Türk Hava Yolları’nın 12’si İstanbul’da olmak üzere 24 adet 737 MAX uçağı var. Ancak bunları uçuramıyor. Bu da planlamaların büyük oranda değişmesine, kapasite daralmasına ve zarar etmesine yol açıyor. Müsebbibi kim peki; Boeing.
İlker Aycı’nın açıklamasında önemli bir ayrıntı var. Diyor ki; ‘şu anda B planımızı devreye aldık. Yani uçak kiralama yoluna gittik. Boeing’den sonuç alamazsak C planını devreye alırız’.
C planı hakkında ayrıntı vermiyor İlker Aycı.
Ama C planından kastının dava açmak olduğu sonucunu çıkarmak zor değil. Boeing ile yeni görüşmeler yapılacak ve tatmin edici bir sonuç alınmazsa dava açılacak belli ki.
Bundan 4 ay kadar önce yazmıştım. THY milli havayolu olduğu için ve muhatap da ABD’li olduğu için biraz frene basıyor olabilir demiştim. Ama THY de kâr etmek zorunda olan ve marka değeri çok güçlü olan bir havayolu olduğu için konu ticari olarak ele alınmalı da demiştim.
Yavaş yavaş oraya doğru gidiliyor gibi.
Sorun şu ki; bu uçağın tekrar gökyüzüne çıkacağı tarih belli değil!
Çok uzun sürecek bir test sürecinden bahsediyoruz. Kaldı ki bu sürecin olumlu sonuçlanacağını da kimse söyleyemiyor zaten.
Operasyonel maliyetler bir tarafa, bakım maliyetleri var. Bunu pek konuşan yok ama bu uçakların periyodik olarak bakıma girmesi, tekrar uçacak olması halinde ağır bakım yapılması gibi ciddi maliyete neden olabilecek bir karşılığı da var.
Uçaklar İstanbul Havalimanı’nda bekletiliyor. Karadeniz iklimi hakim, önümüz kış. Uçaklarda korozyon riski oluştuğu için park yerleri değiştirildi. Bu kalıcı bir çözüm de değil üstelik.
C planı eğer dava açmaksa bu plan bir an önce devreye alınmalı artık. Bu yolu seçen çok sayıda havayolu şirketi de var üstelik.
Tersten düşünelim; Bir ABD şirketi, Türkiye’deki büyük bir şirketten kaynaklı ciddi bir zarara uğrasaydı eğer sizce ne olurdu? Bence toplarıyla tüfekleriyle üstümüze gelirlerdi.
THY uğradığı zararı, planlarındaki aksamaları, değişen bilanço, yolcu ve kapasite tahminlerinden kaynaklı oluşan zararı tazmin etmek için artık mutlak suretle dava açmalı. Geç kalındı, daha fazla kalınmamalı.
ABD’li havayolu olan ve filosunun tamamı Boeing uçaklarından oluşan Southwest bile ‘Geleceğimizi Boeing’e verdik ama sanırım yanlış yaptık’ diye açıklama yaptı. Şimdi filosunu Airbus ile değiştirmeyi düşünüyor. Onlar kendi içlerinde bile bu kadar gerçekçi iken biz neden böylesine yumuşak ve gereğinden fazla anlayışla bakıyoruz olaya?
İlker Aycı C Planının içini açmadı ama ben açmış olayım. Ama zaman yine belli değil. Daha fazla beklenirse iş işten geçmiş olabilir.
İş başka dostluk başka demeli ve tazminat davası bir an önce açılmalı. Finansal konularda kararlı olmak kazandırır, kararsız olmak kaybettirir.
Yazıyı aşağı yukarı 2 ay önce yazmıştım.
Burada aklıma şöyle bir şey geldi:
Dünyanın en çok satan uçağı 737'de arka arkaya çok ciddi problem ortaya çıkıyor. Dünyada MAX'lerin uçuşları duruyor. Bir ihtimal NG'lerin de uçuşlarının durması söz konusu.
Bu kadar krize rağmen Boeing bu durumla nasıl başa çıkıyor?
Yoksa Boeing şirketlere uçak satarken bizim bilmediğimiz kendini koruyucu hususlar ve şartlar mı koyuyor? Elbette sözleşmelerde taraflar kendisini koruyacak maddeleri eklerler.
Ama benim demek istediğim şey; Boeing uçak satarken şirketleri çaresiz mi bırakıyor? Böylesine akıl almaz krizlere rağmen Boeing'in kendisini sarsmayacak maddi kaybı dışında bir problem yaşamıyor olması normal mi?
Bunu da 1.5 ay önce kaleme almıştım.
Neden bunları yeniden gündeme getirdim?
MAX ile ilgili yeni bir gelişme yaşandı hatırlayacaksınız. ABD’li üretici MAX uçaklarının üretimini Ocak ayı itibarıyla durduracağını açıkladı.
Hemen arkasından da THY’nin Boeing MAX uçaklarıyla ilgili yaşanan mağduriyetten dolayı dava açabileceği gündeme geldi.
Gerçekten THY Booeing’e dava açacak mı? Bir diğer deyişle açabilecek mi?
Sözleşmede bağlayıcı maddeler var mı?
Ekonomik olarak büyük krize neden olan kalemler tazmin edilebilir mi?
Soruları aşağıya doğru uzatabiliriz. Ama kesmekte ve THY’nin adımını beklemekte fayda var.
Bir de THY’nin bu konuda net bir açıklama yapmamasını anlamakta güçlük çekiyorum. Neden bu konudan kaçınıyorlar?
Zararımız şu, biz de şu detayları içeren bir dava açacağız demiyorlar.
Bu hususta artık net bir açıklamanın zamanı gelmedi mi?
Yorumlar