THY zorla imza attırıyor iddiaları ve Hava İş seçimleri…

Türk Hava Yolları kabin memurlarına zorla muvafakatname imzatıldığına dair gelen bilgiler üzerine söyleyecek o kadar çok söz var ama önceliği şu Hava İş seçimlerine ayırmak istiyorum. Hava İş’in 11-12 Kasım tarihinde yapılacak genel kurulu öncesi şimdilik iki aday boy gösterecek gibi.

Şöyle geriye dönüp baktığımda kaç genel kurula şahitlik ettim kaç aday gördüm hatırlamak imkansız. Atilay Ayçin döneminde çok ateşli seçim çalışmalarına şahitlik ederdik. Adaylar biribirilerine öyle yüklenirlerdi ki sanırsınız Türkiye genel seçimleri yapılıyor.

Mesela Atilay Ayçin’in karşısına proje ile çıkan birilerini görmek, havada ufo görmek gibi bir şeydi. Ayçin; THY yönetimine vurdukça kazanır, diğerleri Ayçin’e vurdukça kaybederdi.

Nihayet geçen dönem farklı bir ses çıktı ve THY yönetiminin de desteğini alarak ipi göğüsledi. Bu seçimlerde Airporthaber olarak bizim de katkımız olduğunu sanıyorum. Zira üslup olarak Atilay Ayçin mantığını hiç sevmezdim. Ancak sendikacılığına ise şapka çıkartırdım.

Gelelim bugüne. Ali Kemal Tatlıbal,  sendikacılığın hiçbir yerinde olmayan sade bir üyelikten başka sendikanın kapısından dahi geçmeyen bir THY çalışanı iken birçok kişinin heveslendiği makama oturuverdi. Söylediğim gibi seçilmesinde bizim çok katkımız oldu.

Çokça eleştirdim, olumsuzluklarını paylaştım. Gerek Airporthaber’de gerekse bu köşede acımasızca eleştirilere maruz kaldı.

Özellikle korumalar, belinde silahla dolaşması, tuvalete dahi koruma ile gitmesi, kooperatif konularında acımasız eleştiriler yaptım.

Açıkçası Atilay Ayçin cephesinden “Beyninin tasından şarap içeceğiz” tehditleri duymama rağmen Ali Kemal Tatlıbal cephesinden ölüm tehdidi almadım. Lakin o cepheden de tehditvari paylaşımları gördük.

Biz işimizi yaparken başkalarının da aynı mantıkla işini yapmasını yeğliyoruz.

Velhasıl Ali Kemal Tatlıbal personel eğitimleri ve sosyal aktivite konusunda önemli adımlar attı. Kooperatif konusunda da gözle görülür, elle tutulur işler yapmaya başladı. Demem o ki sendikacılığın sadece atıp-tutmak olmadığını gösterdi. Başlangıçtaki acemiliği atlatarak yapısal değişikliği hissettirmeye başladı.

Bu değişim ona seçimlerde ne getirir ne götürür bilinmez ama bilinen bir gerçek var ki iki ay sonra seçim var. İlk kez yönetimsel olarak ciddi bir sınava çıkıyor. Çalkantılı iç çekişmelerin yaşadığını da biliyorum. İçeride sendika disiplininden uzak yöneticiler olduğunu da biliyorum.

Ali Kemal Tatlıbal bu seçimlerde yaptıkları ile yüzleşecek. THY içinden bir yıkım yemezse kazanacağına eminim.

Zira karşısına çıkan aday hakkında söz söylemek istemiyorum. Lakin adayın etrafındakilere bakınca “Vay anası, şu fosiller hiç yenilmeye doymuyor” demeden kendimi alıkoyamıyorum.

Çağ değişti ama bunlar değişmedi. Varsa yoksa muhalefet. Nasıl olduğu önemli değil. Bir dönemin müzmin muhalefeti Gökkuşağı Hareketi Bahadır Altan sahneye çıkmamış hayretler içerisindeyim. Diğer yandan Ali Gülçiçek köşesine çekilip geçmiş yılların yenilgisinin acısını halen çıkartmaya çalışıyor. Bana göre beyhude çırpınışlar. Ali Kemal Tatlıbal’a yenilginin hazmını yapamamış gibi. Öte yandan Alp Süleyman Evcil de aynı terane. Bir bakıyorsun sendikaya soyunmuş bir bakıyorsun vakfa soyunmuş. Nedir bu hırs anlamıyorum. Bakın İskender Çarkçı için asla bir söz söylemiyorum. Zira hiç ama hiç tanımıyorum. Lakin birilerinin gazına gelmiş gibi. Seçime hazırlanmak iki ay ile olmaz. Seneler sürer bu işler. Diyalog gerek bu işler için. Bu arada Ali Gülçiçek’in bir kamyon firmasından sendikalı olduğunu öğrendim. Ne kadar doğru bilemem.

Ama sırtı yerden kalkmayan bu kişilerin dayandıkları, umut bağladıkları, gaz ürettikleri yeri de biliyorum. Onlar da haklı, ne yapsın adamlar. “Ölmedik,  nefes alıyoruz” diyecek kadar cılız da olsa ses vermek zorundalar. Kaptan İskender İskender Çarkçı’ya tavsiyem. Etrafına dikkat etmeni öneririm. Var olan itibarını yenilmiş bir kaptan olarak değiştirme.

Bu arada izlediğim kadarı ile bizim tozumuzu toplayan bir başka taklitçi de mevcut yönetime yüklenen bağlantılar paylaşıyor. Bu adamlar tetikçilikten ne zaman vazgeçecekler? Durun söyleyeyim. Bir dönem ben THK eski başkanı için belgeler yayınlıyorum, yolsuzlukları açıklıyorum. Bu adamlar da onun etrafından koruyucu melek olmuşlar. Elbet onların esintisi kendilerini bile serinletmez ama Osman Yıldırım içeri girmekten kurtulamıyor. Ve işin altından ne çıkıyor biliyor musunuz? 700 bin TL’lik destek anlaşması. Sizin anlayışınıza tüküreyim. Para ile kalem oynatan şerefsizler.

Hava İş genel kurulu şimdiden hayırlı olsun. Ben her daim çalışanın daha iyi haklara kavuşmasından yanayım. O yüzden seçimlerin getireceği yeni yönetim çalışanlara refah getirsin yeter.

THY zorla imza mı attırıyor?

THY’den bir arkadaşım kabin memurlarına zorla imza attırıldığını söylüyor. “Sebep” diye soruyorum. 2018 yılında işten çıkrtılırlarsa izin parası istenmeyeceğine dair muvafakatname dikte edildiğini söylüyor.

Benim tarzım mümkün olduğunca tarafların görüşlerini yansıtabilmektir. Hemen THY kanadını arıyorum. Meselenin söylendiği gibi olmadığını, 2017 yılı iznini bitirmiş personele acil durumlarda izin verildiğini, ihtiyaç belirtip izin isteyenlerin  mağdur edilmemesi için bir sonraki yılın izinlerinin kullandırıldığının bilgisini veriyor. Personelin herhangi bir nedenden dolayı işten atılması halinde mahkemeye gittiğini kullandığı iznin parasını almak için bile mahkeme açtığını dolayısıyla şirketi zor durumda bıraktığını ifade ediyor.

Şirketin kendini koruması açısından bu davranışı makul görebilirim. Lakin bu muvafakatname izin kullananlar için imzalatılsa idi daha mantıklı olurdu.

Aynı konu hakkında sendika ile görüşüyorum ve sendika da aynı şekilde cevap veriyor. Yani kullanılmış izinlerin parasının istenmemesi için bu muvafakatnamenin imzaltıldığını belirtiyor. Bu konuda açıklama yapmışlar ama bu detaya rastlayamadım. Anlaşılan sendikacılığın tarzı bu olsa gerek.

THY personel konularında titizlik gösteriyor. Belki bu konuda bende eleştirileceğim ama daha önce de sahte rapor alanları yazmıştım. Sahte rapor alanlar birer birer işten çıkartıldı ve ben haklı çıktım.

Şimdi diyorum ki arkadaşlar şirketinize karşı haince düşünceler beslemeyin ki şirketiniz de kendini koruyacak eylem yapmaya tevessül etmesin.