Geçtiğimiz hafta Türk Hava Yolları’nın çalışanlarına ve özellikle uçucu ekiplerine yönelik aldığı yeni kararların ortaya çıkmasıyla oldukça yoğun geçti.
Hafta boyunca THY’nin uçucularına yönelik tasarruf etmek adına kısıtlamaya gitme kararlarını AirportHaber’den takip ettiniz.
Neydi bunlar?
1- Mesai ücretinin kesilmesi: 6 gün üst üste çalıştıktan sonra 7'nci günde tatil yapılmayarak çalışılması durumunda mesai ödemesi yapılacak. (Onun dışında artık mesai ücreti verilmeyecek)
2- İstanbul Havalimanı’nın açılmasıyla birlikte verilen ilave yakıt ve otoban ücret ödemelerinin sonlandırılması
3- Personele sormaksızın bayram ya da resmi tatillerin hafta sonuna kadar uzatılması ve bunun da yıllık izin haklarından düşülmesi…
Bu kararlar İstanbul Havalimanı’na geçilmesiyle birlikte artan maliyetlerin karşılanması noktasındaki sıkıntılar, Boeing 737 MAX’lerden kaynaklı zarar, dövizin dalgalı hali ve benzeri sorunlardan kaynaklı tedbirler olarak açıklanabilir.
Bunları zaten dönem dönem uzun uzun yazdık.
Evet açıklanır açıklanmasına ama şu soru da sorulur. Bu tedbirler neden sadece personeli kapsar? Mesela THY yönetimi kendi açısından ne tür tedbirler almış ya da hangi ekonomik kısıtlamalara gitmiştir?
Sektörde ses getiren bu kararlar sonrası eğer THY yönetiminin yurt içinde ya da yurt dışında yönetimi kapsayan bir tasarruf tedbiri varsa açıklaması doğru olmaz mıydı?
Yani “ben personelime yönelik tasarruf kararları aldım ama kendim de şu konuda kısıtlamaya gittim. İşte kalem kalem tedbirlerim bunlar” diyebildi mi?
Hayır diyemedi.
Nasıl olsa birazcık ses çıkaran biri mi var atarız işten olur biter mantığı cuk diye oturmuş kuruma. ‘Verimsizlik der göndeririz’ kuralı kayıtlara geçeli yıllar olmuş.
O zaman istediğin kararı al.
Gelelim işin sendika boyutuna…
Hava İş Sendikası ve Hava-Sen Sendikası bu kararların AirportHaber tarafından ortaya çıkarılması sonrası bazı açıklamalar yayınladı. Hava İş’in ilk açıklaması tatlı-sert, Hava-Sen’in açıklaması ise daha sert oldu.
Hava İş yaptığı ilk açıklamada ‘üyelerimizi bağlamaz Toplu İş Sözleşmesi’ne aykırı, mahkemeye gideriz’ minvalinde bir açıklama yaptı.
Arkasından Hava-Sen’in sert açıklaması geldi.
Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Atilay Ayçin’in sendika başkanlığı yaptığı döneme de şahitlik etmiş biri olarak kaba ve sert üslubu hiçbir zaman benimsemiş biri olmadım. Bu yöntemi seçenleri de benimsedim.
Bana göre Atilay Ayçin çok iyi bir sendikacıydı ama üslubu doğru bir üslup değildi.
Açıklamaların ya da seslenişlerin sert ve kırıcı olması ancak günü kurtarır, eğer sonuç alınamazsa sonrasını ise sadece sorgulatır.
Hava İş’in mevcut yönetimi hakkında uzun zamandır Hava Sen tarafından yönetimci olduğu suçlamaları var biliyorsunuz. Bu suçlama için kendi açılarından çeşitli argümanlar da sunabilirler. Orasını kendileri bilir.
Ancak Hava İş’in yaptığı ilk açıklama gerçekten topu taca atmak değil de nedir?
‘Üyelerimizi bağlamaz’ diyorsunuz da ya THY bağlayıcı şekilde karar alırsa ne olacak? Mahkemeye gideceksiniz ve belki aylar belki yıllar sürecek. Peki bu süreçte hak kaybına uğrayan personelin durumu ne olacak? Elimizden geleni yaptık mı diyeceksiniz?
- Mesela THY yönetimiyle acilen görüşmek için bir randevu talebiniz oldu mu?
- Üst yönetimden birileri ile telefonla da olsa temasa geçtiniz mi?
- Toplu İş Sözleşmesi’nin ilgili maddelerinin devre dışı bırakılması konusunda yaptırımlarınız ne olacak?
Derken Cuma günü Hava İş Sendikası bu kez çok daha sert bir açıklama yaptı. Bu kez daha sorgulayıcı ve daha kapsamlı bir açıklama geldi. Hani Atilay Ayçin’in üslubundan bahsetmiştim ya; O’nu andıran bir metin kullanıldı.
Peki bu çözüm mü?
Asla değil. Dediğim gibi sizin sert açıklama yapıyor olmanız sorunları çözmüyor. Günün sonunda elinizde ne var buna bakılır.
Bu açıklama yukarıdaki sorulara ek olarak yeni sorular getirdi aklıma…
- Mesela; Hava İş açıklamasının Hava-Sen’in açıklamasından sonra böylesine sertleşmesi tesadüf mü?
- Bu sorunu nasıl çözmeyi düşünüyorsunuz?
- Geçmişte THY yönetimin aldığı olumsuz kararları bu metinde toplamanızın nedeni ne?
- Bazı yöneticilerin THY’de ağır ekonomik yük oluşturduğunu ve haksız kazanç elde edenlerin bulunduğunu açıklıyorsunuz. Bunları neden hiçbir dönem gündeme getirmediniz?
- Yasal süreç zaruri, peki bu süreçte mağdur olanların hak kaybını nasıl telafi etmeyi düşünüyorsunuz?
Hava İş yönetimi samimidir değildir bunu zaman gösterecek. Ama eğer açıklamanızın çizgisinde ilerlemek istiyorsanız en kısa sürede THY’den birileri ile iletişime geçip aldığınız yanıtı ya da sonucu hemen çalışanlarınızla paylaşmalısınız.
Yoksa bu açıklama amiyane tabirle gaz alma açıklaması olarak kayıtlara geçecek.
Merak ettiğim bir diğer husus da son 15 günde Hava-İş’ten Hava-Sen’e ya da Hava-Sen’den Hava-İş’e üye geçişi oldu mu?
Herkese iyi haftalar…
Yorumlar Tüm Yorumlar (66)