlere gelen yorumlarda sıklıkla bize 'Benim haberimi de yapabilirsiniz, Ben de aynı durumdayım, bizim de sesimizi duyun' gibi çok sayıda mesajlar gelmeye başladı.
Değerli arkadaşlar, ahkam kesmek benim haddim değil. Ancak bu hayatta sizi seven birileri oldukça kimseye bu acıyı yaşatmayın. Dilerim bu mesajlar sadece tepkilerden ibarettir.
Sektör zaten yakından bilir elbette ama; THY şöyle bir şirkettir: Hakları, ekonomik olarak sağladıkları, çalışanlara karşı muamele (genel anlamda) konularında parmakla gösterilen kurumlardan biridir. Zaten ülkemizin dünyadaki en önemli markası konumunda. Bunu rastgele elde edemezsiniz. THY bu ülkenin gözbebeğidir. Katkısı olan herkesin eline koluna sağlık.
Başlıkta da yazdığım gibi, THY olmak zor, çalışan olmak daha da zor.
Geçenlerde THY'den biri ile sohbet ettim. Başka bir konu üzerine konuşurken şöyle dedi; 'Bizim şirketimiz kimsenin hakkını bırakmaz. Kuruşu kuruşuna teslim eder. Gerçekten işin suyunu çıkarmadığı müddetçe de kimsenin ekmeğiyle asla oynamaz' Bu cümle aklımda kaldı. Açık konuşayım benim de inanışım bu.
İnsanı insan yapan vicdanıdır. Ve ben THY'de vicdanlı insanların varlığının çokluğuna inanıyorum.
Bir THY personelinin ya da TGS personelinin uzun yıllardır bu kurumlarda çalıştığını düşünelim. Bir şey oldu ve bu kişi işten çıkarıldı. Tazminatını da aldığını varsayalım. Bundan sonrası çok önemli. Bu kişi artık belli bir yaşa da geldiği için THY'den kazandığı aylık maaşını artık kolay kolay başka bir şirkette kazanamaz. Ev taksidi ödüyor, araba taksidi ödüyor ya da çocuğunu özel bir kurumda okutuyor. İşte bundan sonrası için büyük sıkıntılar başlıyor. Pandemi sürecinde benzer bir duruma şahitlik ettik.
O kişi taksitlerini ödeyemez hale geliyor. Belki satıyor ya da ödeyemediği için elindekileri kaybediyor. Çocuğunu okuldan alıyor. Aile hayatında sıkıntılar yaşamaya başlıyor. Bu bir süreç. Hayat tepe taklak oluyor. O kişi artık kuruma düşman olmaya başlıyor. Ya da kendisi için kötü kararlar alabiliyor. Eminim üst paragrafı okurken 'bu benim' diyen birçok kişi çıkacak. Ama gerçek bu.
Peki bir personel işten neden çıkarılır? Hatta tazminatı bile verilmeden çıkarılanlar var. Bunlar neden yaşanır?
İşte asıl mesele bu.
Dedim ya yukarıda; THY'de vicdanlı insanlar elbette çoğunlukta. Peki ya vicdansız olanlar varsa!
Bir birimde çalışan herhangi bir personelin iş akdinin sonlandırılması nasıl gerçekleşiyor mesela? Birim müdürünün kararıyla mı? Bir tutanakla iş bitiyor mu? Usulen savunması alıp hemen gönderiliyor mu?
THY ve THY'nin ortağı ya da tamamına sahip olduğu kurumlarda ben adım gibi eminim ki kolay kolay bir insan işten çıkarılmaz.
Ancak bu durumların yaşanması halinde bana göre şöyle bir süreç yaşanmalı. Mesela işten çıkarılan personel haksız yere atıldığını düşünüyorsa en üst yönetimle irtibat kurabilmeli. Bu nasıl gerçekleşir bilmiyorum. Gruplar halinde randevu verilerek yüz yüze yapılabilir belki bu görüşme. Ya da online olarak. Bilemiyorum. Üzerine düşünülebilir.
Ama bazı personel vardır haklı yere atıldığını bilir görüşmeyi tercih etmez.
Bazen gerçekten çok üzücü mesajlar geliyor. 'Kimseye derdimi anlatamıyorum. Nolur yardım edin' gibi.
İşte bu arkadaşların en azından derdini anlatabilmesi için bir çözüm yolu olmalı. Onlar görüşmek istedikleri kişilerle bir şekilde görüşebilmeli diye düşünüyorum.
THY bunu sağlayacak kadar özel bir kurum.
Yorumlar