Bak hele şu Turkish Do&Co'nun yaptığına. Resmen rezalet ve resmen insafsızlık. İşgüzarlık dizboyu. İnsana kıymet, çalışanın hakkına saygı hak getire. Ölü pazarı, köle pazarı şeklinde bir zihniyet hakim olmaya başladı. Yazacaklarımın daha fazlasını hak ediyorlar ama maalesef terbiyemiz el vermiyor.
Durun anlatayım. 2016'yı 2017'ye bağlayan geceye dönelim. Yüzlerce Do&Co çalışanı uçan şef, bir telefonla, bir mail ile işten çıkartılmıştı. Kimi evinde yeni yıla girmenin heyecanını ailesi ile beklerken kimi izinde kimi dışarıda bir arkadaşı ile eğlenirken beyninden vurulmuşa dönmüştü Turkish Do&Co'nun bu kararı ile.
Bakmayın şirketin "Hepsine mutfakta çalışmalarını önerdik" mavaralarına. Bakmayın siz şirketin değişim bahanelerine. Bakmayın siz şirketin "şöyle iyiyiz, böyle iyiyiz, çalışanlarımızın haklarını şöyle koruyoruz" yalanlarına. Resmen kelime oyunları.
Bakın ben işten atılan çok sayıda insan ile görüştüm. Yetmedi Turkish Do&Co'ya gittim. Şirket adına da empati yapmaya çalıştım, çalışanlar adına da. Ama gördüğüm ve geldiğim nokta şu oldu. Kesinlikle çalışanlar insafsızca biçildiler. Neden bu kadar keskin konuşuyorum aşağıda yazdıklarımı okuyunca hak vereceksiniz.
Bakın ne diyeceğim. İşten çıkartılan garibanlar var ya. Şu Anadolu'nun kavruk çocukları. Yapacakları tek şey mahkeme kapılarında adalet aramaktı. Kimi bunu yaptı, kimi "Allah'ınızdan bulun dercesine" başka kapıda ekmek aramak zorunda kaldı.
Ve bu arkadaşların bir kısmı Türk Hava Yolları'nda işe girmek için kabin memurluğu sınavlarını geçtiler. Ama maalesef Turkish Do&Co'nun yazdığı ve benim yine "insafsızca" dediğim o saçma sapan bilgiler sebebiyle THY bu arkadaşları almadı. Sebep mahkeme.
Ama şu da oldu arkadaşlar. THY'de babası, dayısı, emmisi, siyasetçi yakını olanlar önceden bilgi aldı ve davasını geri çekerek işe başladılar.
Ben adaletten yanayım. Bu çocuklar "bizim çocuklarımız" dedik.
Ve bu yazıyı yazma sebebine geleyim.
Değerli okurlar, Turkish Do&Co bu arkadaşları THY'nin yaşadığı sıkıntılar sebebiyle işten attığını söylemişti. THY şimdilerde fiyakayı düzeltmeye başladı. Dolayısıya Do&Co'dan eleman istemeye başladı.
Sonuç olarak Turkish Do&Co akılı bir hamle ile işten çıkarttığı bu insanları aradı. Düşünce güzel, uygulama aşağılıkça.
Sanki park ve bahçelere çöpçü arıyorsunuz, sanki apartmana kapıcı arıyorsunuz veya kahvehaneye çay ocağına elaman arıyorsunuz? Bu nasıl bir iğrençliktir. Bu insanların hepsi üniversite mezunu. Önerdikleri maaş brüt 1780 TL. Bu ne demek biliyor musunuz? 1400 TL maaş demek. "Sizi işten çıkartarak öldürdük şimdi de diri diri yakmak istiyoruz" demektir bu.
Durun durun bitmedi. Uçuş tazminatları da tırpanlandı. Resmen kuşa çevrildi. 0-2 saat arası brüt 52, 2-3.5 saat arası102, 3.5-5 saat arası 146, 5 saat ve sonrası için ise 188 TL.
Hesaplayın bakalım maksimum uçan bir uçan şef kaç para alabilir.
Hadi bu şekilde kabul edildi diyelim. Geri çağrılan uçan şeflerin önüne konulan sözleşmedeki "Kriz olursa yeniden işten çıkarılacaksınız" maddesi nası bir insanlık, nasıl bir işverenlik örneğidir.
Bu insanları daha önce çalıştırmışsınız, etinden sütünden faydalanmışsınız ve nasıl olurda "iki ay deneme süresine tabi tutacağız" dersiniz.
Yazık. Köle muamelesi yapmayın bu insanlara. Unutmayın sadece hayat değil, para da paylaştıkça güzelleşir.
Yorumlar Tüm Yorumlar (108)