“THY’den başka konu mu yok” diyenlere hak vermiyor değilim. Lakin unutulmasın ki, THY bu sektörün yüzde 70 pastasının sahibi. O yüzden gün geçmiyor ki yeni bir konu ile karşılaşmayalım. Geçen hafta yazmış olduğum yazından sonra önemli gelişmeler yaşandı.
“THY kokpit ve kabine çözüm mü arıyor” başlığı altında yazdığım yazı yöneticileri kendine getirmiş olmalı ki haftanın ilk günü önemli gelişmeler yaşandı. Önerdiğim çözümlerden bir tanesi hemen uygulamaya alındı.
Yazıdan mı, tesadüf mü, tevafuk mu bilinmez ama bilinen şu ki çok sayıda kişinin yüzü gülmüş oldu. Yazımda bahsettiğim DO&CO mağduru olup ve fakat THY aidiyeti taşıyıp “ille de THY” diyerek kapı aşındıran, THY kabine girmek için her türlü cefaya hazır şekilde bekleyenlere kapı aralamış olduk.
Gerek mahkemeye vermiş, gerek şu ya da bu şekilde THY’nin kapısı kapatılmış kişilere sürpriz bir şekilde davet giderek THY kabin memuru olma fırsatı tanındı. Keza THY’nin bir türlü düzen tutturamadığı, ingilizce seviye tespit sınavındaki tutarsızlık da olması gereken seviyeye çekildi.
Türk Hava Yolları yöneticilerinin pratik çözümde sınıfta kaldıklarını söyleyebilirim. Özellikle insan kaynakları ve planlama yapan birimlerin insan odaklı değil de “köle odaklı” uygulamaları, çalışanların “canım burnuma geldi" tabiri ile örtüşür düzeye gelmesine sebep olmuştu.
Kabin açısından öldüresiye yaşanan planlama hatalarının görülmesi için bizlerin, gözünüze parmak mı sokmamız gerekiyordu yoksa yeni sendikanın kurulması mı gerekiyordu? Geçen haftaki yazımda da belirtmiştim. Yeni sendika kurma riskini kimsenin göze alamayacağını, lakin gerek kokpitin ve gerekse kabinin planlama hataları ile öldüresiye çalıştırılması, FTL denen zıkkımın arkasına takılıp ne idüğü belirsiz bir program ile kokpiti de kabini de çare arayışına iten sizlersiniz.
Şapka düştü kel göründü…
THY’de kabin ve kokpitten sorumlu genel müdür yardımcılığı ne iş yapar hala anlamış değilim. Ama şimdilerde iki elinin arasına aldığı kafasıyla “biz ne yaptık” dediklerini duyar gibiyim.
Velhasıl, THY yaz sezonu öncesinde ivedi çözümler üretmek zorunda. Siz beyaz yakalılar; Kabin ve kokpit gibi aldığınız parayı hak etmek için, biraz beyin cimnastiği, biraz empati yeteneği, biraz çözüm üretme adına çaba harcamanız bu şirketteki huzursuzluğu ortadan kaldıracaktır.
Kabini güçlendirmek için yukarıda da belirttiğim çözüm yeterli değil. DO&CO mağduru çocukların bir kısmı halen sizden gelecek umut ışığı ile bu şirkete sımsıkı sarılacak şekilde bekliyorlar. Mahkemelik olan gençleri kazanmak için “Çekin mahkemenizi, gelin masaya oturalım” demeniz yeterli.
Yetmez. “FETÖ” torbasına atarak günahını aldığınız kişileri de masaya davet edin. Hep bahsederim ya “vicdan” varsa diye. Yoklayın kendinizi “VİCDAN” varsa yapın bunu. Eminim kaybetmeyeceksiniz. Hem kurumunuz adına hem de ilahi adalet adına yararlı olacaktır.
Ve taşeronlar…
İktidarın taşeronlar ile ilgili çıkardığı kanuna atfen THY ve bağlı kuruluşlarındaki taşeronlara dikkat çekmiştik. Bu konunun da takipçisi olacağımızı, taşeron çalışanlar adına sözcü olacağımızı vurgulamıştık. Halen aynı noktadayız.
İşinize gelince devlet işinize gelince özel olma fırsatçılığının arkasına sığınmayın. Gelin yeni bir barışın kapısını aralayın. Taşeron çalışanları sistemin içine dahil edin. “Ucuz yahni” yemenin derdinde değil kaliteli hizmet derdinde olun.
Bu tür adımlar THY’ye yararlı olacaktır.
Emniyetli uçuşlar…
Yorumlar Tüm Yorumlar (120)