Bu hafta umutların yeşertildiği bir konuya değinelim. Taşeron konusu. Öyle ya DHMİ’de de, THY’de de taşeron var. Sayıları da oldukça fazla. Her birinin aklı da fikri de iktidardan gelecek güzel haberde idi. Geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan taşeronlarla ilgili açıklama yaptı. Evet taşeronlar kadroya alınacak. Peki, ya DHMİ’deki taşeronlar veya THY’deki taşeronlar…
İşte orada umutlar yerini hüzne bırakacak.
Açıklanan taşeron sistemi KİT ve buna benzer kurumları kapsamıyor.
Sık sık değişik şehirlere gidiyorum. Bu şehirlerin havalimanlarında karşılaştığım DHMİ çalışanlarının (taşeron) sordukları tek soru “Taşeronların kadroya alınması bizi kapsayacak mı” şeklinde.
Ben bu soruya cevap veremezken “umudunuzu yitirmeyin” diyerek cevap vermek zorunda kaldım.
Lakin gerçekler öyle değil.
Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nde 6506 kişi taşeron. Bunun çoğunu güvenlik personeli kapsıyor. Hepsi de devletin garantisi altına girmek için siyasilerin ağzından çıkacak söze bakıyor idi. Ama maalesef olmadı. Olabilir mi? Olmaması için sebep yok.
Taşeronları; belediyede çalışıyor, hastanelerde çalışıyor, bakanlıklarda çalışıyor şeklinde ayırt etmemek gerekir.
DHMİ de bir devlet kurumu, diğer KİT’ler de birer devlet kurumu. Hepsi 657 kapsamında değil mi? Belediyede çalışan ile DHMİ’de çalışan arasında ayrım yaparsanız burada adaletli olduğunuzu kimse söyleyemez.
Vakti zamanında DHMİ güvenlik personeli DHMİ’nin kendi personeli idi. Lakin bu hizmet özelleştirilince DHMİ güvenlik konusunu taşerona devretti. Bunun hem iyi yanı var hem de kötü yanı. İyi yanı devlete fazla yük getirmemesi kötü yanı ise kim olduğu belli olmayan suistimale açık personel yapısı.
Demem o ki DHMİ’nin özellikle taşra havalimanlarında görev yapan güvenlik personeli kadroya dahil olmak istiyorlar. Bizden söylemesi. Sadece elçiyiz. Adil olmak gerekirse taşeron sistemi ya toptan kaldırılmalı ya da belli kurumlara ayrıcalıklı olmamalı.
Gelelim THY’ye.
Evet, THY başlı başına bir sorun yumağı. Taşeron konusu her açıldıkça bizim ne telefonumuz susar ne de maillerimiz boş kalır.
Diyeceksiniz ki ne alaka? Doğru ne alaka! THY devlet kurumu değil ki!
Devletle de alakası yok. Tıpkı Pegasus gibi, Onur Air gibi Atlasglobal gibi kendi yönetimleri var. Başlı başına özel bir kurum. Hatta Varlık Fonu’na da bağlı değiller. Yöneticiler de siyasiler tarafından şekillendirilmiyor.
Güldünüz değil mi?
“Adalet” diyoruz ya. Bulmak mümkün değil. THY’de çalışan taşeronlar hiç umutlanmasınlar. Öyle kadroya falan dahil olacaklarını düşünmesinler.
Çünkü devlet baba onların ne şartlarda çalıştığını ne gibi zorluklarla ev geçindirdiğini bilemez. THY giderleri minimize etmek için taşerondan faydalanmak zorunda. E nasıl olsa onların sendikası da yok. Evde ekmek bekleyen çocuklar varken, ödenecek kira ve diğer faturalar varken nasıl çalışmasın ki taşeronlar.
THY korunmada devlet, savunmada özel şirket olduğu, bir başka deyişle verirken devlet alırken özel olduğu sürece daha çok taşeron çalışır.
Taşeron işçilerin yapması gereken şey Varlık Fonu’nun kapısına dayanmaktır.
Adalet arıyorsak siyasal beklenti olmayan kurumlardaki çalışanlarla hemhal olmak gerek.
Sağlıcakla kalın.
Yorumlar Tüm Yorumlar (125)