Türk Hava Yolları’nın ilk 9 aylık performansı belli oldu. THY 9 ayda 56.4 milyon yolcu taşıdı.
Bu rakam geçtiğimiz yıla göre düşüş olduğunu gösteriyor. Geçen yıl aynı dönem taşınan yolcu sayısı 57.6 milyondu.
Bu rakamlar neden önemli?
İstanbul Havalimanı’na taşınmadan kısa bir süre sonra Türk Hava Yolları Genel Müdür Yardımcısı Abdülkerim Çay, hedefin 90 milyon yolcu olduğunu açıklamıştı. O dönem yapılan bu açıklamanın pek mümkün olmadığını hem düşünmüş hem de yazmıştım.
Yıl sonuna bu ayla beraber 3 ay daha var. Yani mevcut durum itibariyle toplam yolcu sayısı 75 milyonu bulursa iyi bir sonuçtur bana göre. Aradaki fark ise; 15 milyon yolcu.
90 milyon açıklaması mutlaka bir planlama sonucu yapılmış bir açıklamadır. Ancak taşınmadan hemen sonra durumu tam olarak görmeden böyle bir değerlendirme yapılması hata olmuş gibi görünüyor.
THY’nin yolcu sayısının bu rakamlara çıkamayacak olmasında çeşitli etkenler var. Mesela MAX’in durumu... THY’nin normal şartlarda filosunda olması gereken 12 adet 737 MAX uçağı var bildiğiniz gibi. Ancak şirket bunları uçuramıyor.
Ne zaman uçacakları da belli değil.
Bu da aşağı yukarı yüzde 25 civarında kapasite daralmasına neden oluyor. Yani THY eğer MAX’leri uçurabilseydi sanıyorum 80 milyon rakamına yaklaşabilirdi. Ancak yine de 90 milyon hedefi tutturulamazdı.
Bu nasıl savunma?
Geçtiğimiz aylarda İstanbul Havalimanı’nda ağır hakaretlere uğrayan bir Çelebi personelinin yaşadıklarını hepimiz takip ettik. Görüntüler bildiğiniz gibi sosyal medyada infiale neden oldu.
Bir yolcu, Çelebi personeli olan Tuğçe Selvi’ye ‘koca k.. kaldır, Çingene, sokak süprüntüsü’ gibi ifadelerle küçük düşürücü hakaretlerde bulundu. Hakaretlerin yanında çok acayip hareketler ve mimiklerle Çelebi çalışanını aşağıladı. Bu yolcu yargılandı ve 1740 Lira para cezası aldı.
Keşke bu yolcu ders niteliğinde bir ceza alsaydı da örnek teşkil edebilseydi.
Ancak karardan ziyade dikkatimi çeken başka bir durum oldu.
Yargılanan yolcunun avukatının savunması…
Avukat özetle diyor ki savunmada; Müvekkilim master seviyesinde eğitim almış, bu sözler hakaret değil ve havalimanlarında her zaman yaşanıyor. Eğer görüntüler olmasaydı Çelebi personeli olan Tuğçe Selvi bu sözleri görmezden gelecekti. Müvekkilim ile barışacaktı.
Bu nasıl savunma ben anlamadım.
Savunma nedir; Suçlandığın konu ile ilgili görüşlerini belirtmek ve bir ceza söz konusu olacaksa o cezayı mümkün olduğunca azaltmaya çalışmaktır.
Yahu bu nasıl savunma?
Yani sen avukat olarak şunu mu diyorsun; Benim müvekkilim eğitimli biri; ee o zaman ceza vermeyin.
Ayrıca görüntüler yayınlandı diye mağdur haysiyetini aklına getirdi, eğer görüntüler olmasaydı bu hakaretleri umursamazdı. Böyle bir şey olabilir mi?
İnsanların şeref ve haysiyetlerini videoya indirgemek ne demek Allah Aşkına…
Hepimiz insanız; sinirlenebiliriz tabi ki. Mağdur olan insan agresifleşir buna bir lafım yok. Ancak küfürden bile daha ağır bazı ifadeler vardır. Bu yolcunun yaptığı da bu. Küfür etmiyor ama aşağılıyor, ötekileştiriyor ve küçük düşürmeye ciddi ciddi gayret ediyor.
İşin ilginç tarafı da; avukatı bu durumu normalleştirip hatta mağdurun haysiyetini görüntülerle ölçüyor.
Aslında havalimanlarında bu tip olayların yaşanmasında en büyük suç havayolu ve yer hizmetleri şirketlerinin.
Neden mi?
Bir uçuş gecikmesin ya da bir uçuş iptal olmasın. Ellerinde telsizle devamlı ortalıkta gezen yetkili amirler, ne hikmetse bir aksaklık yaşandığında ortadan kayboluyor. Bütün gün kontuar çevresinde gezen müdürlere ve şeflere o anlarda ulaşamıyorsunuz.
Personel ile öfkeli yolcuları baş başa bırakıyorlar.
Sonra da bu tip durumlar ve hatta kavgayla sonuçlanan problemler ortaya çıkıyor.
Yorumlar Tüm Yorumlar (12)