YÜZÜNÜZ KIZARMADI MI?

Neresinden tutsam elimde kalıyor. Ne kadar söylesem dilimde tüy bitmekle kalıyor. Türk Hava Kurumu'nun içler acısı durumundan bahsediyorum. Bugün tutuklu bulunanları defalarca uyardım. Onlar ne yaptı? Bizi engellemenin yolunu aradılar. Tehditler gönderdiler. Kolumuzu, kanadımızı kıracak adam arayışına girdiler.

İsterseniz başa döneyim de şöyle bir hafıza yenileyelim. Ve bilmediğiniz noktaları da sizlerle paylaşayım.

Türk Hava Kurumu Başkanı Osman Yıldırım'ın Onur Air'i almak istediği bilgisi geldiği sıralarda tam da kurumun kuruluş yıldönümü sıraları idi. Biz de davetli idik. Ankara'da yapılan kuruluş yıldönümü gecesinde Osman Yıldırım'a sormak istedim Onur Air meselesini. Köşe bucak kaçıverdi. Özel Kalem Müdürü İrfan Yıldız'a söyledim bu durumu.

Velhasıl Osman Yıldırım bu konuyu görüşmek istemedi ve biz haberi yayınladık. Kamuoyu bu durumu bizim haberlerimizden öğrenirken, kurum içinden bize gelen bilgiler hiç de iç açıcı değildi.

Gerçek habercilik yapan Airporthaber'e güvenen onlarca THK çalışanı durumdan bizleri haberdar ediyordu.

Kurulan paravan şirketlerin, alınan arsaların, Osman Yıldırım'ın onlarca aile efradını, yakın arkadaşlarını kuruma doldurduğuna dair belgeler liste halinde geliyordu.

Bize düşen bu iddiaları araştırıp yazmaktı. Biz de bize yakışanı yaptık ve yazarak görevimizi layıkıyla yerine getirdik.

Akyurt'ta alınan arsaları, Hakan Azemoğlu üzerine kurulan şirketi, Emre Yıldırım'ın THK'da çalışıyor olmasına rağmen dışarıda kurduğu şirketleri birer birer yazdık. Bu şirketler üzerinden THK üzerinden para kazanıldığını yazdık.

Aktarılan paraları, THK'nın saplandığı borç batağını belgeleri ile ortaya koyduk. Kurumda ipotek edilmeyen gayrimenkul kalmadığını, satılan gayrimenkullerin haddi hesabı olmadığını hep dile getirdik.

Ve biz bunları yazarken Osman Yıldırım'ın özel kalem müdürü İrfan Yıldız'a da söyledik. Hatta hiç unutmam Atlasjet Havayolları Ukrayna'da açtığı havayolu şirketinin lansman gününde uzun görüşmemiz oldu. Gidişatın kötü olduğunu söyledim. İstifa etmesini bu çirkefliklerin içinde olmaması gerektiğini izah ettim. Aldırış etmedi. Bugün anlıyorum ki çarkın içinde kendisi de varmış

Keza Gökçen Havacılık Genel Müdürü Volkan Yılmazer'e de aynı telkinlerde bulundum. Aksini iddia ediyorsa çıkıp açıklama yapsın. Osman Yıldırım'ın kurumu uçuruma götürdüğünü, üfürükten projeler yapıyormuş görünüp kamuoyunu oyalayıp perde arkasında işler çevirdiğini defaatle söyledim. Kendisine de istifa etmesini önerdim. Hatta kendisi benimle görüşmek üzere randevu aldı ve İstanbul'da görüşmek üzere randevulaştık. Lakin randevuya gelmedi.

Bir gün uçak yapıyorum, diğer gün havayolu kuruyorum, ertesi gün Onur Air'i alıyorum bir başka gün hangar alıyorum gibi süslü kelimelerle bu ülkenin sorgulama meziyeti olmayan başta gazeteciler olmak üzere kamuoyu yanıltılmıştır.

İşte sonuç ortada.

Kurum itibarı yerlerde sürünüyor. Kendi itibarı onarılamaz yaralar almıştır. Osman Yıldırım'ın hala neden istifa etmediğini anlamış gibi değilim. Bana göre tutuklanma gereçkesi yetersizdir. Kurum didik didik edilerek sorgulanmalı.

Şubeler mercek altına alınmalı. Derhal kayyum atanmalı. Kurumda Osman Yıldırım'a ait tüm çalışmalar bağımsız kuruluşlar tarafından araştırılmalı. Altından çok pislikler çıkacağına eminim.

Şimdi adalete büyük iş düşüyor. Anayasa Mahkemesi'ne de büyük iş düşüyor. Zira bugün net bir şekilde ortaya çıkan olaylar zincirini yazdığımız haberler iki veya üç gün içerisinde anlamsız yasa sebebiyle yayından kaldırılmıştı. Hatta gözaltılardan sonra yazdığımız doğru haberler bile herşey apaçık ortada iken yayından kaldırma kararı veren mahkemelerin almış olduğu kararları Anayasa Mahkemesi'ne götürdüm. Umarım doğruluğu araştırılmadan verilen kararların yersiz olduğuna dair karar çıkar Anayasa Mahkemesi'nden. Aksi taktirde bu ülkede kurumları kendi çıkarları doğrultusunda yönetenlerin ekmeğine yağ sürülecektir.

Sorulması gereken o kadar çok soru var ki!

Ben birkaç tanesini sorarak savcılarımızın işini biraz kolaylaştırmak isterim.

Örneğin; Türk Hava Kurumu Isparta'daki hangarı kaç paraya aldı? Bu hangarın değeri nasıl tespit edildi?

Helikopterler piyasa değeri üzerinde mi alınmıştır?

Kuruma alınan uçakların alış fiyatları nasıl belirlendi?

Uçak çizimleri için kaç para ödendi? Fiyat hangi kıstaslara göre belirlendi?

Bu konu için Aydoğan Koç'a ne kadar para ödendi?

Uçak fabrikası ortakları arasında görülen Aydoğan Koç'a, şirkette aynı zamanda genel müdür görünürken 100 bin avro danışmanlık bedeli neden verildi?

Bir şirketin genel müdürü aynı zamanda o şirkete danışmanlık da yapabiliyor mu?

Ve kritik soru; Kurumun şu anda ne kadar borcu var?

Ben uzun yazı yazmayı sevmem. Lakin bu kurum hepimizin kurumu. 'Tüyü bitmemiş yetimin bile hakkı var' sözü tam da bu kurum için geçerlidir.

Adalet. Umarım haksız yere işten atılanların, "yanlış yapıyorsunuz" diyenlerin sille tokat dövüldüğü kurumda adalet yerini bulur.

Türk Hava Kurumu yönetim kurullarında olanlar. Mütevelli heyetinde olanlar. Sizlerin gözleri bağlı mıydı? Kulaklarınız sağır mıydı? Kurumun bu duruma düşmesinde sizlerin de payı var.

Hadi artık asaletli davranma sırası sizde. Derhal istifa edin. Kurumun bir lokma kırıntısını haram olarak boğazından geçiren şube başkanları sizler de istifa edin. Kadıköy şubesinde kaybolan makbuzların peşin düşmeli savcılar. Satılan arsaların paralarının peşine düşmeli. Bu arsalar kimlere kaç paraya satılmış hepsi araştırılmalı.

Son söz adaletin. Adil adaletin vereceği karar hayırlı olsun.