Birçok okurdan “ Sivil Havacılık Sektöründe bir tek Türk Hava Yolları mı var, neden bizim şirketimizi, bizim çektiklerimizi hiç konu yapmıyorsunuz “ şeklinde serzeniş boyutu ötesinde tenkitler alıyorum. Öncelikle THY bu sektörün %70’ i gibi. Bu bir. İkincisi ben THY’ de uzun süre çalıştım. Dolayısı ile bu anlamda şirketin hissedarıyım. Kendimi böyle görüyorum. Okunma ve yorumlama sayının fazlalaşması için THY’ nı konu yaptığım da söyleniyor. Rahat olun benim yazılarım fazla okunmuyor. Yorumlara gelince yazılan bir yazıya yorum katmak zordur. Az olması beni sevindirir. Maalesef az değil. Rakamlar böyle söylüyor. Mizacım itibarı ile az okunma gibi bir sıkıntım yok. Doğruyu yazmak beni tatmin ediyor. Türk Hava Yollarında olup bitenler kamuoyunda süratle duyuluyor. Diğerleri kapalı birer kutu. Çok samimi olduğumu söylediğiniz şirketin patronları ile hiç görüşmüyorum. En çok maili Çelebi için alıyorum. Nedeni orada uzun süre çalışmış olmam. Neden yazmıyorsunuz? Yazacak bir konu yok mu? Anlaşmamı yaptınız? Neler çektiğimizi biliyorsunuz? Ben Çelebi’ye ortak olan şirketi ve patronlarını tanımam. Tek tanıdıklarım, eski patronlarım. Çelebioğlu kardeşler. Çelebi’ de kaç hisselerinin kaldığını bile bilmiyorum. Kaldı ki, yazı yazmaya başladığım ilk günlerde Çelebi’ye karşı bayağı bir hata yapmıştım. Mahcubiyetim de var. Çelebi ile ilgili tüm bildiğim bunlar. Sonuçta Çelebiden kimse ile irtibatım yok. Buna bir de bunların üzerine sizlerin genelde elinizi taşın altına koymak istememenizi ve de güvensizliğinizi katınca...
Kişilerin bildirdikleri mağduriyetler ile ilgili yazmadan önce anlatım konusunu görev yaptıkları şirketten araştırmak şart. Bu da bir anlamda mağdurum diyenin kimliğini açıklamak anlamına geliyor. Bunu göze alamam. vb. vb. İnanırsınız veya inanmazsınız durum aynen budur.
2017’İN EN İYİ İŞVERENİ OLARAK SEÇİLEN THY’NA ŞAPKA ÇIKARTACAKTIM AMA.
Amerika’da merkezi bulunan bir araştırma şirketinin Türkiye bürosu 2017 yılının en iyi işverenlerini, seçti Ve Türk Hava Yolları en iyiler sıralamasında ilk 5’ de. İlk Beşte sözünü küçümsemeyin. Yarışmada beş adet birinci var. Başka bir deyişle THY bu konuda birinci oldu. Seviniyoruz. Tabii ki Gururlanıyoruz.
Gurur ve sevincimiz bu araştırmanın sonucunu belirlemeğe esas teşkil eden kıstasları okuyana kadar sürüyor. Beni boş verin. Bir de siz bakın. Kıstaslar yukarıdaki renkli tabloda. Ve de bunlar sizi nasıl düşünmeğe götürecek.
Araştırma şirketi diyor ki; Bu çalışmayı yaparken “ en değerli varlığınız yani çalışanlarınızın geri bildirimlerini alırız.” Çalışanların görüşleri, çok özel bir soru seti üzerinden toplanır. Sorular, şirketimizin standart bağlılık araştırmasının içinde yer alıyor.
Evet; en değerli varlığınız, yani çalışanlarınız sözü THY yöneticilerinin şirket çalışanlarına bakışlarını anlatıyor mu sizce? Bana göre hayır. Bir düşünmemiz gerek? İyi yöneticiyi sizce kim seçer? Tabii ki yanında çalışanlar. Başka bir deyişle onu ve yönetim tarzını iyi bilenler.
Araştırmacının söylediğine göre bu yarışmanın / değerlendirmenin suallerini cevaplayan hali ile THY’ nın çalışanları. Peki, araştırmada firmanın suallerini cevaplamaları konusunda görevlendirilen çalışanları kim seçti? Araştırmayı yapan firma mı? Yoksa THY’nin tepesindekiler mi? Yoksa bu konuda talimatlandırdığı alt yöneticiler mi? Sizce hangisidir?
Lütfen köşemin en üstünde yer alan değerlendirme kıstaslarına bir kez daha bakın. Bu kıstaslarla THY’ nin ve tepelerinin en iyi işveren olup olamayacaklarına siz karar verin. Eğer sizce olabilecekleri ihtimal dâhilinde ise, bu sitede / hatta sitelerde yer alan okur yorumları ile ilgili ne söylemek gerek bilemiyorum. Bir yerde hata var. Şurası mutlak ki hata ve yanlışlık araştırmayı yapan kuruluşta değil. O şirketlerin tepelerinde bizimkiler gibi cin fikirli yöneticilerin bulunabileceğini zannetmem.
YALAKA KOYUN KASABIN KESKİN BIÇAĞINI ÖVERMİŞ.
Kıstasların ilk maddesi “ Çalışanlar şirketleri hakkında pozitif konuşur ve geleceklerini şirket içinde görür. Konunun bu şekilde olmadığı APH yorumlarından açık seçik görülmüyor mu? İkinci madde “Liderler, çalışanlarını değerli hissettirir, şirket vizyonu konusunda onları ikna eder ‘diye başlıyor. Birinci madde menfi bir görünüm arz ediyorsa, ikinci maddeye evet demek mümkün mü sizce? 3 ncü madde “çalışanların sundukları hizmet için takdir edilip ödüllendirilir” Eğer THY’ nda ödüllendirme ve cezalandırma yönetmeliği sağlıklı çalışıyor diyen varsa, şaşarım. Madde 4 ise ‘ Çalışanlar şirketin parçası olmaktan gurur duyar ve şirketlerinin diğerlerinden farkını açık bir şekilde açıklayabilir’ diyor. Yukarıdaki maddelerin ilk ikisine hayır cevabı veren bir çalışanın sizce 4 maddedeki suale evet demesi sizce mümkün mü? Değil tabii ki.
Ancak araştırmaya iştirak eden necip THY çalışanlarının bu 4 suali de evet diye cevapladığına eminim. Bir yazıda aynı şeyi tekrar etmek iyi değildir derler ama ben patenti bana ait olan bir cümlemi sağına soluna hafif dokunarak tekrarlayacağım.” Bir kesimin THY’nin şimdiki ve daha önceki tepe yöneticilere şükran borcu duyduğu ortada. Ve de bunu normal karşılamak gerek. Zira sayelerinde ülkede mevcut işsizliğe rağmen esaslı bir işe sahip olmuşlardır. Ancak bu vefa borcunu düzgün çalışmak yerine yönetimi / yönetimleri ve tepedekileri methederek ödemenin geçerli bir yöntem olmadığını onlar da anlayacaklardır. Bana iktidar partisi mensubu bir arkadaşımız tarafından söylenilen bir söz varsayımımı doğrular nitelikte. “ THY’ da bu dönemde atanan yöneticiler bağlı olduğumuz iktidar partisince tayin edilmiştir. Bu partinin felsefesine inanan herkes tayin edilmiş olan yöneticilere de inanmalı ve onları korumalıdır. Mademki aynı siyasi görüşü paylaşıyoruz bu bizim görevimizdir “ Ona bir şeyler anlatmamın faydasının olmayacağını düşündüm. Ve de sustum. Bu da bir görüş.
BU DA BAŞKA BİR KURULUŞUN YAPTIĞI AYNI KONULU ARAŞTIRMA
Yine başka bir Amerika kuruluşunun The Great Place To Work’da aynı şekilde bir araştırma yapıyor. Konu aynı. TÜRKİYE’’NİN EN İYİ İŞVERENLERİ. İnsani dokunuşu yüksek kurum kültürüne sahip 26 şirket yer almış bu araştırmada. Güvenilirlik, saygı, hakkaniyet, gurur ve takım ruhundan oluşan Great Place To Work modeline ait tüm boyutlar analiz edilmiş. Düşündüm de GPW bu düzenlemeyi yaparken bu modeli bizim sektörden hiç bir kuruluş araştırmaya giremesin diye belirlemiş galiba. İnsani dokunuş yetmezmiş gibi bir de güvenilirlik, saygı, hakkaniyet vb.. şeyler ilave etmişler ve boyutları bizim sektör açısından zaten ulaşılmaz hale getirmişler. Değerlendirmeye 92 şirket iştirak etmiş. Bu şirketler % 45 kadın olmak üzere 57.000 çalışanla temsil edilmiş. Bu 57.000 çalışanın nasıl belirlendiğine ilişkin not bulamadım.
Mükemmel işveren olabilme özelliğine sahip kurumların açıklandığı çalışmada, en güçlü sonuçlar gurur boyutu başlığı altında gerçekleşmiş bulunuyor. En İyi İşverenler, yapılan işten gurur duyma, şirketten gurur duyma, takım çalışmasından gurur duyma gibi boyutlarda yüksek sonuçlar almış. İşe bakın ki bizlerin en çok şikâyetçi olduğumuz, hakkaniyet başlığı altında yer alan tarafsızlık, adaletli davranma ve acil ücretlendirme kavramları ise değerlendirilen kuruluşların en zayıf noktaları olmuş. Bu son cümleyi okuyunca THY başta olmak üzere sektörümüzün büyük şirketlerinin bu yarışmaya neden iştirak etmediklerini anladım. The Great Place To Work’ da sonuçları ilan etti, Listede bizden Sivil Havacılık sektöründen kimse yok. Sivil Havacılık mensubu şirketlerin yöneticileri bu yarışmaya katılmayı unutmuşlar diyelim. Geçen senede görünürlerde yoklardı. Olamazdı zira kıstaslar aynıydı. Ve de şu anlaşılıyor ki bu kıstaslar bizimkilere uygun değil. Veya kendilerine uyduramıyorlar.
İşte THY’ nın durumumu budur ve de birinciliğimiz de böyle şekillendirilmiş. Tabii ki bu benim kanaatim. . Düzenleyici firmanın eline verilen çalışanlar listesi üzerinden denekleri seçerek araştırmaya iştiraklerinin istemesi akla pek yakın gelmediğine göre. Yanılıyor muyum? Bilemiyorum. Ancak; THY yönetimine ve çalışanların tutumuna olan güven noksanlığı insanı böyle düşünmeğe itiyor. Okurların inanması zor ancak aslında böyle düşündüğüm için de üzülüyorum.
THY MENSUBUNUN YORUMU: NOKTASINA VİRGÜLÜNE DOKUNMADAN ( 21 MAYIS 2018. 15.34 - yorum yapan okurun müsaadesi alınmıştır. Bu yazıya yorumumu THY çalışmış ve güncel THY’de olup bitenleri takip eden biri olarak yorum yazacağım; THY de güvenden ziyade korku imparatorluğu hüküm sürmekte. Uçucular diken üzerinde uçuş yapmakta yorgun argın uçarken Allah korusun bir kaza yaparsam benim halım nice olur düşüncesine sahip, maalesef! Burada ifade etmeye çalıştığım hata öyle Allah korusun ölümcül değil. Zaten şirketten çıkarılanların hikâyelerini dinlerseniz güvenden ne kadar uzak olduklarını anlamak zor gelmez. Uçanların birbirini şikâyet ettiği ve bunun üzerine bir ağ oluşturulmuş şirkette nasıl güven olabilir? Yöneticilerin uçanları amiyane tabirle amele gördüğü bir yerde değerden söz edilemez, Uçuş planlamanın robot gibi gördüğü uçucuları artık bilmeyen yok! Çalışanların görüşünün alınması yeterli değildir, onların sorun olarak ortaya koyduklarına icraatla cevap verilmesi gerekir. Artık günümüzde cesaret karşılıklı, Çanakkale’deki cesareti hiç bir yerde bulamazsınız, THY de hiç. Ama karşılıklı anlayış, güven, samimiyet ve dürüstlük bunu her alanda tekrar ortaya çıkarabilir. Takdir görenler yönetime yakın kişilerden ya da ofis görevi alanlar arasında paylaşılırsa bunun da bir kıymeti olmaz. Her zaman yükü sırtlayanı ön plana alacaksın ki bir anlamı olsun. Çalışanın görevin belirtilen kriterlerde gerçekleşmesi için bir çabası zaten var ama yöneticinin keyfe keder davranışı ne orası önemli! Hayatta başarı aslında çok basit insanı duygular içinde saklı ve bu duygular kişiyi en yorgun ve bitkin anında bile harekete geçirir. Bunların neler olduğu koltuklarda oturanlar tarafından çok iyi biliniyor. Ama uygulamaya gelince kişisel ve siyasi menfaatler ve bunun yanında ateş olmayan yerden çıkarılan dumanlar maalesef işleri sekteye uğratıyor. Bunların en başında dürüstlük geliyor, eğer insanlar dürüst olursa hak hukuk bilirse Allah onların işlerini kolaylaştırır. Ama nerede?
Yorumlar Tüm Yorumlar (47)