Bahar geldi. Her yer rengarenk çiçeklerle bezeniyor. Bekliyoruz ki THY’de de çiçekler açsın, umutlar yeşersin. Olur mu, olmaz mı göreceğiz. Lakin süre uzadıkça umutlar da uzadıkça uzuyor. 27 Ocak tarihinde kalplere düşen huzur yerini karamsarlığa bırakacak gibi duruyor.
Tarihler 27 Ocak 2022 gösterdiğinde THY yönetimine bomba düşmüş, çalışanların gönlüne de ferahlık hakim olmuştu. Tek kral İlker Aycı “İstenmiyorsun git artık” talimatına uyarak istifa ediyor yerine ılımlı, muhakemesi yüksek, insani değerleri diğerine göre ölçülemeyecek kadar fazla Ahmet Bolat geliyordu.
THY’de canına tak diyenlerin beklenmeyen bu gelişmeyle ruhu okşanıyor, geleceğe umutla bakmasına sebep oluyordu.
Tek adamlık yönetimine her platformda karşı duran bizim cephede bile olumlu yaklaşım hakim oluyor, Ahmet Bolat etrafından gelen mesajlardan da anladığımız gelecek daha parlak gibi duruyordu.
Yani, Ahmet Bolat THY için bir şans görünüyordu.
Bu yaklaşımı THY Genel Kurulu’nda da gözlemledik. Konulara soğukkanlılıkla cevap verip, uzlaşmacı tavrı, aklından ne geçirdiğini bilmediğimiz bir tavırla idareci yönünü gözlemliyorduk.
Haksızlığa uğramış personelin hakkını “Hak” için savunur duruşu da ileriye yönelik umut veriyordu.
Yönetimlere verilen yüz günlük meşhur sürenin dolmasına yaklaşılırken, Ahmet Bolat çevresinden mavi boncuk ne kadar dağıtılır bilemiyoruz ama icraat kısmının artık gerçekleşmesi gerekiyor.
Zira 211’ler başta olmak üzere Ahmet Bolat açıklamalarından ve bu yönde verdiği olumlu mesajlardan sonra, yükselişe geçen hayaller yerini yeniden ruhsal çöküntüye bırakmaması gerekir.
THY, çalışanları için, havacılık sektörü için baba niteliğindedir. Bir babanın evladına karşı nasıl yükümlülükleri var ise, inançlı kişiliğinden kaynaklı hak iadesini hatırlatmaya bile gerek yok. Birilerinin “Yobaz” diye aralarında fısıldaştığı Ahmet Bolat, inançlı olduğu kadar medeni bir dünya görüşü var olgusunu da yerleştirmeli kafalarda.
Bu “yobaz” yakıştırmasını THY’nin etkin bir yöneticisinin yine kendisini havacılık yazarı sanan şahsiyetle yaptığını burada belirtip, aynı kişilerin etrafında pervane döndüklerini de yazmış olayım. Dün Hamdi Topçu’nun etrafında fırfır dönerken güzelleme yapanlar, gittiği gün “fırıncı” gitti diye yazmış; yarın Ahmet Bolat gittiğinde de “yobaz” gitti diye yazmazsa ben de bu havacılık camiasında hiçbir şey bilmiyorum.
Demem o ki Ahmet Bolat, THY’yi Kartallıların insafında bırakmamalı. Duyuyorum ki TGS’den başlamak üzere Kartallılar hükümranlığı aldı başını gidiyor. Bu arkadaşlar da eğitimlerini din üzerine alıp sonra da 12 bin liralık Prada ayakkabı giyenlerin başını çektiği bir yoldan yürüyorlar.
Evet, Ahmet Bolat bey; sizden beklenti yüksek. O halde yüz gün dolmadan hamleleri gerçekleştirin. Bahar geldi, şimdi haksızlıklara maruz kalmış kişilerin de baharı gelsin.
Yukarıda da belirttiğim gibi başta 211’ler olmak üzere, sizin de bilginiz olan kabin memurları, pilotlar hepsi mağdur. Mağdurların halinden mağdur olmadan anlamak gerek. Bilmem anlatabildim mi?
Son cümle. Çok sayıda da engelli personelin atıldığını bize gelen maillerden anlıyoruz. Lütfen bu konuyu da araştırın.
Yorumlar Tüm Yorumlar (140)